Eymür: Kayıtlar 98 yılına kadar gidiyor

Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturması kapsamında ifade verdi. Ardından, Ahmet Özal'da adliyede ifade verdi.

cumhuriyet.com.tr

Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturması kapsamında verdiği ifadede, dinlemelerle ilgili şikayetçi olduğunu söyledi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'a bir süre ifade veren Eymür, ifadesinin ardından adliyeden ayrıldığı sırada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Basın mensuplarının ''Dinletilen kayıtlarda neler vardı?'' sorusuna karşılık, ''Valla o kadar çok var ki. Eski kayıtlar'' dedi.

Kayıtlarla ilgili şikayetçi olduğunu belirten Eymür, ''Kayıtlar neyle ilgili?'' sorusunu da,''Özel konular da vardı onun için ifade verdim. 1998 yılında falan, eski'' diye yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Hanefi Avcı'nın iddiası var; 'Gözaltına alınmayı bekliyordum kesinlikle bende ses kaydı yok. Görevimden, makamımdan 23 gün önce ayrıldım' diye. Sizce birileri bu kasetleri, Avcı görevden ayrıldıktan sonra ofisine bırakmış olabilir mi?'' diye sorması üzerine Avcı, ''Onu bilemiyorum. Tabii iş benim işim değil'' dedi.

Eymür, ''İfade vermeniz için Başbakanlık ve MİT'ten izin var mı?'' sorusunun sorulması üzerine, ''Benim mi? Böyle bir şey için MİT'ten niye izin alacağım ki? Onu yanlış biliyorsunuz'' yanıtını verdi.

Gazetecilerin ''Hanefi Avcı ile kendisi arasında olan gerginliği'' hatırlattığı ve ''Barıştınız mı?'' diye sorduğu Eymür, ''Evet barıştık'' diye konuştu.
''Konuşmalar niçin kaydolmuş?'' sorusuna, ''Onlar eski, o zaman zaten bunun davası bile oldu'' diyen Eymür, ''Kimle konuşmuşsunuz, karşınızdaki kim?'' sorusuna da, ''Emniyet müdürleri bile var kayıtlarda'' şeklinde yanıtladı.

Eymür, dinleme kayıtlarında şaşırdığı birilerinin de olduğunu sözlerine ekledi.
Gazeteciler Mehmet Ali Birand ve Fatih Altaylı da aynı soruşturma kapsamında daha önce Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelerek, soruşturma savcısı Kadir Altınışık'a, ''mağdur'' sıfatıyla bir süre ifade vermişti.

 

Ahmet Özal adliyede

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'a bir süre ifade veren Özal, ifadesinin ardından adliyeden ayrıldığı sırada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gazetecilerin ''Ne tür dinlemeleri sordular?'' diye soru yönelttiği Özal, ''Büyük çoğunluğu, çok saçma sapan dinlemeler. Bazılarını hatırlayamadım bile. Yani yurt dışından konuştuğum Almanya'dan bir arkadaşımla sohbet var. Ağırlıklı, siyasi konuşmalar var. Özellikle uzun yılları kapsayan dinlemeler'' dedi.

Özal, ''dinlemelerin kaç yılına ait olduğu'' sorusuna da, siyasete girmeye çaba gösterdiği ve parti kurmaya çalıştığı yıllar ağırlıklı olduğunu belirterek, ''ilginç'' bulduğunu belirttiği bir dinleme kaydını da şöyle anlattı:

''İsmi hatırlayamadım, bana söylenilen orada, çünkü bu konuşmayı yapmıştım kendisiyle. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun, bu Hacettepe'de kaybolan kanla ilgili, Meclis'e soruşturma önergesiyle ilgili girişimde bulunacağını söylediği konuşma. Bir arkadaşın, yani Muhsin Bey'in arkadaşının..''

Gazetecilerin, ''Babanızın suikastıyla ilgili mi?'' diye sorduğu Özal, ''Hayır suikastıyla ilgili değil. Ölümüyle ilgili bir araştırma başlatılmak istediğini bana bildiren bir arkadaş ki; Muhsin Bey ile rahmetliyle bu konuları konuşmuştuk zaten. Onlar dikkatimi çekti. Onun dışında da çok kayda değer bir şey yok'' diye yanıt verdi.

"Babamın oğlu dinlese şikayetçi olurum"

Sorulan, ''Kaç dakikalık dinleme, kaç kayıt var?'' sorusuna karşılık Özal, uzun ve farklı farklı bir sürü konuşma olduğunu, konuşma sayısını da 15 veya 20 olarak tahmin ettiğini aktardı.

Özal, ''Kayıtları dinleyince ne hissettiniz?'' sorusuna yönelik de, ''Çok hoşuma gitmedi. Sonuçta bu dinlemeler kanuna aykırıdır. Eğer biz demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, özür dilerim, benim babamın oğlu dinlese şikayetçi olurum. Zaten Türkiye'nin sıkıntısı da bu. Bu dinlemelerin arkasından insanlara şantajlar yapılmış, tehditler edilmiş'' dedi.

Türkiye'de bugün Anayasa tartışmalarının yapıldığını ve bu tartışmaları bırakmak gerektiğini anlatan Özal, ''Şu anda aslında adli reform lazım Türkiye'ye. Ciddi bir adli reform lazım. Bence partiler buna konsantre olsunlar. Sonuçta Türkiye ve hiçbir ülke Anayasa ile idare edilmiyor, kanunlarla idare ediliyor. Anayasa, ikinci maddedir'' diye konuştu.

 

"Avcı'nın arşivlerinden çıktığını söylediler"

Bir gazetecinin, ''O dönemde dinlendiğinize dair herhangi bir bilgi gelmiş miydi size?'' sorusuna karşılık,''Hayır, gelmemişti. Bu soruşturmayla öğrendim, şimdi, ilk defa öğrendim'' ifadesini kullanan Özal, ''Bu dinlemeleri kimin yaptırdığına dair somut bir şey söylüyorlar mı ifadede?'' sorusuna karşılık da, ''Ben onu bilmiyorum, kimin yaptırdığını. Ama Hanefi Avcı'nın arşivlerinde çıktığını söylediler'' şeklinde konuştu.
''Hanefi Avcı ile tanışıyor musunuz?'' sorusu da yöneltilen Özal, şunları söyledi:
''Hayır tanışmadım. Yüz yüze hiç konuşmadım kendisiyle. Bir defa bir telefon konuşması oldu aramızda, sizler hatırlarsınız. Bundan 1.5 sene önce, Hanefi Avcı Edirne Emniyet Müdürüyken biliyorsunuz, beni Edirne'ye aldırmıştı. Hatta bu mesele, Perşembe günü internete düştü, benim de içinde olacağım bir konuyla ilgili. Ben, Perşembe akşam üzeriydi Avcı'yı telefonla aradım, o zaman kendisini tanımıyorum, Edirne Emniyet Müdürü olarak biliyorum. 'İnternete bir şeyler düşmüş, varsa bir şey, benimle ilgili bir konu, ben hemen atlayıp Edirne'ye geleyim, bugün' dedim. 'Efendim gerek yok, Pazartesi, Salı uğrarsınız' dedi. 'Sizinle ilgili bir şey değil, belki bilginize başvuracağız' dedi. 'Tamam' dedim. Cuma günü babamın doktoru Cengiz Arslan'ın oğlu Atilla Arslan'ın cenazesi vardı, cenaze namazından sonra 4 arabayla aldılar bizi, yani Pazartesi'yi beklemediler. Yani, 'Ben kendim geleceğim' dememe rağmen. Yani belli ki, bir shov düzenlenmişti. Zaten oradan da beraat ettim, alakamız olmayan bir konu olduğu için.

Bu dönemler, hep nedense dikkat edin, Edirne çıkışında, ben şunu söyledim: 'Ne zaman bir şey yapmaya kalksam siyasi olarak, başıma bir şeyler geliyor' Ve oradan çıktığım gün de aynen şunu söyledim: 'Kim ne yapıyorsa yapmaya devam etsin, ben siyasete giriyorum' demiştim oradan çıkışta. Ekranlarda, arşivlerde bulursunuz onu. Yani Türkiye'de bazı oyunlar oynanıyor, ama kime ne oynanıyor artık yavaş yavaş bunlar ortaya çıkacaktır.''

Ahmet Özal, soru üzerine 1990'lı yılların sonundan itibaren dinlendiğini ve sadece cep telefonunun dinlendiğini tahmin ettiğini belirterek, kendisinden başka hangi isimlerin dinlendiğini bilmediğini de sözlerine ekledi.