Evet siz geldiğinizde simit 25 kuruş bile değildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ASKON Genel Kurulu'nda verdiği simit örneği sosyal medyada alay konusu oldu.
cumhuriyet.com.trErdoğan konuşmasının bir bölümünde muhalif kesimleri eleştirirken "Yok öyle 25 kuruşa simit" sözleri sosyal medyanın gündemine oturdu.
2002 yılından bu yana simite yapılan zam ile memura yapılan zam arasındaki oran farkı yeniden gündeme geldi.
Bazı kullanıcılar AKP iktidara geldiği sırada simitin 20 kuruş olduğuna, geçen zamanda simite yüzde 500 oranında zam yapıldığına ancak asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılan zamların devede kulak olduğuna dikkat çekti.
2013 yılında susam fiyatlarına gelen zamla birlikte bazı bölgelerde simitin fiyatı 1.4 TL'ye kadar çıkmıştı.
Erdoğan'ın "Yok öyle 25 kuruşa simit" sözleri 12 yıllık AKP iktidarında 20 kuruştan 1 TL'ye hatta 1,4 TL'lere çıkan simitin serüveni...
RAKAMLARLA SİMİT
2011 Yılında Kamu-Sen AR-GE Merkezi'nin araştırması günlük hayatımızda büyük bir öneme sahip olan simitin nereden nereye geldiğini ortaya koydu.
|
2002
|
2011
|
Değişim
|
Simit Fiyatı
|
0,2 TL
|
1 TL
|
%400
|
Çay Fiyatı
|
0,1 TL
|
0,5 TL
|
%400
|
Asgari Ücret (net)
|
184 TL
|
630 TL
|
% 242
|
Ortalama Memur Maaşı
|
531 TL
|
1545 TL
|
%191
|
4 Kişilik ailenin Günlük 3
öğün 1 simit, 2 bardak çay
tüketmesi durumunda
ihtiyaç duyduğu
aylık tutar
|
144 TL
|
720 TL
|
%400
|
|
2002
|
2011
|
||
|
Simit
|
Çay
|
Simit
|
Çay
|
Memur Maaşı ile alınabilen miktar
|
2655 adet
|
5310 bardak
|
1545 adet
|
3090 bardak
|
Asgari Ücretle alınabilen miktar
|
920 adet
|
1840 bardak
|
630 adet
|
1260 bardak
|
Hükümetin iktidara geldiği 2002 yılı Kasım ayında ortalama memur maaşı 531 TL, asgari ücret ise net 184 TL idi. Bu dönemde bir adet simit ise 0,2 TL’den satılıyordu. 2011 yılına gelindiğinde ortalama memur maaşı 1545 TL, asgari ücret ise 630 TL olurken, simit fiyatları aynı dönemde 5 kat artarak 1 TL’ye ulaştı.
2002 yılında maaşı ile ayda 2655 simit alan memur; bugün ortalama maaşı ile ancak 1545 simit alabilmekte. 2002 yılında asgari ücretli maaşı ile 920 simit alırken, bugün ancak 630 simit alabiliyor. Buna göre son 9 yılda, memur maaşları simit fiyatları karşısında reel olarak % 42, asgari ücretli ise %31,5 değer kaybetti. İktidara gelmeden önce seçim meydanlarında sürekli simit hesabı yaparak, işçi, memur maaşlarının ve asgari ücretlerin düşüklüğünü ortaya koyan yetkililer; iktidara geldikten sonra memurun elinden aylık 1110; asgari ücretliden ise 290 simidi almış oldu. Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin hazırladığı memur-simit endeksi, 2002 yılında 100 iken, 2011 yılında 58’e geriledi. Benzer durum, çay fiyatları için de geçerli. 2002 yılında kahvehanelerde ve çay ocaklarında 0,1 TL’den satılan bir bardak çayın fiyatı bugün 4 kat artarak 0,5 TL’ye yükselmiş durumda.
Buna göre 2002 yılında bir memur maaşı ile 5310 bardak çay alabiliyordu, 2011’de bu rakam 3090 bardağa düştü. 2002 yılında asgari ücretle 1840 bardak çay içebilen bir işçi bugün ancak asgari ücretle 1260 bardak çay içebiliyor. Buna göre çay fiyatı karşısında da memur maaşları %42; asgari ücret ise 31,5 oranında erimiş oldu. Bu hesaba göre dört kişilik bir ailenin her öğünde bir simit ile iki bardak çay içtiğini hesap ettiğimizde, aile günlük toplam 24 bardak çay ve 12 adet simitle günü geçirmek zorunda kalıyor. Bu da günlük 24 TL’ye gelir ki; bir ailenin yalnızca simit ve çayla yaşamını sürdürmesi için aylık en az 720 TL’ye ihtiyaç var. Asgari ücretli bir ailenin simit ve çayla dahi beslenebilmesi için aylık 90 TL’ye daha ihtiyacı var. Oysa 2002 yılında bir asgari ücretli ailesinin karnını çay ve simitle doyurduktan sonra geriye 40 TL parası kalıyordu.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: “vatandaşın yoklukta sarıldığı çay ve simit de artık lüks tüketim maddesi oldu”
İsmail Koncuk, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “bir zamanlar yoksul vatandaşlarımızın rağbet ettiği simit ve çay, şimdi lüks kafelerde satılır hale geldi. İşsiz vatandaşlarımız simitle dahi karnını doyuracak durumda değil.” dedi. Koncuk; “Bizim bu hesabı yapmamızdaki sebep, 2002 yılında Başbakan’ın seçim meydanlarında çokça dillendirdiği ama şimdilerde unuttuğu çay-simit hesabını hatırlatmaktır. Ama gördük ki, geçen zaman içinde vatandaşımızın parasızlıktan sarıldığı çay ve simit için de alım gücü azalıyor. Anlaşılıyor ki; çay-simit hesabı yapanlar, bugünlerde vatandaşı, yoksulu, memuru, emekliyi yaptıkları hesapta dikkate almamaktadır. Hükümetlerin görevi elbette vatandaşın karnını çay ve simitle doyurmak değil; sosyal devlet olmanın bir gereği olarak, gelir dağılımında adaleti sağlamaktır.” dedi.