Gerçek mekânında 'ıssız' bir opera...

Yaşar Kemal'in aynı adlı romanından Çetin Işıközlü tarafından bestelenen "Ağrı Dağı Efsanesi" adlı opera, konusunun geçtiği yerde, Doğubayazıt İshak Paşa Sarayı'nda sahnelendi geçen günlerde. "Uluslararası Ağrı Dağı Efsanesi Festivali" kapsamında her yıl sergilenen temsilin orkestra şefliğini Çetin Işıközlü, rejisörlüğünü ise Remzi Buharalı üstlendi. Eserdeki baş karakterlerden Gülbahar'ı Tuğba Mankal, Ahmet'i Sedat Öztoprak canlandırdı.

cumhuriyet.com.tr

Protokol konseri atmosferinde geçen etkinliğe katılım azdı. Oysa opera, ilk kez 1999 yılında İshak Paşa Sarayında sahnelendiğinde binlerce kişinin izlediği söyleniyor. Etkinliğe katılımın azlığını, temsilin ertesi günü Doğubayazıtlılarla konuşarak aradık.

Yaklaşık 130 bin nüfuslu Doğubayazıtta bir tane kültür merkezi var. Doğubayazıta 1960ta elektrik gelince o yıl bir sinema salonu açılmış: Sunar Sineması. 30 yıldır ise sinema salonu yok. Sinema salonunda film bile izleyemezken sarayda opera izleme fikri onlara tuhaf geliyor.

Opera için Bizim kültürümüze çok uzakdiyor Doğubayazıtlılar, opera denince de şunu söylemeden edemiyorlar: Bizim Pavarottimiz Şivan Perver.

Esnaf Yılmaz Turhan, Doğru düzgün Türkçe bile konuşamazken operayı nasıl anlayalım diyor. Öğretmen, esnaf Şahap Doğan ise Konser, ilk yıl çok kalabalıktı, çünkü operanın ne olduğunu bilmiyorduk. İzleyince gördük. Sanat, topluma göre olmalı. Bu bizi yansıtmıyor. Bizi yansıtan etkinlikler yapılmalı ki onlar da bizi anlasındiyor.

Çetin Işıközlünün Ağrı Dağı Efsanesini bestelediği yıl, yani 1972de Memduh Ün de eserin baş karakteri Ahmeti Hakan Balamir, Gülbaharı ise Fatma Girikin canlandırdığı aynı adlı filmi çekmişti. O filmde 11 yaşında rol alan Doğubayazıtlı Nuri Öztürk iseAğrı Dağı Efsanesioperasını her yıl izleyenlerden. İlk izlediğimde herkes gibi ben de bir şey anlamadım. Üçüncü izleyişimde ise operanın tiyatro, müzik gibi bir kültür olduğunu gördüm. İzledikçe hikâyenin içine girmeye başladım, bu da çok hoşuma gittidiyor.

Doğubayazıtlıların bu yorumlarına karşılık Çetin Işıközlü, Doğubayazıtlılarla diyaloğumuzu zamanla oturtacağızdiyor. Bizim bu etkinliğimiz dünyada örneği az olan özel bir etkinlik. Burada sadece opera temsili vermiyoruz, insanlar farklı sanat dallarını görsün istiyoruz. Kültür sanat lükstür. O lüksten herkes nasibini alsın istiyoruz. Pavarotti halkla böyle kaynaştı.”


‘Hesap versinler!’

İstanbul Devlet Opera ve Balesinin eski müdürü, aynı zamanda bu yılki Ağrı Dağı Efsanesiadlı operanın başrol oyuncularından Sedat Öztoprak, İran sınırına 30 kilometre uzaklıktaki Doğubayazıtta Ağrı Dağı Efsanesi gibi çok özel bir yapıtı bölge insanına ulaştırmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlatırken, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbulda opera sanatçılarının yaşadıkları sahne problemine de değiniyor. Çünkü opera sanatçıları 2 yıldır AKM Büyük Sahneyi kullanamıyor. Öztoprak soruyor: Bizler neden iki yıldır dışarıdayız. Yeni bir soru değil, ancak cevabını alamıyoruz. AKM demek, opera demek. Bizi seyircilerimizden mahrum bırakıyorlar. Başbakanın AKM ile ilgili bilgileri Hıncal Uluç aracılığıyla duyurması utanç verici. İstanbulun, İstanbul Devlet Opera ve Balesi olarak kullanılacak görkemli bir yapıya ihtiyacı var. 2010 Ajansı ile sendikanın davamuhabbetinden sıkıldık. Çözüm üretsinler artık. Geçen aylarda 2010 Ajansı Opera şehre iniyorsloganıyla opera festivali gerçekleştirdi. Biz de operayı dağa çıkardık, ne kadar para harcadık? Onlar şehre indirdiler ne kadar para harcadılar? Hesap versinler!