Fanatikler kitap yakar

Polonya’nın Gdansk kentinde bir grup din adamının, aralarında Harry Potter kitaplarının da bulunduğu bazı kitapları “törenle” yaktıkları haberinin benim açımdan şaşırtıcı bir yanı yoktu doğrusu. Çünkü kitapların özellikle Harry Potter’ın başına çok sık gelir bu.

MUSTAFA K. ERDEMOL

İki tanesini hatırlarım örneğin. Biri 2001’de New Mexico’nun Alamogordo kentinde yaşanmıştı. Şehrin kilisesinde Jack Brock adlı din adamının öncülüğünde yakmışlardı bu güzel çocuk kitabını. Brock, daha sonra yaptığı açıklamada Harry Potter yüzünden çocukların sihrin, büyünün saldırısına uğradıklarını iddia ediyordu. “Okudunuz mu kitabı” diye sormuşlardı ona, “hayır, hiçbirini okumadım” olmuştu yanıtı. İki yıl sonra bu kez Michigan’da bir Evangelist kilisesinde yakılmıştı Harry Potter.

Yazarı J.K. Rowling, gerçekten hayal dünyası çok geniş biri. Edebi bir tarafı yok der kimileri yazdığı Harry Potter’lar için ama okuyanın çok keyif aldığı da inkâr edilemez. Kitabın kahramanı Harry gibi uçacağını düşünüp yüksekçe bir yerden atlayarak yaşamını yitiren çocuklar yüzünden Harry Potter’lar suçlandı bir hayli.

Goethe de BaudelaIre de

Bu birçok kitabın başına gelmiştir aslında. Goethe’nin ‘Genç Werther’in Acıları’ adlı kitabının da Avrupa’da intihar salgınına yol açtığı söylenmiştir. Söyleyenlerden biri şu dünya edebiyat çevrelerinin çok değer verdikleri Madame de Staël’dir. ‘Genç Werther’in Acıları’ için, “Dünyanın en güzel kadınından daha fazla intihara yol açmıştır” der. Bundan, büyük Goethe’nin de memnun olmadığını, hatta “Tanrı beni ikinci bir Werther yazmak zorunda bırakmasın” dediğini söylerler.

Karısını doğrayıp daha sonra da intihar eden bir adamın yatak odasındaki masada, Baudelaire’in ‘Kötülük Çiçekleri’ adlı kitabı bulununca, basın, katilin bu kitaptan etkilenmiş olabileceğini yazmıştı. Bu tarafı bahane edilerek aslında müstehcen bulunduğu için bir dönem tutucu çevrelerce yasaklanmış bir kitaptır bu. Yani kitapların başına gelir bu tür işler. Onlarca örnek verilebilir buna.

Çizgi romana ölüm

Çocukların hayal dünyasını geliştiren Harry Potter gibi kitaplara düşmanlıkta dincilerin üstüne yoktur. Çizgi romanlar da bu düşmanlıktan payını almışlardır fazlasıyla. ABD’li din adamlarının bu işte öncü olduğunu da belirterek 1930’lar ABD’sinden örnekler vereyim.

O yıllarda çizgi romanlar Amerika’da çok ama çok popülerdi. Her biri milyonlarca satan Dick Tracy, Flash Gordon, Tarzan, Batman, Süpermen gibi ikonlaşmış çizgi romanlar vardı. Bu tür kitaplara ilk saldırı 1940’ta Chicago Daily News gazetesinden geldi. Gazetede yer alan bir makaleye göre bu çizgi romanlar “zararlı bir kuşağın doğmasına yol açıyordu.” Bu “tespite” destek veren Roma Katolik Kilisesi fırsatı kaçırmayacak, bir kampanya başlatacaktı.

1948’de de Time dergisinde dönemin popüler çizgi romanların biri hakkında bir makale yayımlandı. Psikiyatristlerin de görüşleri alınarak yazılmış makalede bazı çizgi romanların çocukları olumsuz etkileyebileceği ileri sürülüyordu. Nihayet Eylül 1948’de Los Angeles’ta çizgi romanların reşit olmayanlara satışı yasaklandı.

Asıl felaket de bir ay sonra geldi. Sakinlerinin çoğu çiftçi veya madenci olan West Virgina’nın küçük kentlerinden Spencer’da Veli - Öğretmen Birliği üyesi Mabel Riddell adlı bir öğretmen, öğrencisi David Mace’i bir kampanya başlatması için kışkırttı. Mace, 26 Ekim 1948’de geniş bir arazide topladığı binlerce öğrencinin katılımıyla önce bir Süpermen çizgi romanını “zihinsel, fiziksel ve ahlaki açıdan zarar verdiğine inanıyorum” diyerek yaktı. Gerisi de geldi tabii. Binlerce çizgi roman yakıldı o gün.

Haber yayılınca New York’ta Binghamton’daki St. Patrick Akademisi’nde de rahip ile rahibeler öncülüğünde binlerce çizgi roman aralarında Mickey Mouse ya da Donald Duck da vardı, yakıldılar.

Yani Polonyalı dincilerin eyleminin arkasında koca bir tarih yatıyor.