Geleneğin çağdaş portreleri

Hüsamettin Koçan, 'Yüz Göz Resimleri'nde gelenekselle güncel arasında bağ kurmayı sürdürüyor.

cumhuriyet.com.tr

Hüsamettin Koçan 2007’de Çankırıdaki Tuz Mağarasında mekânın ruhunu, atmosferini tuvalin yüzeyine taşıyarak Tuz Tadı başlıklı bir sergi gerçekleştirmişti. Bu sergide üç boyuta gönderme yapmayan yassı, anıtsal figürler kullanmış ve düşsel bir alan yaratmıştı. Şimdilerde Teşvikiye Işık Galeride izleme olanağı bulduğumuz Yüz Göz Resimleri, işte bu Tuz Tadı sergisinden çıkarak bağımsızlaşan, yeni bir mekânsallık kazanarak portreleşen resimler olarak karşımızdalar. Mağaradaki anıtsal figürler burada portre olarak, yüze odaklanmış biçimiyle yer alıyorlar. Geleneksel cam altı tekniğini farklı bir boyutta kullanarak yüzler, portreler gerçekleştiren Koçan, tuz tadı ile iyice biçimlenen bir sürecin son örneklerini gösteriyor bu sergide.

Tarihi, görsel kültürü, kültürel geçmişin imgelerini yeni bir biçimsel dille güncel olanın sınırlarına çeken sanatçı, gelenekle güncel, bugün ile gelecek arasında bağ kurmaya bu resimleriyle de devam ediyor. Anadolu resim geleneğinin en önemli örneklerini temsil eden cam altı tekniğini güncel bir yorum ve silikon gibi çağdaş bir malzemeyle başka bir şeye dö-nüştüren sanatçının bu portreleri bugünden geçmişe bir saygı niteliğinde aslında. Geleneğin sadece tekniğiyle değil, anlamıyla da ilgili olması, resimlerin içeriklerinde de karşımıza çıkıyor.

Son derece süslü, renkli ve gündelik malzemeyle örülü bu portreler, camın arkasına gizlenmiş anlam, yüz, ifade gibi meseleleri de bugüne uyarlıyor. Geleneksel cam altı resmindeki başka/öte mekânda olma duygusu bu resimlerde silikonun kapatan ama örtmeyen, gizleyen ama gösteren özelliğiyle tekrar gündeme getiriliyor. Ama belki de en önemlisi, bu saydam silikon perdenin izleyende uyandırdığıgölge oyunu etkisi...

Koçan bu portreleri tanımsız, insanoğlunu anlatan imgeler olarak niteliyor ve aslında böylelikle, resme bakan ile gördüğü arasında tanımı önceden yapılmamış bir ilişki kurmuş oluyor.

Portrenin geleneksel işlevinin dışına taşarak bir kimliği somutlaştırmanın dışında, ruhsal-soyut bir imgenin peşine düşüyor ve pek çok farklı okumaya elverişli portreler kurguluyor. Yüz Göz Resimleri alışılmışın, geleneğin aksine tek, doğrudan doğruya bir kimliği değil, anonim kimlikleri işaret ediyor. Ama bir noktada, bakılmaya hazırlanmış olmalarıyla, geleneği devam ettiriyor.

Koçanın bu anonim portrelerinin yanı sıra sergide birkaç örneğini izleme olanağı bulduğumuz yazı-resimlere de dikkatlice bakmanızı öneririz. Yüz Göz Resimlerile birlikte yol alan bu çalışmalar portrenin daha da derinlere itilip, yazının öne çıkarıldığı, sanatçının yazı-resim, hurifi gelenekle ilişki kurduğu resimler olarak özetlenebilir kısaca...

Geleneksel biçim dilini arkasına alarak, ondan yeni, çağdaş ve çok katmanlı portrelerin oluşturulduğu bu sergi, sanat serüvenini Anadolunun görsel tarihinin arkeolojisini yapan bir sanatçı olarak sürdüren Koçanın yeni buluntuları... Biçimsel kodların, görsel kültürün nasıl dönüşebildiğini görmek için bu resimlere yakından bakmak yeterli