Fenerbahçe Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu: "Ata'nın gönül bağı vardı"

Fenerbahçe Spor Kulübü Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu, Atatürk'ün 103 yıl önce bugün kulübe yaptığı ziyarete ve Fenerbahçe ile ilişkisine dair açıklamalar yaptı.

cumhuriyet.com.tr

Fenerbahçe Spor Kulübü Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu, kulübün kuruluşunun 114, Mustafa Kemal Atatürk'ün kulübü ziyaretinin 103. yıl dönümü sebebiyle cumhuriyet.com.tr'ye konuştu. Bacıoğlu, Atatürk'ün 3 Mayıs 1918'de kulübü ziyaret etmesine dair şu bilgileri verdi:

"1918'de, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal yakın arkadaşı Sabri Toprak'ın evine geldi. 3 Mayıs'ta Sabri Toprak ile beraber Fenerbahçe Kulübü'nü ziyaret ettiler. Fenerbahce Tarihi Çalışma Grubu isimli, Fenerbahçelilerin kurduğu ve tarihle uğraşan bir grup var, o siteden Barış Eymen ve Barış Kenaroğlu isimli iki arkadaşımız yeni buldular. O gün Fenerbahçe Stadyumu'nda Spor Bayramı gibi bir şey vardı, ona katıldı. İstanbul'da bulunan çeşitli okulların katıldığı bir etkinlikti. Oraya davetliymiş.

Mustafa Kemal, saat 11 gibi kulübe geldi ve kulüpte bir saat kadar kaldı. Oturdu, önce kahve içti, ardından limonata içti. Kulübü ve müzeyi gezdi. Öğleden sonra da Fenerbahçe Stadı'nda, spor etkinliklerinin yapıldığı bayrama katıldı. Kulüpten ayrılırken, 'Fenerbahçe'ye sonsuz başarılar dilerim, Allah'a ısmarladık' diyerek el salladı. Yöneticiler de 'Allah muvaffak etsin Paşam' diyerek Mustafa Kemal Paşa'ya savaşlarda başarı diliyorlar. Mustafa Kemal Paşa'yı deniz yoluyla Moda İskelesi'ne bırakıyorlar."

"ZİYARETİN KURTULUŞ SAVAŞI İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ ABARTILI"

Bacıoğlu, ziyaretin Kurtuluş Savaşı ile ilişkilendirilmesine katılmadığını belirtti:

"Mustafa Kemal'in o dönem Fenerbahçe'de Kurtuluş Savaşı'nın planlamasını yaptığı, yardım istediği gibi bir şey yok. Tahmin etmiyorum. O zamanlarda Kurtuluş Savaşı başlamamış, İstanbul işgal edilmemişti. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde, Maraş ve Antep'te yabancı askerler yoktu. Onun için bir planlama yapıldığını sanmıyorum. Zaten anı defterine yazdıklarından da bunu anlıyoruz, Fenerbahçe'nin çalışmalarını her zaman değer vererek takip ettiğini, aklında bu kulübü ziyaret etmenin ve kulübü kutlamak olduğunu ve bunun ancak o gün mümkün olduğunu söylüyor. Yani bir nevi, Fenerbahçe Kulübü'ne bir kutlama ziyareti yaptı. Kurtuluş Savaşı ile alakalı olduğunu sanmıyorum, biraz abartılı olur."

Deneyimli tarihçi, Atatürk'ün o dönem kulüp başkanlığı yapan Sabri Toprak ile ilişkilerine değindi:

"Atatürk ve Fenerbahçe'nin o dönemki başkanı Sabri Toprak'ın ilişkisi çok iyiydi. Sabri Toprak, Atatürk'ün hep yanında olmuştur. O dönem İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Kadıköy İlçe Başkanlığını yapıyordu. İyi bir İttihatçıydı. Talat Paşa da hemen yanda, Yoğurtçu Parkı'nın oradaki Altınordu İdman Yurdu'nun başkanıydı. O zaman kulübün bulunduğu bölge, sakin bir yerdi. Atatürk İstanbul'a geldiğinde ekseriyetle Pera Palas otelinde kalırdı, ancak Kadıköy'e geçtiği için ziyaretten önceki gece Sabri Toprak'ın evinde kaldı."

Alp Bacıoğlu, sözlerine şunları ekledi:

"Atatürk, Fenerbahçe Kulübü'nü ziyaretinden sonra 1936 yılında Fenerbahçe Burnu'na geldi. O dönemlerde Fenerbahçe Burnu'na kadar giden bir demiryolu vardı, Atatürk buraya trenle geldi. Atatürk'ün yanında Ayetullah Bey, ileri gelen bakanlar, 8-10 kişi vardı.

Fenerbahçe'nin kuruluş tarihi esasında belirgindir. Fenerbahçe'nin ilk kaptanı olan ve askerlikten emekli olduktan sonra Ege Üniversitesi'nin kuruluşunda görev alan Necip Okaner, 1953 yılında kulübe bir mektup yazıyor ve kulübün kuruluş sürecini detaylı şekilde anlatıyor."

"ATATÜRK'ÜN FENERBAHÇE İLE GÖNÜL BAĞI VARDI"

Bacıoğlu, Atatürk'ün Fenerbahçe ile olan ilişkilerine dair şunları kaydetti:

"Atatürk'ün Fenerbahçe ile gönül bağı elbette oldu, bunu birçok kaynakta okudum. 1987’deki bir ziyaretimde rahmetli Rüştü Dağlaroğlu anlatmıştı. Onun ağzından sıcağı sıcağına tuttuğum notları aktarıyorum:

'Şahsi gayretlerimle Fenerbahçe su topu takımını kurdum. O zaman babam bana 5 lira haftalık veriyordu, ki bu çok büyük bir meblağ sayılırdı. Kurduğum takım kulüpte üvey evlat muamelesi gördüğü için bu paranın hepsini takıma harcıyordum. Zaten o zaman kulübün gideri gelirinden fazla idi. Kulüpten bir lira yardım almadığım gibi, örneğin Mahmutpaşa’dan aldığım bornozlar ve başlıklar ya çalınıyor, ya da kayboluyordu. İki hafta sonra yenisini almaya gittiğimde ise aynı renktekini bulamıyordum. 

Bu sıralarda Atatürk dinlenmek üzere Yalova’ya gelmişti. Onun onuruna Yalova’da çeşitli spor gösterileri düzenlemişler. Bir de Yalovalı gençler ile su topu karşılaşması öngörülmüştü, benim başlangıçta  hiçbir şeyden haberim yoktu. Bir gün telefonum çaldı. Arayan Su Sporları Federasyonundan Rıza Sueri Bey’di. Rıza Sueri bana pazar günü Termal Havuzunda Ata'nın huzurunda müsabaka yapmaya Fenerbahçe Su Topu Takımının gideceğini ve hazırlanmamızı söyledi. Şaşırmıştım, ancak o an bir şey soramadım. İki üç gün sonra federasyona gittim, bütün isteğim takımı Yalova’ya götürmemekti. Çünkü o dönemdeki diğer su topu takımlarının tümünün kıyafetleri bizden çok daha derli topluydu. Sueri’ye ısrarla Ata’nın huzuruna böyle çıkmanın saygısızlık olacağını ve başka bir takımı Yalova’ya göndermelerini söylediğimde; 'Bu imkansız, gitmek zorundasınız' diyerek bana şiddetle karşı çıktı.

Nedenini sorduğumda ise cevabı çok kısa oldu: 'Elimizde değil, Gazi Paşa hazretleri öyle arzu ettiler'.

Ayrıca 1928 yılında Maarif Vekili Mustafa Necati, Şükrü Saracoğlu, Vasıf Çınar, Ruşen Eşref Ünaydın ve Necmettin Sadak ile oturan Atatürk, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın o gün oynadığı 'Gazi Büstü' maçını kastederek 'Bugünkü maç ne oldu?' diye sorar. Necmettin Sadak '3-3 berabere bitti Paşam' diyince, Atatürk Şükrü Saraçoğlu ve Vasıf Çınar’ı göstererek 'Biz de burada 3-3 berabereyiz, ben de Fenerbahçeliyim' demişti."