Filiz Yavuz: ‘Kimse durduk yere yollara düşmüyor’
Kitabını Kırım’dan göç eden babaannesi Afife Yavuz ithaf ettiğini belirten Filiz Yavuz, anlatısına “Yurtlarından edilen çocuklara; kimse torunlarına göçmenliği miras bırakmasın” diyerek başlıyor.
Yakup ÖnalGazeteci
ve yazar Filiz Yavuz’un Mundi Kitap tarafından yayımlanan Göçmek Ne Garip Şey
Anne - Gidenlerin Hikâyesi adlı anlatı kitabı okurlarla buluştu.
Kitabını
Kırım’dan göç eden babaannesi Afife Yavuz ithaf ettiğini belirten Filiz Yavuz, anlatısına
“Yurtlarından edilen çocuklara; kimse torunlarına göçmenliği miras bırakmasın”
diyerek başlıyor.
Bir
beyaz yakalı göç ya da beyin göçü diyeceğimiz hikâye krizlerin başladığı
1990’lı yıllardan günümüze kısa bir Türkiye panoraması ile yol alıyor. Panorama
bir nevi de AKP iktidarının başlangıcı ve yaptığı tahribatı anlatıyor.
ALMANYA
VE GÖÇ
1960’lı
yıllarda başlayan Almanya göçü, 12 Eylül 1980 darbesi sonucu yurt dışına
başlayan siyasi göç, AKP iktidarı ile yaşanılan Gezi olayları, 10 Ekim Ankara
Gar Katliamı, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri sonrası başlayan beyaz
yakalı-beyin göçü TÜİK verileri, İngiliz İçişleri Bakanlığı, Almanya Federal
İstatistik Dairesi, Hollanda verileri ile belgeleniyor.
Almanya
Federal Göç ve Mülteci Dairesi’nin 2017 yılında Türkiye’den Almanya’ya siyasi
göç başvurusu yapan üniversiteliler oranının yüzde 46’dan, 2018 yılında yüzde
59,3’e çıktığı kitapta ifade ediliyor.
‘ARTIK
YETER!’ DEDİRTEN SEBEPLER
Filiz
Yavuz kendi göç hikayesinin nasıl başladığını şöyle ifade ediyor “Öncelikle
üzerine basa basa söylemek gerekiyor ki; kurulu bir düzeni bozarak yurtdışında,
kendine ait olmayan başka bir ülkede yeniden bir düzen kurmaya kalkmak hiç de
kolay bir iş değil. Hatta bayağı zor bir iş. Hal böyleyken hiç kimse durduk
yere yollara düşmüyor. Benim için Ankara Gar Katliamı’ydı örneğin, ama bir
başkası için 15 Temmuz darbe girişimi ülkeden gitme kararının alınmasını
sağlayan o son damla ‘Artık yeter!’ dedirten sebep. (..) Kimi için ‘Bu ülkeden
hiçbirşey olmaz’ hissinin güçlenmesi.”
Gitme
motivasyonuna giren Türklerin, Türkiye’deki demokrasi eksikliği düşüncesi ile
Batı ülkelerini tercih edildiği kitapta belirtilirken; Latin Amerika, Dubai,
Avustralya, Japonya, Tayland, Çin, Rusya ve Azerbaycan’a kadar dünyanın her
yanına yayılmış bir Türk nüfusunun olduğunun altı çiziliyor.
Gitmek
için birçok yöntemin olduğu; çalışan şirket tarafından yurt dışı şubelerine
gönderilmek, şirketin oturum izni alması banka hesabı açılmasını işleri
kolaylaştırdığı vurgulanırken, yazar akademik faaliyetler içinde olanların da
gidebildiğini belirtiyor. Kendisinin akademik faaliyet kapsamında bu yolu
denediğini belirterek “akademik başarı elzem” diyor.
İSPANYA
MACERASI
Henüz
2 yaşına bile girmemiş çocuğuyla İspanya macerası kitapta yer alıyor. Başvurunun
kabulü, bürokratik işlemler, kiralık ev bulmakta zorluklar, dil sorunu, gibi
birçok konu kitapta yer alıyor. Bürokratik işlemler sırasında göçmenlere
yapılan hakaretler, işitilen azarlar, yüzüne kapatılan kapıları anlatırken
“Üçüncü dünyalı her göçmen gibi” diyor.
Küçük
bir çocukla zaman zaman annesi ve eşi yanında olsa da tek başına İspanya’da
yaşayan Filiz Yavuz yeniden ülkesine döndüğünde “Herkes kaçmaya çalışıyor,
neden döndün” sözleri ile karşılaştığını ifade ederek “Ne Madrid’e gittiğim
için ne de Madrid’den döndüğüm için pişmanım. Gitmek de kalmak da dönmek de
yaşama dairken neden dönmeyeyim ki?” sözleri ile kitabını bitiriyor.
Kafanızda
bir göç hikayesi varsa, Filiz Yavuz’un yaşadıkları tam bir yol gösterici,
rehber niteliği taşıyor.
Göçmek Ne Garip Şey Anne - Gidenlerin Hikâyesi / Filiz Yavuz / Mundi Kitap / 152 s.