Geleneklere sadık kalarak ileriye bakmak...
Geçen yıl soru işaretleri bol bir yıl yaşamıştık. Dünyanın en önemli sinema etkinliği, varoluşçu kuşkuların etkisinde beklenmedik bir tutukluk yaşıyordu; hızla değişen küresel ortamda geleneksel değerlerinden taviz vermemek için bocalıyor, önemli bir kavşakta kararsızlık içinde yeni yollar arıyordu sanki... Sonuçta, Amerikan sinemasının ağır toplarını Venedik’e kaptırmıştı...
Mehmet BasutçuBu yıl, kendine güveni yüksek bir Cannes Festivali yaşayacağız kuşkusuz. Dün Paris’te, artık Sarı Yeleklilerin her cumartesi günü gösteri yapması yasaklanan Champs-Elysées Bulvarı üzerindeki en büyük sinemanın 800 koltuklu salonunda yapılan basın toplantısında açıklanan seçkiler, etkinliğin, sanat ve geniş kitle sinemalarının bileşkesi olma prensibine dört elle sarıldığını gösteriyordu.
Festival, geniş kitlelere ulaşmalarına katkıda bulunduğu yaratıcı yönetmenlere sadık kaldığının altını çizen, kâğıt üzerinde doyurucu, çok renkli bir ana seçki açıkladı:
Bir türlü Altın Palmiye kazanamayan Pedro Almodovar, çok palmiyeli Ken Loach, üçüncü palmiyelerine aday Dardenne Kardeşler ve Terrence Malick, önceki yıllarda aynı heyecanı defalarca yaşayan genç deha Xavier Dolan ve yaşlı usta Marco Bellocchio, açılış filmiyle yarışa katılan Jim Jarmusch... Sonuçta, dün açıklanan 19 filmlik ana listeye ilk kez giren yönetmenlere pek fazla yer kalmamış...
Altın Palmiye yarışında sadece bir ilk film ve dört kadın yönetmen olmasının getirdiği “dengesizlik’’, festivalin ikinci yarışmalı bölümü Belirli Bir Bakış (Un Certain Regard) seçkisinde altı ilk film ve dokuz kadın yönetmenin yer almasıyla, önceki yıllardan daha belirgin bir biçimde giderilmiş.
Kadın-erkek eşitliği
Yıllar boyunca beğendiği, seçtiği ve ödüllendirdiği yönetmenlerin izini süren geleneksel sadakat gerisinde, son yılların moda girişimi pozitif ayrımcılığın tuzaklarından bir oranda uzak durmaya özen gösteren festival yetkilileri, kadın yönetmen oranının bu yıl ilk kez yüzde 20’ye çıktığının altını çiziyorlar. Festivalin sanat yönetmeni, son seçicisi Thierry Frémaux, 8 kişiden oluşan seçici kurulda da kadın/erkek eşitliğini sağladıklarını gururla vurguluyor...
Geçen yılki tedirginliğin simgesel aktörü Netflix platformuyla bu kez uzlaşma yolları aranmış ama, Martin Scorsese’nin filminin yetişememesi, konuyu erteleme olanağı sunmuş. Disney ve Amazon gibi yeni platform girişimlerinin getireceği rekabet ortamında ortak yollar bulmanın önümüzdeki yıllarda mümkün olacağı yolunda, gerçekçi bir iyimserlik dile getiriliyor...
Önümüzdeki haftalarda, iki ya da üç filmin daha yarışmaya katılması beklenmekte. Baş sırada, “Pulp Fiction’’ ile 25 yıl önce Altın Palmiye alan ve son filminin montajını harıl harıl bitirmeye çalışan Quentin Tarantino var...
Delon’a onur ödülü
Yıllardır kendisine verilmek istenen Onur Palmiyesini almak için nazlanan ünlü oyuncu Alain Delon, sonunda Cannes’a gelmeyi kabul etmiş... Fransız sinemasının usta oyuncularından Anouk Aimée ile Jean-Louis Trintignant ise, Claude Lelouch’un 1966’da Altın Palmiye alan filmi “Un homme et une femme’’daki karakterlerini 50 yıl sonra, aynı yönetmenin kamerası önünde yeniden canlandırdıkları filmin yarışma dışı gösterimine katılmak için kırmızı halılı merdivenleri çıkacaklar...
İşte o filmler: 72. Cannes Film Festivali’nde yarışacak filmler dün Paris’te açıklandı. Festival, 14-25 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Yarışacak filmler şöyle: |