Eski dava arkadaşı AKP'li bakandan Gül için ağır sözler
AKP’nin önemli isimleri arasında yer alan Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylık konusundaki açıklamasını değerlendirdi.Gül’ün referandumda “Hayır” oyu verdiğinin gündeme geldiğini hatırlatan Mehmet Ali Şahin’in “Abdullah Bey’i yanımızda göremiyoruz; e-muhtıracıların safında görünen bir Abdullah Gül görüntüsü var” sözleri dikkat çekti.
cumhuriyet.com.tr<video:966172>
Mehmet Ali Bey, Abdullah Gül dünkü açıklamasında aday olmayacağını çünkü muhalefet blokunda geniş çaplı bir mutabakatın oluşmadığını söyledi. AK Parti’nin kurucu isimlerinden biri olarak son birkaç haftadır Gül’ün adaylığı etrafında yaşanan tartışmalara nasıl bakıyorsunuz?
Bakın, bu hafta 27’Nisan’ın yıldönümündeyiz. 27 Nisan, hem AK Parti’nin siyasi tarihinde hem de ülkemizin tarihinde önemli bir kırılma noktasıdır. 24 Nisan 2007’de de o zamanki Başbakan’ımız, şimdiki Cumhurbaşkanı’mız, parti grubunda çıktı ve “Abdullah kardeşimiz Cumhurbaşkanı adayımızdır” diye takdim etti. 27 Nisan gecesinde Silahlı Kuvvetler, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan bir bildiri yayınladı. Buna karşı ertesi gün AK Parti, Genelkurmay’ın böyle bir açıklama yapamayacağını, çünkü Başbakanlık’a bağlı bir kurum olduğunu ve onun görevi olmadığını ifade eden çok sert bir açıklama yayınladı. O sırada ben de Başbakan Yardımcısı’ydım. Sayın Abdullah Gül ile biz demokrasi mücadelesini birlikte verdik. E-muhtıranın üzerinden 11 yıl geçmiş. Böyle bir haftada Abdullah Bey’in isminin vesayet odaklarına karşı mücadelede önemli bir kişilik olarak anılmasını ve bugünü onunla birlikte paylaşmayı arzu ederdim. Birlikte demokrasi mücadelesi verdiğimiz kişinin 11 yıl sonra, ‘Erdoğan’sız ve AK Parti’siz bir Türkiye’ projesinin içerisinde yer almış olmasından, eski bir arkadaşı olarak son derece üzüntülüyüm.
- Abdullah Gül’e kırgın mısınız?
Üzüntülüyüm. Biz bugün Abdullah Bey ile beraber olup e-muhtıraya karşı AK Parti’nin millet, demokrasi ve milli irade adına gösterdiği tavrı bir kez daha milletimizle paylaşabilirdik. Böyle bir günde Abdullah Bey’i yanımızda göremiyoruz; e-muhtıracıların safında görünen bir Abdullah Gül görüntüsü var. Ben bundan üzüntü duyuyorum. Dünkü konuşmasında “27-28 Nisan’da, biz AK Parti olarak benim adaylığıma karşı çıkanlara gerekli cevabı vermiştik. Genel Başkanım Sayın Erdoğan ve AK Parti benim arkamda durmuştu ve beni Cumhurbaşkanı seçmişti” diye bunları hatırlamasını, milletle paylaşmasını beklerdim.
- Peki Gül’ün muhalefetin adayı olabileceğinin düşünüldüğü sürece nasıl gelindi?
Sayın Gül, parlamenter sistemin daha doğru olacağını yakın çevresine ifade etmiş. Bu konunun henüz yasalaşmadığı ama görüşülüp konuşulduğu zamanlarda, ben Meclis Başkanı’ydım, Abdullah Bey de Cumhurbaşkanı’mızdı. Ayda bir kendisinin davetiyle görüşürdük. Bu ve buna benzer konular gündeme geldiğinde farklı düşündüğünü o zaman hissetmiştim. Nitekim referandumda da “Hayır” oyu kullanmış olabileceğini söyleyenler var. Buradan hareketle muhalefetin de “Mademki aynı düşünüyoruz, siz Cumhurbaşkanı adayı olursanız destekleriz ve yeniden bir Anayasa değişikliği yaparak eski sisteme geçeriz” demiş olabileceğini tahmin ediyorum. Ne olursa olsun, bu konu millete gitmiştir. “Parlamenter sistem devam mı etmeli, yoksa Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine mi geçilmeli?” diye millete soruldu. Millet de yüzde 51 küsur oyla yeni sistemi onayladığını söyledi. Millet yeni bir sistemi benimsedikten sonra yapılması gereken şey milletin iradesine rıza göstermektir. Hâlâ milletle cebelleşmenin, “Millet böyle dedi ama ben bunu kabul etmiyorum” şeklinde birtakım çıkışlar yapmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Kendisiyle hukukumuz eskidir. Bizden çok ayrı bir noktada bulunuyor olmasından, eski bir arkadaşı olarak üzüntü duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı görevi bittikten sonra gelip birlikte kurduğumuz partiye üye olmasını arzu ederdim. Kendisine bakışım hâlâ böyledir.
GÜL’E KIRGINLIK GEÇER Mİ?
- Gül aday olmadığını açıkladı ama AK Parti ve Erdoğan ile yollarının ayrıldığını söyleyebilir miyiz? Bu kırgınlık geçer mi?
Geçmesini temenni ederim.
- Zor mu?
Hayat geçici, dünya fani, kardeşlik bakidir.
‘ERDOĞAN’IN YANINDAYIM, ÇÜNKÜ O TÜRKİYE’NİN TÜRKİYE’DEN YÖNETİLMESİNİ İSTİYOR’
- AK Parti’den Gül’e gidip “Çık, arkandayız” diyenlerin de olduğu iddia edildi. Mehmet Ali Şahin, bu ayrışmada neden özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında durmayı tercih etti?
Bu hareketi Tayyip Erdoğan ile birlikte başlattık. AK Parti’yi birlikte kurduk. Milletimiz de bize inandı, güvendi ve 2002 seçimlerinde bizi iktidara taşıdı. O tarihten bu yana Türkiye’de her alanda önemli gelişmeler oldu. Zaten iyi şeyler yapmasak millet her seçimde bizi iktidara getirmezdi. Kara kaşımıza kara gözümüze âşık değiller, yaptıklarımıza bakıyorlar. Bunları biz Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleştirdik. Erdoğan, Türkiye’nin Türkiye’den yönetilmesini ve kendi ayakları üzerinde durmasını istiyor. Türkiye’nin başka ülkelere bağımlı olmasını istemiyor. Savunma sanayimizi daha da güçlendirmek istiyor. Şu an kendi denizaltımızı yapıyoruz. İnşallah kendi uçağımızı da yapacağız. Yani savunma sanayiini çok güçlendiren, bizi dışarıya bağımlılıktan kurtaracak bir süreç var. Türkiye’ye bu kadar hizmet etmiş, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına doğru giderken hedefleri olan, hatta 2071 gibi çocuklarımıza hedefler koyan bir liderin Türkiye için gerekli olduğuna inanıyorum. Tayyip Erdoğan gibi liderler kolay yetişmez. Türkiye son 100 yıl içerisinde bana göre 3 önemli lider yetiştirmiştir. Bunlardan bir tanesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, diğeri rahmetli Özal, üçüncüsü de Recep Tayyip Erdoğan’dır. O nedenle Tayyip Erdoğan’ın yanındayım.
- Peki, parti içinde ‘Gülcüler- Erdoğancılar’ ayrışması var mı?
Gül’e sempati duyan arkadaşımız olabilir. Ben de Gül’ü seviyorum; ama yanımızdaki Gül’ü seviyorum.
- Bir dönem Başbakan Yardımcılığı yapmıştınız. Daha sonra bakan ya da genel başkan yardımcısı olamamanız, “Yoksa Mehmet Ali Şahin de Gül kanadına mı yakın? Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan ile araları açık mı?” gibi yorumlara neden oldu. Mehmet Ali Şahin’in Erdoğan’a daha eleştirel bir pozisyona geçtiği bir dönem oldu mu?
Genel başkan yardımcılığı yapıp partideki 2 numaralı koltukta bulundum. Tayyip Erdoğan’ın da Davutoğlu’nun da genel başkan yardımcılığını yaptım. Partide alınan kararlarda, eğriye eğri doğruya doğru diyen bir insanım. Bir yanlış görürsem onu söylerim. Bu yanlışları söylememden dolayı birileri üzülecekse bile söylerim. Tayyip Erdoğan ile ilgili kendi kapalı toplantılarımızda bir şeyin şöyle olursa daha uygun olacağını söylemişsem, bu Tayyip Erdoğan’a karşı olmak değil, onu sevmekten kaynaklanır. Bunu söylemişimdir, belki dışarıya farklı yansımıştır.