'Gazetecilik suç değildir'

Meslek örgütleri iddianamenin bir an önce hazırlanarak meslektaşlarının serbest bırakılmasını istedi.

SİBEL BAHÇETEPE

Meslek örgütleri iddianamenin bir an önce hazırlanarak meslektaşlarının serbest bırakılmasını istedi.

İKTİDAR AYNI YOLDA

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: İddianame ortada olmadığı gibi, arkadaşlarımızı resmen suçlayan bir belge de ortada yok. Bu tutuklama giderek uzuyor ve bir uzun tutuklama haline dönüşüyor. Bu da bir tür yargısız infaz anlamı taşıyor. Biz meslektaşlarımızın bir an önce yargı önüne çıkarılmalaranı istiyoruz. Adaletin ve hukukun gereği de budur. Gazeteciler tutuksuz yargılanmalıdır ve yargı sonucuna göre karar verilmelidir. Yargı önüne çıkarılmadan bu kadar uzun süre tutukluluk daha öncede Ergenekon duruşmalarında ortaya çıkmış ve ne kadar yanlış olduğu sonradan belirlenmiştir. Yine iktidarın aynı yolu tutması eski yanlışları eleştirme haklılığını da elinden alıyor. İktidardan bir an önce adil yargılama hakkını uygulamasını istiyoruz. Ayrıca içerideki arkadaşlarımız yalnız cumhuriyetin değil, Türkiye’nin birer değerli gazetecileri ve meslektaşlarımız. Her zaman onların yanındayız. Herşeye rağmen direncimizi kaybetmiyoruz. Ve biliyoruz ki onlar da içeride dirençlerini kaybetmiyorlar. Her zaman arkadaşlarımızın yanındayız ve kendilerine sevgilerimizi gönderiyoruz.

 

CEZAEVİNDE ESİRLER

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: Türkiye cezaevlerinde 145 gazeteci, meslekleri olan gazetecilik faaliyetlerini yerine getirdiklerinden dolayı özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Asılsız iddialar ve yapılan haberler gerekçe gösterilerek Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri ve çalışanları 100 gündür cezaevinde esir vaziyette tutuluyorlar. Maalesef ülkemizde gazeteciliği suç haline getirdiler. İddianameleri bilinçli olarak hazırlamayarak, mahkemeleri başlatmayarak gazetecilere zaten fiili olarak cezayı vermiş durumdalar. Cumhuriyet çalışanlarının hepsinin mahkemeye çıktığı zaman serbest kalacağını biliyoruz. Ama mahkeme gününe kadar özgürlüklerinden mahrum bırakılarak peşin cezalandırıldıklarına tanık oluyoruz. TGS olarak cezaevlerindee tutuklu bulunan bütün gazetecilerin serbest bırakılarak tutuksuz yargılanmalarını istiyoruz.

 

 

 

TESLİM ALMAK İSTEDİLER

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay: Arkadaşlarımız haksız bir şekilde cezaevindeler. Bunlar tutuklu falan değiller, fiilen hükümlü ve cezası iktidar tarafından kesilmiş durumda. Mahkeme olmadan, yargılanmadan, iddianamesi dahi daha ortaya çıkartılmadan Cumhuriyet çalışanları ne yazık ki cezası kesilmiş ve mahkûm edilmişlerdir. İktidar gazeteyi teslim alamayınca yazarlarına, çalışanlarına yöneldiler. Türkiye basın tarihi özgürlüğü konusunda hiçbir dönemde bu kadar iktidarın baskısı altında olmadı. Yargı, iktidara bağlı olmadığını, iktidarın denetiminde olmadığını, bağımsız olduğunu ve hukuka bağlı olduğunu kanıtlama günü, sınav dönemidir. Bunu bekliyoruz, çok umutlu olmamakla birlikte... 150 kadar gazetecinin cezaevinde olması Türkiye’nin yüz karası bir dönemini işaret ediyor.

 

 

 

 

BU BİR GÖZDAĞI


DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren: Faruk Eren: 100 gün değil arkadaşlarımızın bir gün bile cezaevinde olmamaları gerek. Hepsinin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Suçlamalar saçma, kendileri bile ne diyeceklerini bilmiyorlar. Bunların tümü gazetecilere, muhalefete bir gözdağıdır. Bunların bizzat kendisi bir cezalandırma. İstedikleri gerçeklerin topluma yansımaması, gazetecilerin haber yapmaması üzerine. Onun için 100 gündür gazetecileri içeride iddianamesiz, gerekçesiz tutuyorlar. Haber yapılmasın ve gerçekler duyulmasın istiyorlar.

 

 

MÜCADELE SÜRECEK

Sınır Tanımayan Gazeteciler temsilcisi Erol Önderoğlu: Arkadaşlarımız “yayın çizgisini değiştirdikleri” gibi saçma bir suçlamayla 100 gündür hapiste! Ahmet Şık 39 gündür hapiste! Eğer Kürt Sorunu’ndan sadece bir “terörizm” devşirilmesi hem adaleti hem adalet beklentilerini son birkaç yıldır nasıl tükenme eşiğine getirdiyse, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon ve yazar ve yöneticilerinin tutuklanması Türkiye’de gazetecilerin kimin izniyle çalışabildiğini ve onun iradesiyle tutuklanıp zindana atıldığını gösterdi. Uygar dünya, hukuk devleti idealinin iktidarın umurunda olmadığını en azından anladı. Mücadelemiz bugün yine, kim olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun, sahte delil ve argümanlarla hiçbir meslektaşımız özgürlüğünden mahrum bırakılmaması için sürecek!

 

 

 

AYIP SONA ERMELİ

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Görevleri sadece gazetecilik olan Cumhuriyet’in yazar, çizer ve yöneticilerinin 100 gündür özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarını kabul etmemiz mümkün değildir. Sadece yazan, konuşan ve düşündüğünü açıklayan, kısaca GAZETECİLİK yapanların aylardır Silivri zindanlarında bir “iddianame” için yol gözlemeleri, demokratik ülkelerde alışagelmiş bir uygulama da değildir. Hatta, gazetecilerin bu zindanlarda, bir avuç gökyüzüne bile mahrum bırakılmaları yaşanan haksızlıkta gelinen son noktadır. Umarız, tüm gazetecilerin iddianameleri bir an önce hazırlanır, gazeteciler özgür kalır ve Türkiye’de bu ayıpdan kurtulur.

 

 

 

 

ÖZGÜR TOPLUM İÇİN

Haber-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Osman Köse: Halkın gerçekleri öğrenmesinden korkanlar, gazetecileri baskı altına alıyor, tutukluyor, yargılıyor. Başta Cumhuriyet gazetesi olmak üzere, medya operasyonlarının amacı artık daha netleşmeye başladı. AKP anayasa değişikliği ile ilgili referanduma niçin “HAYIR” denilmesi gerektiğini anlatan kimsenin konuşmasını istemiyor. Uzun tutukluluk ve yargılama süreçlerini dışardaki gazetecilere gözdağı olarak kullanıyor. Hapishanelerdeki tüm meslektaşlarımıza sözümüz var; son gazeteci özgürlüğüne kavuşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Özgür bir toplum ancak özgür basınla mümkündür.