Genç kızların sığınağı tehlikede
Başıboş genç kızların sığınacağı tek yer Genç Kız Sığınma Evi. Ancak derneğin kurucusu Uğur İlhan devletin baskısından şikâyetçi.
cumhuriyet.com.trŞiddete maruz kalanlar sırf evli kadınlar değil. Pek çok genç kız da aile içi şiddet ve cinsel tacizden mustarip. Onlar için altı yıldır faaliyette olan Genç kız Sığınma Evi’yse kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya.
Şiddet gören kadınlarla genç kızların aynı sığınma evlerinde olmasının psikolojik sorunlar yarattığını söylüyor Uğur İlhan. Altı yıldır şiddet ve cinsel istismar mağduru genç kızlar için çalışıyor İlhan. Aslında Türkiye’de ilk kadın sığınma evi kurucularından biri o. Ama Sosyal Hizmetler’le yıldızı bir türlü barışmamış. Şimdi de Genç Kız Sığınma Evi Derneği kapatılma tehdidiyle karşı karşıya.
- Kadınları korumaya yönelik çalışmalarınız çok eskiye dayanıyor. Nasıl başladınız?
- Bir gün rüyamda görüp başlamadım tabii. Ben de çocukken annemin şiddet görmesine tanık oldum. Ben de evlendim, yüksek tahsilli bir insanın şiddetine maruz kaldım. Gecenin bir vakti sokakta kaldım. Ben kurtuldum ama hâlâ diğer kadınların çilesi devam ediyordu. Gidecek yerim olsa kimsenin kahrını çekmezdim. “Kadınların sığınması gereken bir yer olmalı” diye düşünmeye başladım. O sırada bir partinin kadın kollarında çalışıyordum. 1989’da Yıldırım Aktuna döneminde Bakırköy’de ilk kadın sığınma evini kurduk. Sonra Ali Talip Özdemir geldi, “benim böyle bir görevim yok” dedi. Bizi binamızdan çıkarıp Güngören’de bir binanın yedinci katına koydu. Sonra tek tek kadınları kocalarıyla barıştırmaya kalktı. Evimiz de kapandı.
- İlerleyen yıllarda kadın sığınma evi işini devlet ele aldı. Şimdi siz genç kızlar için bir sığınma evi oluşturuyorsunuz.
- Kadınlara yönelik sığınma evleri çok şükür anlaşıldı, -eksikleri olmakla beraber-. Ancak insanlar aile içi şiddet sırf karı koca arasındaymış gibi düşünüyor. Anne sığınma evine gidiyor, kendini kurtarıyor, peki evde kalan genç kız ne yapacak?
- Şiddet bir yana aile içi taciz ve tecavüz konularının hâlâ üstü kapalı. Önlem almak da zor oluyor.
- Eğer cezalar ağırlaştırılırsa böyle bir sorun olmaz. Berdel de enseste girer, küçük çocuğu 50 yaşındaki adamla imam nikâhı kıydırmak da cinsel sapkınlıktır. Ensest ilişkinin ispatlanması için diyorlar ki “tanık göstermek lazım”, gece yarısı adam kızın koynuna giriyor. Buna nasıl tanık gösterilsin?
- Devlet size ne gibi sorunlar çıkartıyor?
- Biz dernek statüsündeyiz. 2006’dan beri tüzüğe aykırı hiçbir çalışma yapmadık. 300’e yakın kız gedi buraya. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü üç kez buraya denetleme adı altında baskın yaptı. Kızları tek tek odaya çekip, “Uğur anneniz size kötü davranıyor mu” gibi sorular yönelttiler. Sanki ben orada maaşlı bir müdürüm, beni denetliyor. Her baskından sonra mutlaka iki üç fire vermişizdir. Çünkü bu sefer kızlar da “sen şunu yapmaya mecbursun, sen bunu yapmaya mecbursun” demeye başlıyor. Oradan bir güvence verildiğini zannediyor. Halbuki sokakta kalmıştır çünkü işler şöyle yürüyor: Kız müdürlüğe götürülür, yüz liralık cüzi bir sosyal yardım yapılır, İstanbul’daki sığınma evlerinin listesi verilir, “onlardan birine git” denir. Bize de derler ki “Genç Kız Sığınma Evi adı altında Kadın Sığınma Evi işletiyorsunuz. Sosyal hizmetler yönetmeliğine aykırıdır.” Yapacakları yasal işlem de mahkeme kararıyla derneği kapatmaktır. Ancak buna hiç hakları yok. Son geldiklerinde kızlar da görüşmedi. Bir tanesi “beni sokağa atan sizdiniz” diye çıldırdı. Bize şu ana kadar bir tek evli, çocuklu bir kadın gelmemiştir. Onlar da “bizim genç kız statümüz yok” diyor. Oysa 1990’da Kadın Sığınma Evi Statüsü de yoktu.
- Kadın sığınma evlerinde genç kızların ne gibi problemleri oluyor?
- Çocuk zaten annesinin yediği dayağa tanık, kendi yaşadığı şiddetin travmasıyla gelmiş. Orada 30 tane, yüzü gözü morarmış kadınla aynı yere koyarsanız, hayata küstürürsünüz. Kadınların yaşları genelde büyüktür, ev kadınlarıdır. Kalkıp da bilgisayar, muhasebe kursu veremezsin. Bu kızları istediğin kursa ver. Bir de kadın sığınma evinde üç ayı doldurunca ilişkileri kesiliyor. O süre içinde kadına meslek edindirebilirsen tamam ama sonra ne yapacak kadın, belki yine kocaya eve dönecek.
Görücüyü kabul etmedim, kaçtım
C. S. 20 yaşında
- Ne zaman buraya geldiniz? Evde kaç kişi kalıyorsunuz?
- Lise üçteydim geldiğimde. Şu an dokuz kişiyiz ama her an değişiyor. Girenler ve çıkanlar oluyor. Aslında normal bir ev gibi. Her işimizi kendimiz yapıyoruz. Kuralları bilen eskilerden biri, iş bölümünü yapıyor.
- Yaşanan dertler de ortak olmalı.
- Buraya gelenlerin dertleri ortak olmasa bile sorunları genelde aynı. Kalacak yeri olmayanlar buraya sığınıyor. Bu yüzden anlaşmak da kolay oluyor ama bazen de olmuyor. Mesela evlenip boşanmış bir kadınla evli bir adam için evden kaçan bir diğeri anlaşamayabiliyor.
- Sizin hikâyeniz nedir?
- Ben Adanalıyım, annemle babam ayrılmıştı. Annem sonrasında başka bir adamla evlenmişti. Üvey babayla anlaşamadık. Hem annemi hem de beni dövüyordu. Bir de zorla evlendirmeye kalkmıştı. Okumama karşı çıktı. Maalesef başlık parası bizim orada hâlâ geçerli. Görücü gelmişti. Ben de kabul etmedim ve kaçtım. İstanbul’da tanıdığım uzaktan bir akrabam vardı ancak onlar da kalabalıktı, köye geri döndü. Ben dönmek istemedim. Okulda durumumu bilen bir hoca vardı. Beni buraya yönlendirdi. Böylece geldim.
- O süre içinde annenizle görüştünüz mü?
- Hâlâ görüşüyoruz ancak üvey babamla birlikte yaşamaya devam ediyor. Çünkü başka bakacak kimsesi yok. Şu an şiddet yok. Sanırım benden dolayı idi. Üvey olduğum için, bakmak istemiyordu. “Bari evlendireyim bana bir geliri olsun” diye düşünmüştü. Eve geldiğimde yaz tatiliydi. Kuaförlük kursuna gittim ve lisede okuluma devam ettim. Üniversiteyi kazandım. Şimdi Konya’da Turizm ve Otelcilik okuyorum.