"Gece yarısı yasası iç tüzüğe aykırı"
DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, gece yarısı yasası olarak da bilinen, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasanın, Meclis İçtüzüğüne aykırı olduğunu belirtti.
cumhuriyet.com.trDP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, partisinin GİK toplantısında gündeme ilişkin önemli konu başlıklarını değerlendirdi. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasaya ilişkin sert eleştirilerde bulunan Cindoruk, "Sivil yargı teminata mı kavuştu da Askeri yargıyı tenkit ediyoruz? Evvela bu Anayasa'da sivil yargıya, adliyeye, hakime, savcıya teminat ve bağımsızlık sağlayacak hükümleri koyun sonra onun yanına da askeri yargıyı koyun" diye konuştu.
Yasanın, Meclis İçtüzüğü çiğnenerek çıkarıldığını savunan Cindoruk şunları söyledi:
"Eski bir Meclis Başkanı olarak söyleyeyim, Anayasa'nın 145. maddesine aykırıdır değildir, ona Anayasa Mahkemesi karar verecektir, Cumhurbaşkanı'nın böyle bir karar vereceğini sanmıyorum. Ama bu kanun Meclis İçtüzüğüne aykırıdır. Bir temel kanunda değişiklik yapılacağı zaman hangi ölçekte ve biçim de yapılacağı, İçtüzüğün 91. maddesinde yazılı. Temel kanunda böyle değişiklik yapılmaz, bu yapılan değişiklik İçtüzüğe aykırıdır. Ayrıca kanun müzakere üslubuna da aykırıdır. Meclis Başkanının o önergeyi gündeme almaması gerekirdi. Bu nasıl oluyor peki? Bu Türkiye'de neyi yaralıyor? Bu Türkiye'de hukuku, demokratik, laik bir devlet olma vasıflarımızı yaralıyor. Bir devletin temel sistematiği nasıl yaralanır, nasıl ortadan kalkar?"
"Rejimin teminatı anayasadır"
Cindoruk, Başbakanın "polis rejimin teminatıdır" sözünü kabul etmenin mümkün olmadığını da söyledi. Toplantıya Anayasa ile gelen Cindoruk, "Demokratik bir Cumhuriyette siz polisi rejimin teminatı yaparsanız, bütün dengeleri alt-üst edersiniz" diye konuştu. İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesindeki hükmün yanlış olduğunu ancak Başbakanın ortaya attığı hükmün ondan da yanlış olduğunu söyleyen Cindoruk şöyle dedi:
"Hem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı darbeleri reddediyorum, hem de polisin Türkiye'de rejimin teminatı olduğu gibi sakat, sakar ve hukuka aykırı görüşü reddediyorum. Şimdi bir takım davalarda, siyasi polis adı altında, siyaset yapan polislerin varlığının nedeni anlaşılıyor. Bunların hepsi demokrasimizin önündeki engellerdir, ortadan kaldırılması gerekir. Burada bir kasıt yoksa bir bilgisizlik vardır, Başbakanın bunu düzeltmesini diliyorum. Rejimin güvencesi Anayasa'dır. Demokratik bir devlette rejimin güvencesi bu Anayasadır. Bu Anayasa'ya uymak zorunda olan hükümet, Meclis, yargı organları, polistir, ordudur."
"AKP, Anayasa Mahkemesi- Milli Görüş tünelinde sıkışıp kaldı"
AKP'ye yönelik eleştirilerine devam eden Cindoruk, "iktidar partisinin sıkıntısı"nı anladığını ifade ederek, "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar ile kendi ideolojileri olan Milli Görüş arasında tünelde sıkışıp kalmışlardır. Orası karanlık bir tüneldir. Milli Görüşün ana fikirlerini, can fikirlerini hayata geçiremiyorlar, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla bu konuda çok derin bir yara almışlardır. İşte o tünel bir siyasi partinin en büyük korkusudur, kuruntusudur ve o korkudan kurtulmak da çok zordur" diye konuştu.
DP'nin, rejimin teminatı olan Anayasa'nın bu şekliyle dahi yürürlükte olması için gayret göstereceklerini belirten Cindoruk, "Bizim için önemli olan hukuksal belgelerdir, hukuk normlarıdır ve bu hukuk normlarını ortaya koyarken de biz her zaman gerçek demokrasinin kurallarını ortaya koymaya çalışacağız" dedi.
"Ekonomi iktidarın çöküşünü anlatıyor"
AKP'yi ekonomi politikaları yönünden de topa tutan Cindoruk, dün kamu işçilerinin maaş artışı için bir saatlik iş bırakma eylemine işaret ederek şunları dedi:
"İşçiler dün Kızılay Meydanı'nda çiç ek yiyoürlardı. İşçilerin istedikleri üç lira-beş lira ücret artırımıydı. Bir iktidar pasta, börek, çikolatayı bırak ama ekmek yedirmekle mükellef olduğu işçileri çiçek yer hale düşürmüşse buna başarı demek mümkün değildir. Bu sadece bir ekonominin değil, bir iktidarın çöküşünü anlatıyor. Bu iktidarın çaresizliğidir, o çaresizliği telafi etmek için Sayın Başbakan çıkıyor, mevlüt okur gibi hep aynı şeyleri söylüyor."