"Fazla mesai hiçbir yerde ödenmemektedir"
''2009 Yılı Türkiye Ekonomisinin Değerlendirilmesi ve 2010'a Bakış'' konulu panele basın kuruluşlarından çok sayıda gazeteci ve yazarda katıldı. Panele katılan Cumhuriyet gazetesi ekonomi yazarı Şükran Soner, ekonomiyi insan boyutu ile ele aldığını ve yazılarında bunu dile getirdiğini söyledi.
cumhuriyet.com.trGiresun Üniversitesi'nce düzenlenen ''2009 Yılı Türkiye Ekonomisinin Değerlendirilmesi ve 2010'a Bakış'' konulu panelde oturum başkanlığı yapan Ekşi, Ordu ve Giresun'un, Samsun ile Trabzon arasına sıkışmış iki il olduğunu belirterek, ''Bu iki ilin bireylerinin hiç bir zaman paylaşmadığı bir ortak tavır oldu bugüne kadar. Ortak bir yaklaşım ve onun doğuracağı sinerji ile sağda ve solda olan o büyük illerin arasından sıyrılıp büyük bir güç haline gelebilirlerdi'' dedi.
Bunu Ordulu hemşehrilerine söylemesine rağmen gerçekleşmediğini ifade eden Ekşi, şunları söyledi:
''1999 yılında her iki ildekiler bir üniversite kurulsun diye çaba gösteriyorlardı. Ben 'Giresun ile birlikte yapalım daha güçlü olur, iki ilin işbirliğini gerçekleştirmenin somut zemini teşkil edilir' dememe rağmen maalesef anlatamadım. O zamanın YÖK Başkanı ile görüşmek için benden yardım istediler. Gittik, konuştuk ve bize çok açık bir şey söyledi. 'Türkiye'nin şu anki koşulları her ile bir üniversite açmaya müsait değil.' Ama zamanın Başbakanı Bülent Ecevit ile görüştüm ve onun söylediği de 'Eğer Ordu ile Giresun işbirliği yaparsa bir üniversite hemen kuralım. Ama sizin iki ildeki dostlarınızın buna evet demesi lazım.' Ama bizimkiler ayrı ayrı isteyince 6-7 yıl kaybettik. Bu nedenle çok üzgünüm.''
Ordu ve Giresun'un ortaklaşa kullanacağı OR-Gİ Havalanı konusunda aynı sorunun yaşandığını kaydeden Ekşi, şöyle konuştu:
''1990'lı yıllarda zamanın Ordu Valisi, daha önce gündeme gelmiş bir projeyi gerçekleştirmek istedi. Sayın Vali 'Piraziz'e, Gülyalı'ya bir havaalanı yapalım' dedi. Yer yok deyince, 'denize yapacağız' dedi. Projeyi gerçekleştirmek için çok uğraştı. Fındık alandan, satandan para kestik, herkesten yardım istedik. Yurt dışındaki vatandaşları harekete geçirdi. Proje hazırladı, Bakanlığa gitti, uğraştı. Sonunda o bölgede 300 metrelik bir dolgu yapıldı. Vali başka yere gidince de proje terk edildi, bazı siyasiler 'lazım değil' dedi, 'bazıları gerekli' dedi. O dönemler Giresun Valisi ile de iletişime geçerek 'birlikte yapalım' dedi. Ancak sadece 'biz de katkıda bulunabiliriz' yanıtı aldı. Eğer o dönemler iki il bir araya gelseydi, şimdi Ordu ile Giresun arasında havaalanı olurdu. Ordu ile Giresun arasında OR-Gİ Havaalanı faal olacaktı. Çok üzgünüm.''
Panelistler
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Zaman Gazetesi ekonomi yazarı Doç. Dr. İbrahim Öztürk, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak olanın girişimcilik olduğunu ifade ederek, ''Bizim her 100 kişiden sadece 6'sı girişimci olabilmektedir. Türkiye girişimcilikte bu sayıyı 50'nin üzerine çıkarmak zorundadır. Bunun içine kadınları katmak zorundadır. Türkiye'de halk iradesine dayalı bir istikrar kurulmalı ve devam ettirilmelidir. Halkın reyi ile kurulan iktidarların, Ankara'nın seçilmiş bürokratları tarafından istikrarının sürdürülmesi mümkün değildir'' dedi.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Referans Gazetesi ekonomi yazarı Doç. Dr. Erhan Aslanoğlu ise çok uzun ve çok ciddi, 2001 krizinden farklı bir dönemden geçildiğini kaydederek, şunları söyledi:
''Bu kriz işsizlik krizidir. Şu an en diplerinden, en ortalarından yavaş yavaş geçtiğimiz bir dönem içindeyiz. Bunu çok soruyoruz 'kriz ne zaman biter' diye. 2001 krizinin bitmeye başladığını ne zaman anlamaya başladık? Döviz ve kurlar düşmemeye ve faizler düşmeye başladığında daha çok algılamaya başladık. Bu krizin ne zaman bittiğini, ortaya çıkan riskler yok olmaya başladığı zaman algılayacağız. Bu krizle ortaya çıkan risk, kredi riski ve işsizliktir. Ne zaman işsizlik yüzde 10'lara düşmeye başlarsa, o zaman krizin bittiğini daha çok algılayacağız. Krizin bittiğini algılamamız biraz zaman alacak.''
Cumhuriyet Gazetesi ekonomi yazarı Şükran Soner, ekonomiyi insan boyutu ile ele aldığını ve yazılarında bunu dile getirdiğini ifade ederek, ''Bugün Türkiye'de çalışanların üçte ikisi asgari ücretle, angarya çalıştırılmaktadır. Fazla mesai hiçbir yerde ödenmemektedir. Yasal kurallı sosyal devlet ve eşitlikçi, paylaşımcı sendikal haklarda, siz eğer bugün 400 bin sendikalı işçiye düşmüşseniz bu ülkede, bunun bir gelişme süreci olduğunu söylemek sanalla gerçeğin yer değiştirmesidir. Bu anlamda hiç iyimser değilim'' dedi.
Panel, panelistlerin öğrencilerin sorularını yanıtlaması ve Vali Mustafa Yaman'ın panelistlere plaket vermesiyle sona erdi.