Fenerbahçe Kruse'ye, Beşiktaş Victor Ruiz'e neden kaybetti? Spor hukukçusu konuştu!
Spor Hukukçusu Av. Dr. Kerem Solmaz, Beşiktaş'ın Victor Ruiz ve Fenerbahçe'nin Max Kruse'ye karşı davaları neden kaybettiğini açıkladı
DHASpor Hukukçusu Av. Dr. Kerem Solmaz; Beşiktaş'ın Victor Ruiz ve Fenerbahçe'nin Max Kruse'ye karşı davaları neden kaybettiğini, Türk kulüplerine karşı çifte standart olup olmadığını, hem sözleşmeleri futbolcuların tek taraflı feshedip, hem de nasıl kulüplerimizi tazminat ödemeye mahkum ettirdiklerini gerekçeleriyle açıkladı.
Av. Dr. Kerem Solmaz; FIFA, UEFA ve TFF tarafından atılan adımlar arasında en önemli konulardan birinin futbolcu sözleşmeleri olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
TFF, FIFA VE UEFA İLE UYUMLU OLARAK PANDEMİ SÜRECİNDE ADIMLAR ATMIŞTIR
Pandemi süreci ile Türkiye resmi olarak 10 Mart günü Sağlık Bakanlığı'nca ülkemizde tespit edilen ilk Covid-19 vakasının açıklanması ile tanışmış, 11 Mart tarihinde ise Dünya Sağlık Örgütü'nce Covid-19 salgını pandemi olarak ilan edilmiştir. Bu durum, hayatın her alanında olduğu gibi futbol üzerinde de etki göstermeye devam etmektedir. Sosyal-ekonomik ve hukuki sonuçları olan salgın sebebiyle ortaya çıkan sorunların çözümü amacıyla FIFA, UEFA ve TFF tarafından atılan adımlar arasında en önemli konulardan biri de futbolcu sözleşmeleridir.
1 Nisan'da UEFA tarafından organizasyon kapsamındaki maçların ikinci bir bildirime kadar ertelenmesine karar verilmesinden hemen sonra 7 Nisan günü FIFA, yayınladığı kılavuz ile salgının etkileri kapsamında profesyonel futbolcu sözleşmeleri, yaz transfer dönemi gibi konularda aldığı tavsiye kararlarını açıkladı. Yaşanan gelişmeler üzerine 13 Nisan'da Kulüpler Birliği Vakfı toplanarak salgının kulüpler ve futbolcu sözleşmeleri üzerindeki ekonomik etkisine ilişkin aldığı tavsiye kararını müteakip 6 Mayıs tarihinde TFF Yönetim Kurulu tarafından sözleşmelere ilişkin tavsiye kararı alınarak ilan edildi.
KULÜPLER BİRLİĞİ VAKFI' NIN YAKLAŞIMI REGÜLASYONLAR İLE UYUMLU DEĞİLDİR
FIFA ve TFF'nin yaklaşımı ve almış oldukları tavsiye kararları birbiri ile uyumlu olmasına karşın Kulüpler Birliği Vakfı'nın bu süreçte meseleye bakış açısının ayrıştığını ve bu iki düzenleyici kurumdan farklı olduğunu belirtmek gerekir. Kulüpler Birliği Vakfı tarafından yapılan açıklamada özetle "futbolcu, menajerlik, teknik ekip vb. sözleşmelerinde belirtilen ücretlerin yapılandırılması, uyarlanması ve dondurulması konusunda karşılıklı olarak mutabakata varmaya çalışacaklardır, bakiye oyuncu ödemeleri, ligler başladıktan sonra ödenmeye başlayacaktır" ifadeleri kullanmıştır.
Kulüpler Birliği Vakfı sözleşmelerde yapılandırma, uyarlama ve dondurma konusunda anlaşmayı önerirken, anlaşma sağlanamaması halinde bu sürece ait sözleşme ve alacakların dondurulabileceğinin ifade edilmesi ve ayrıca her kulübün kendi zarar durumuna göre indirim rakamını uygulayabilmesi gerektiği belirtilmiş olması uluslararası spor yargı içtihatlarına ve normlara aykırıdır. Bu yanılgı, futbol kulüplerimizin, pandemi sürecinde sözleşmelerini tek taraflı fesheden yabancı sporcuları ile yaşadıkları hukuki ihtilafların olumsuz neticelenmeye başlamasının temel sebeplerinden biridir.
Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle "mücbir sebep nedir?" hususunu basitçe tanımlamak gerekir. Sözleşmeler yapılırken tarafların elinde olmayan, öngörülemeyen ya da öngörülse dahi alınacak tüm tedbirlere rağmen kaçınılmaz olan durumlar genel olarak mücbir sebep olarak ele alınır.
FIFA tarafından Covid-19 salgınının mücbir sebep kabul edilmesi, kulüplere futbolcu sözleşmeleri ile ilgili tek taraflı karar alma ve tasarrufta bulunma hakkı, yetkisi kesinlikle tanımamaktadır. FIFA'nın tavsiye kararındaki temel vurgu sözleşme istikrarının korunması ve karşılıklı olarak adil bir çözüme varılması gerektiğidir. Bu bağlamda 7 Nisan tarihli FIFA Kılavuzu ve 6 Mayıs tarihli TFF Tavsiye Kararları ile salgın sürecinde ortaya çıkan futbola dair sorunlara dönük hakkaniyete uygun çözüm bulunmaya çalışılmaktadır. İlgili mevzuatlarda yapılan değişiklikler ve söz konusu kararlara rağmen kulüplerin futbolculara ve diğer borç ilişkisi içerisinde bulunduğu kişi ve kurumlara yapması gereken ödemelere ilişkin sorumlulukları devam etmektedir. Bilinmelidir ki kulüplerin yaşanılan salgın sürecindeki ekonomik kayıplarını sebep olarak göstermek suretiyle futbolcuların rızasını almadan sözleşmelerde tek taraflı değişikliğe gitmesi, ücretleri kendi belirledikleri oranda indirmesi mümkün değildir.
Bu noktada genel bir bilgiye değinmek gerekir. FIFA talimatları uyarınca, içerisinde yabancılık unsuru bulunan ihtilaflar kapsamında, FIFA'nın yargı mercileri tarafların başvurusu halinde ilgili uyuşmazlığı incelemekle yetkili olup, bu durumda uyuşmazlık münhasıran FIFA düzenlemeleri çerçevesinde çözümlenmektedir. Bir başka ifade ile futbol kulüplerimiz ile yabancı futbolcuları arasında sözleşmeye dayalı olarak doğabilecek uyuşmazlıklarda kural olarak FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi (Dispute Resolution Chamber "DRC") ve nihayetinde CAS (Court Of Arbitration for Sport "Spor Tahkim Mahkemesi") yetkilidir.
Sözleşmelerin hüküm ve koşullarını değiştirmeye yönelik tek taraflı kararlar, DRC veya Oyuncu Statüsü Komitesi (PSC) tarafından iyi niyetli, makul ve orantılı olması halinde tanınacaktır. Bir kararın makul olup olmadığını değerlendirirken DRC veya PSC sınırlama olmaksızın;
-Kulübün, futbolcuyla öncelikle karşılıklı olarak bir araya gelerek uzlaşma iradesi gösterip göstermediği,
-Kulübün sözleşme yapılırken ile uyarlamanın yapıldığı ya da tek taraflı düzenleme tarihindeki ekonomik durumundaki değişim,
-Yapılan uyarlamanın ya da tek taraflı düzenlemenin orantılılığı,
-Uyarlamadan ya da tek taraflı düzenlemeden sonra futbolcunun net geliri,
-Uyarlamanın ya da tek taraflı düzenlemenin tüm kadroya mı yoksa belirli futbolculara mı uygulandığı ?
kriterlerini birlikte ele alarak bu koşulların tamamının sağlanıp sağlanmadığına göre değerlendirmektedir.
2010 Real Betis - PSV Eindoven ve 2015 Club Atletico Miniero - FC Dynamo Kiev arasında gerçekleşen davalarda taraflardan birinin kusurlu davranışlarının bulunması ve sözleşmeye aykırı davranması halinde dahi mücbir sebep nedeniyle büyük finansal sorunlar yaşanıyor olmasının dahi yasal sorumlulukları ortadan kaldırmayacağına hükmetmiştir. Yine aynı şekilde 2016 Panathiniakos - FIFA ve 2018 Zamalek Sporting Club - FIFA davalarında da mücbir sebebin bulunduğu ve kulüp ekonomilerini olumsuz etkilendiği süreç içerisinde kulüpler tarafından başkaca sporcular ile transfer sözleşmelerinin yapılmış olmasının kulüpler bakımından mücbir sebebin varlığına dayanılarak yapılan savunmaların inandırıcı olmaktan uzak olduğu ve sorumlulukları ortadan kaldırmayacağına karar vermiştir.
Görüleceği üzere mücbir sebebe dayalı olarak kulüplerin sözleşmeye dayalı yükümlülüklerin ihlallerinden sorumlu tutulmayacağı haller CAS tarafından oldukça dar yorumlanmakta ve ancak objektif ve mutlak manada bir ifa imkansızlığının bulunduğu şartlarda bu yöndeki savunmaları kabul edilmektedir.
ÇİFTE STANDART MI UYGULANMAKTADIR ?
FIFA DRC'nin yaklaşımı da CAS içtihatları paralelindedir. 2019 Nikolay Budurov - Esteghlal arasındaki ihtilafta DRC, Covid-19 pandemisinin mücbir sebep kapsamındaki etkisini şu şekilde değerlendirmiştir;
Söz konusu uyuşmazlık FIFA tarafından Nisan ayında yayınlanan Tavsiye Kararlarından, kılavuzdan 7 ay sonra ortaya çıkmıştır. Herkes tarafından daha iyi anlaşılması amacıyla ihtilafın içeriğini özetlemekte fayda var.
Bulgar sporcu ile İran'lı futbol kulübü arasında 30 Ocak 2020 - 31 Mayıs 2020 arasında geçerli olacak şekilde kısa dönemli bir sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmeye göre futbolcuya her ay için 25.000 Euro, menajerine ise 10.000 Euro ödenmesi gerekmektedir ancak İran' da 27 Şubat itibariyle hükümet sokağa çıkma yasağı, karantina ilan etmiştir. Futbolcu 6 Mart' ta ülkeyi terk ederek İran'dan ayrılmıştır. 14 Mart tarihinde Kulüp bir sonraki çağrıya kadar antrenmanların ertelendiğini resmi olarak sporcularına duyurmuş, aynı gün futbolcu Nikolay Budurov kulübe ihtarname göndererek geriye dönük olarak kendisine ödenmesi gereken ve fakat ödemesi yapılmayan 2 aylık ücretini ve menajerlik komisyonunun 15 gün içinde ödenmesini aksi takdirde 30 Mart itibariyle sözleşmeyi tek taraflı haklı nedenle feshedeceğini bildirmiştir.
İran kulübü tarafından ödemenin yapılmaması üzerine futbolcu sözleşmeyi feshetmiş, Esteghlal tarafından da futbolcu aleyhine 6 Mart'ta ülkeyi izinsiz terk etmesi sebebiyle disiplin işlemleri başlatılmıştır.
21 Mayıs günü Nikolay Budurov, Esteghlal Kulübü ile arasındaki hukuki ihtilafın çözülmesi amacıyla FIFA DRC'ye başvurmuştur. Gerçekleştirilen yargılamada DRC, COVID-19 salgınının mücbir sebep teşkil ettiğini ancak İran' da futbol müsabakalarının askıya alındığı tarih itibariyle futbolcunun 2 aylık ödenmemiş alacağının bulunduğunu ve bu alacağın Kulübün kusurlu davranış sebebiyle aradaki sözleşmeye aykırı olarak yerine getirmediğini, böyle bir aykırılığın sadece pandeminin varlığı öne sürülerek savunulamayacağını vurgulayarak Esteghlal Futbol Kulübü aleyhine karar vermiştir.
Gecikmiş ödeme sorunu ülkemiz futboluna yabancı bir mesele değildir. Futbol kulüplerimizin yaşadığı ekonomik sorunlar pandemi süreci ile ortaya çıkmış sorunlar da değildir. Dolayısıyla futbolcular tarafından kulüplerimiz aleyhlerine başlatılan yasal süreçlerde Covid-19 salgınını öne sürerek ve bizatihi mücbir sebebin varlığına dayalı olarak gerçekleştirilen savunmalar kabul edilmemektedir. CAS ve DRC emsal kararlarında belirtilen olumsuzluklar maalesef ülkemiz futbol kulüpleri içinde geçerli ve geçmişten bugüne gelen sorunlardır.
UEFA'nın, kendisine bağlı liglerin ve kulüplerin ekonomik yapılarına ilişkin verileri açıkladığı 'Avrupa Kulüp Futbolunun Görünümü' raporuna göre Türkiye Süper Ligi, Avrupa'nın en çok zarar eden ligi konumundadır ve borçluluk miktarlarına bakıldığında Türk futbolunun iflasa sürüklendiği ortaya çıkmaktadır. Genel olarak futbol kulüplerimizin sporcularına karşı ekonomik yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiremiyor olması yaptırımı ağır olan kronikleşen bir sorundur.
Pandemi süreci de dahil olmak üzere, bazı yabancı futbolcuların devam eden sözleşmelerini tek taraflı olarak feshetmeleri taraftarları şaşırtmış ve doğal olarak hayal kırıklığına uğratmış olmasına karşın kamuoyunun beklentisinin aksine başlatılan yargısal süreçler kulüplerimiz aleyhine neticelenmekte ve hatta kulüplerimiz kontratlarını feshetmiş eski futbolcularına çok büyük miktarlarda tazminat ödemeye mahkum edilmektedir. Dolayısıyla bir çifte standardın varlığından değil, kulüplerimizin ekonomik ve yapısal sorunlarından bahsetmek gerekir.