Fatih Portakal sonrası FOX Ana Haber’in reytingleri açıklandı
FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, Fatih Portakal’ın ayrılığından sonra FOX Ana Haber’in reytinglerinin yükselme eğiliminde olduğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trFOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, Fatih Portakal ayırıldıktan sonra Selçuk Tepeli’ye emanet edilen FOX Ana haberin reytingleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Medyaradar'dan Figen Balcı'ya konuşan Şentürk; ‘Oldukça memnunum reytingler gayet iyi ortalamalarımız, reytinglerimiz yükselme eğiliminde. Kanaatim odur ki önümüzdeki günlerde daha da yükselecek.’ ifadelerini kullandı.
Doğan Şentürk'ün açıklamaları şöyle:
“FOX ANA HABER REYTİNGLERİ DAHA DA ARTMA EĞİLİMİNDE"
Figen Balcı: Yeni yayın dönemi hayırlı olsun nasıl gidiyor yeni dönem reytingler nasıl?
Doğan Şentürk: Oldukça memnunum. Reytingler gayet iyi. Geçmişteki ortalamalarımız ile devam ediyoruz.
F.B: Selçuk Tepeli ile başlayan bir yeni yayın dönemi oldu 7 Eylül’de. Bunun bir etkisini reytinglerde görmediniz mi? Yükselme ya da düşme şeklinde, stabil mi seyrediyor reytingler?
D.Ş: Stabil diyemeyiz aksine yükselme eğiliminde. Kanaatim odur ki önümüzdeki günlerde daha da yükselecek.
F.B: FOX TV’nin daimi bir izleyici kitlesi var onlar için ana haber sunucusunun değişmesi çok da etkili olmadı mı bu durumda? Bunu neye bağlıyorsunuz?
D.Ş:Kurumsal bakışımıza bağlıyorum, haberin felsefesine bağlıyorum, prensiplerine bağlıyorum, Sorgulayan ve saklamayan bir haber merkezi olmamıza bağlıyorum. Haber Merkezine uyan bir anchorman olmasına da bağlıyorum Selçuk’un. Ama bu demek değil ki Haber Merkezi var ama anchorman’in sunan kişinin bu anlamda rolü yok diye bir şey asla söylenmez. Fatih bu haber merkezinin felsefesine uygun bir isimdi ve çok büyük katkılar çok büyük değer katarak FOX Haber’in bir yere gelmesine emek sarf etti. Aynı katkıyı zaten Selçuk’tan da görebileceğimizi öngördüğümüz için kendisiyle çalışmaya karar verdik.
‘ANA HABER İÇİN KURUM İÇİNDEN İSİMLERİ DE DEĞERLENDİRDİK’
F.B: Peki Fatih Portakal ayrılma kararını size bildirdikten sonra bu tercihi yaparken hiç şöyle bir şey gündeme geldi mi; “ Biz içimizden bir isimle devam edelim bu boşluğu kendi yapımız içinde dolduralım” diye düşündünüz mü yoksa doğrudan dışarıdan bir isim arayışına mı girdiniz? Bu süreci de merak ediyoruz hepimiz.
D.Ş: Ben çok düşünen bir yayın yönetmeniyim maçı kafamda oynayan bir insanım yani Fatih ayrılmadan önce de gerek piyasadan gerek içerden potansiyelleri takibe alan ve potansiyeller oluşturan bir yapım var. Dolayısı ile kendimin bu kadar ince eleyip sık dokuyan birisi olduğumu düşünüyorum. Tabi ki hem içerdeki alternatifleri hem dışardaki alternatifleri kılı kırk yararak bir süzgeçten geçirdim hatta kendi kurmaylarım, arkadaşlarımla da durum değerlendirmesi yaptım. Ama dediğim gibi hem iç alternatiflerin, hem dış alternatiflerin hepsini kurumsal olarak gözden geçirdik ve doğru kararı verdiğime inanıyorum.
F.B: Siz bu işin matematiğini kurgularken içerdeki isimleri de değerlendirirken bunu onlara telaffuz ettiniz mi, içeriden değerlendirmeye giren isimlerin bundan haberleri var mıydı?
D.Ş: Hayır hayır… Kurum içinde düşündüklerimi hiçbir zaman kendilerine deklere etmedim ama buna kararı hem kurum içinden hem kurum dışından alternatifleri değerlendirerek masa üzerine koyarak verdiğime emin olabilirsiniz. Bütün yönleri ile işi hedefledim bu ciddi bir iş ve bütün mühendislik hesaplarını yapmamız gerekiyordu ben de bu hesapları yaptığıma inanıyorum.
F.B: Halk TV’ye uygulanan 5 günlük ekran karartma kararını nasıl değerlendiriyorsunuz.
D.Ş: Görüşlerimizi zaten ana haber bültenlerinde sürekli olarak yansıtıyoruz. Gelişmeler, yaşanan çok kötü. Bu yaşanan ürkütücü. TELE 1’in kapatılmasına da tepki göstermiştik. Hatta yeni yayın dönemi öncesi her yıl geleneksel olarak yayına çıkıp FOX’un yayın ilkelerini hatırlatıyorum. Bu yıl da yine yeni yayın dönemi öncesi 6 Eylül’de FOX Ana Haber’e çıktım ve oradan da TELE1’in yanında olduğumuzu ifade ettim. Her türlü haber alma hürriyetinin yanındayız ve bu hürriyeti engelleyenlere karşı da tepkimizi ortaya koyuyoruz ve koyacağız. Çünkü antidemokratik uygulamalara karşıyız. Bir de Figen Hanım o kadar kara komik bir durum var ki.. Atatürk İlke ve İnkılaplarına aykırı yayın yapmaktan kapattılar Halk TV’yi. AKİT TV’yi niye kapatmıyorsunuz? Atatürk İlke ve İnkılaplarına aykırı yayın yapan somut bir örnek.
'BU TİP CEZALAR RTÜK’ÜN KENDİSİNE ZARAR VERİYOR'
F.B: FOX ‘un da Nisan ayında aldığı bir ceza var o zaman Fatih Portakal yayında idi ve 30-31 Mart ve 1 Nisan yayınlarında pandemi süreci ile ilgili yorumları ile halkı isyana teşvik ettiği ve benzeri gerekçelerle FOX’a bir ceza uygulandı. O süreçte neler yaşadınız bu olay sizin yayıncılık motivasyonunuz ve yayın akışlarınızı etkiliyor mu?
D.Ş: Hayır hayır… Bildiğimiz inandığımız değerlerin peşinden her türlü engele rağmen gideriz. Yayın durdurma, ceza verme bilmem ne bizi durduramaz. Biz gazeteciliğin gereğini yapıyoruz; objektif, tarafsız, saklamadan, her haberi verdiğimize inanıyoruz. Bakın bu tip cezalar aslında RTÜK’ün kendisine zarar veriyor. Aldıkları kararların orta vadeli ve uzun vadeli sonuçlarını değerlendirmiyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde bu tip baskılara izin verilmemeli.
‘FATİH’İN KARARINA SAYGI DUYUYORUM AMA…’
F.B: Peki Fatih Portakal’ı yoran süreçlerden biri de bu mu oldu sizce? RTÜK’ün bu tavrı bardağı taşıran son damla mı oldu? Hiç böyle bir şey konuştunuz mu?
D.Ş: Hayır hayır alakası yok. Fatih öyle bir kişiliğe sahip bir adam değil. Fatih 10 yılı aşkın süredir FOX’un Ana Haber anchorman’i dolayısı ile dedim ya ben devir teslim yayınında da söyledim; “ biz bu iktidarın a halini, de halini, den halini yalın halini her türlü hallerini gördük. Kalkıp da “bu bizi yordu, bardağı taşıran son damla oldu” falan böyle bir şey yok. Fatih'in mesleğe ara vermesi ya da bırakması kendi kararı. İleriye dönük olarak bu bir nokta mı noktalı virgül mü tamamen kendini biraz özel yaşamına, ailesine toprağına, bahçesine, denizine zaman ayırması ile ilgili. Elbette bu meslek Türkiye’de çok zorluklar içinde yapılıyor hepimiz yorgunuz hepimiz korkuları ile yapıyoruz ama korkularımızın esiri olmuyoruz ama elbette endişeler yaşıyoruz. Bunu hiç ayırt etmeden söylüyorum; yandaş, candaş, yoldaş ayırt etmeksizin bütün meslektaşlarımı da içine katıyorum, o taraf bu taraf diye de ayrım yapmıyorum. Türkiye’de gazetecilik zor bir meslek.
Bizden önce de zordu bizimle de zor bundan sonra da zor belki şu anda en zor günlerini yaşıyoruz, geçmişten daha zor günler yaşadığımızı bizden önce bu mesleği yaşayan abilerimiz söylüyorlar bu kadarını görmediklerini söylüyorlar biz de katılıyoruz okuduklarımızdan öğrendiklerimizden geçmişe dair. Yoruluyoruz ama bunlar hiçbir zaman Fatih’in mesleğini yapmasına engel olmadı, Fatih tamamen kişisel ve insani nedenlerden dolayı bırakma kararı aldı, kendisini ikna etmek için de biliyorsunuz uğraştım. Ben tekrar söylüyorum aldığı karara saygı duyuyorum fakat “zamansız, gereksiz ve yersiz ” bulduğumu bir kez daha yinelemek istiyorum."