Fatih Hilmioğlu'ndan oğluna veda
Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu'nun kazada ölen oğlu Emir Hilmioğlu son yolculuğuna uğurlandı. Anne ve baba Hilmioğlu ancak cenazede acıların paylaşabildi.
cumhuriyet.com.trTutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden izin alıp askeri yetkililer eşliğinde Ankara'ya getirilen, geceyi Sincan Cezaevi'nde geçiren Fatih Hilmioğlu, sabah önce Çankaya Birlik Mahallesi'ndeki evine oradan da Kocatepe Camisi'ne getirildi. Hilmioğlu'nun tabutuna avukat cübbesi örtüldü.
Baba Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, eşi Nurhan Hilmioğlu ve İrlanda'da bilgisayar mühendisi olarak çalışan oğlu Arman Hilmioğlu cami avlusunda taziyeleri kabul etti.
Cenazede Emir Hilmioğlu'nun babası Fatih ve annesi Nurhan Hilmioğlu güçlükle ayakta durabildi. Kocatepe Cammi'nde öğle namazına mütaakip kılınan cenaze namazında duygulu anlar yaşandı.
Öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından alkışlarla cenaze aracına alınan Emir Hilmioğlu'nun cenazesi, toprağa verilmek üzere Karşıyaka Mezarlığı'na götürüldü. Fatih ve Nurhan Hilmioğlu'nun, defin sırasında oğullarının mezarının çevresindeki taşları temizlediği görüldü.
Fatih Hilmioğlu'nu başta yetiştirdiği öğrencileri, akedemi çevresi ve siyasiler yanlız bırakmadı. Cenazeye, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Yılmaz Ateş, Emine Ülker Tarhan, Muharrem ince,Gülsün Bilgehan, Kamer Genç, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Başkent Üniversitesi Rektörü Kenan Araz, eski bakanlardan Yaşar Okuyan, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan ve yurttaşlar da katıldı.
Kılıçdaroğlu'ndan ziyaret
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberinde Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı ile Hilmioğlu'nun Çankaya Birlik Mahallesi'ndeki evine geldi. Yaklaşık 1 saat içerde kalan ve Hilmioğlu ailesine taziyelerini ileten Kılıçdaroğlu, evden ayrılırken gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Prof. Dr. Hilmioğlu'nun nasıl olduğunun sorulması üzerine şunları söyledi:
''İyi değil, sorunları var. Oğlunun ölümü çok büyük bir acı. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Onu aşmaya çalışıyor. Tabii daha acı olanı çocuğunu yeni defnetti, kaçacak diye akşam hapishaneye geri götürülmesi. İnsanda biraz vicdan olur. Hayatında eline silah almış biri değil. Saygın bir bilim insanı. Zaten bir mağdur. Hapishanede çürümeye terk etmişler. Sağlık sorunları var. Bir de bunun üzerine bu acı, bu acıdan daha büyük acı, bir vahşet. Bunu doğru kabul etmiyorum. İnsani değil, ahlaki değil. O nedenle acısını paylaştım.''
Kılıçdaroğlu, ''Hilmioğlu'nun anlattığı bazı şeyler oldu mu?'' sorusu üzerine de ''Onun anlattığı var, yakınlarının anlattığı var. Kendi sorunlarının, diğer arkadaşlarının sorunlarının kamuoyuna daha iyi anlatılmasını istiyor. İddia makamının yani savcının iddialarının tümüyle çürütüldüğünü ama yargıçların savcıya dönüp 'Bu iddiaların tamamı çürütüldü. Siz ne söylüyorsunuz' diye sormadıklarını, sormadıkları için de o iddiaların büyük bir ölçüde havada kalmış olmasına rağmen kendilerini tatmin edecek bir yanıtın verilmediğini, bu nedenle yargılamanın sağlıklı olmadığı, ön yargılı yapıldığı konusunda bir kanaati var. Bu kanaat zaten sadece onda değil. Davaları izleyen hemen hemen herkes böyle bir yapının olduğunu biliyor'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu başka bir soru üzerine de Hilmioğlu'nun akşam saat 19.00 gibi hapishaneye götürüleceğini bildirdi. Öte yandan, Hilmioğlu'nun yakınları ve tanıdıkları da eve gelerek taziyede bulundu.
Silivri'den çelenk
Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek de cenazeye çelenk gönderdi.
Ev izni verilmedi
Tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının cenazelerine katılabilmesine ilişkin yasa değişikliğine karşın kolluğun keyfi uygulaması nedeniyle kayıp acısı katmerleniyor. Son olarak trafik kazasında geçen hafta sonu kaybettiği oğlu Emir Hilmioğlu’nun cenazesine katılmak üzere Ankara’ya gelen Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun evinde kalmasına “güvenliğin sağlanamayacağı” gerekçesiyle izin verilmedi. Karaciğer kanseri olan Hilmioğlu, evlat acısını Sincan Cezaevi’nde ve yalnız başına yaşamak zorunda kaldı.
Fotoğraflar: Necati Savaş / Cumhuriyet