Faslılar da gösteri hazırlığında
Son dönemde Ortadoğu ülkelerinde görülen, Tunus ve Mısır'da yönetim değişikliklerine neden olan başkaldırılardan esinlenen Faslılar da hükümet karşıtı gösteriye hazırlanıyor.
cumhuriyet.com.trFaslı muhalifler, halkı 20 Şubat'ta yapılması planlanan gösteriye katılmaya ikna etmek için internette yayımladıkları bir videoyla kampanya başlattı.
Gösteri çağrısı ilk önce merkez sol PSU partisi tarafından yapıldı, bu çağrı daha sonra sivil toplum örgütlerinden destek buldu.
Tunus ve Mısır'daki gibi uzun yıllardan beri aynı kişi tarafından yönetilmeyen Fas'ta hükümet karşıtı bu hareketin yönetimin devrilmesi gibi bir sonuca yol açacağına şüpheyle yaklaşılıyor.
Bununla birlikte, Fas ile Tunus ve Mısır'ın durumları arasında en azından son beş yılda benzerlikler olduğu ifade ediliyor. Fas'ta günümüzde ifade özgürlüğünün 1990'lı yılların sonundan bu yana en kötü günlerini yaşadığı, bağımsız seslerin gözdağı kampanyaları ve hakaret davalarıyla susturulduğu, siyasi hayata Kral 6. Muhammed'in en yakın arkadaşının lideri olduğu partinin egemen olduğu belirtiliyor.
Kralın ekonomik çıkarlarının rekabet karşıtı önlemlerle birlikte müteşebbislere zarar verdiği, böylece ekonomik yaşamın nefesinin saray tarafından kesildiği iddiaları dile getiriliyor. Devletin ve iş dünyasının ileri gelenlerinin daha fazla dokunulmazlıkla hareket ettiği, bu nedenle hukukun üstünlüğü ilkesinin zarar gördüğü kaydediliyor.
Kampanya videosunda yer alan genç, orta yaşlı ve yaşlılar, sözlerine, "Ben Faslıyım" diye başlarken, eşit koşullarda yaşamak, rüşvet vermeden iş bulabilmek, parasız eğitim görmek, bağlantıları olmadan sağlık hizmeti almak, işçi sömürüsünü sona erdirmek, özgür olmak, gecekondularda yaşamamak, yolsuzlukla mücadele etmek, yöneticilerden hesap sorabilmek, halkçı ve demokratik bir anayasaya sahip olmak, ayrıca yüksek gıda fiyatlarını protesto etmek için 20 Şubat'taki gösteriye katılacaklarını söylüyorlar.
Yine internette Afrol sitesinde yayımlanan bir haberde, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki grupların başlattığı bu hareketin kısa sürede binlerce kişiden destek bulduğu belirtiliyor.
Habere göre, "Şimdi Özgürlük ve Demokrasi" adı altında toplanan gruplar, radikal bir anayasal reform ve gerçek bir demokrasiye geçiş çağrısı yapıyor.
Fas Kralı 6. Muhammed'in ülkede popüler olmasının, hatta büyük bir kesim tarafından çok sevilmesinin bilincinde olan muhalifler, çok nadiren Kralın iktidardan çekilmesi talebini, çok az sayıda kişi de cumhuriyet kurulması çağrısını dile getiriyor.
Öte yandan, Fas hükümetinin yinelenen protesto çağrılarından korkmadığını belirtmesine karşın tedirginlik içinde olduğu ifade ediliyor.
Tunus'taki ayaklanmadan sonra hükümetin temel gıda ürünlerine sübvansiyon uygulama konusunda hızlı davrandığı Fas'ta Kralın, Kuzey Afrika'da artan rahatsızlığın nasıl ele alınacağı hususunda ordunun ileri gelenleri ve Fransız danışmanlarla görüştüğü bildiriliyor.
Batı Sahra'da bulunan askerlerin Fas'a kaydırıldığı yönünde doğrulanmayan haberlerin de yayımlandığına işaret ediliyor.
Hükümet, internetteki protesto çağrılarına karşılık verme yollarını arıyor. Facebook'ta hızla Rabat rejimine destek veren ve 20 Şubat gösterisine muhalif gruplar ortaya çıkarken, bu gruplardan bazıları, 20 Şubat gösterisine karşılık hükümet yanlısı gösteriler düzenlemekten söz ediyor.
Aynı zamanda, muhaliflerin oluşturduğu hareket hakkında karalama kampanyaları başlatılırken, bu kişiler, "İslamcı-solcular" ve "nihilistler" gibi ifadelerle damgalanıyor.
Fas'ta yönetim
Fas'ta, İslamcı ve cumhuriyetçi hareketler dahil olmak üzere, gerçek muhalefet partilerinin seçimlerde yer almalarına izin verilmiyor.
Ülkede parlamentoya ve hükümete, monarşiye yakın duran sosyoekonomik elitler hakim. Hükümeti Kral atarken, parlamento nispeten güçsüz kalıyor.
Kral 6. Muhammed, savunma, güvenlik ve dış dahil olmak üzere kilit öneme sahip politikaları yönetiyor ve herhangi bir sektörde büyük reform projeleriyle ilgili son sözü söylüyor, çoğunlukla da kendisi girişimci oluyor.
Muhalifler, Fas hükümetinin son 10 yılda daha büyük reformları başlatma şansına sahip olduğunu, ancak bu şansı kullanamadığını, gözdağının sürdüğünü ve işkencenin geri döndüğünü savunuyor.