Esin kaynağı şairler
Mevlana, Rilke, Proust ve Neruda gibi şair ve yazarlardan esinlenen Kurt Elling,'Aslında ben şarkı söylemenin kendisinden ilham alıyorum' diyor. Grammy ödüllü Elling, İş Sanat'ta kendi grubu ve Aycan Teztel yönetimindeki İstanbul Superband eşliğinde söyleyecek.
cumhuriyet.com.trGünümüzün sıra dışı caz vokalistleri arasında anılan Kurt Elling, 14 Mart Perşembe akşamı, efsanevi mirasını cazın dışına da taşıdığı yeni projesi “1619 Broadway–The Brill Building Project” ile İstanbul Superband eşliğinde İş Sanat’ta olacak. Telegraph gazetesinin “Popüler şarkıların Batı’ya yayılmasındaki en önemli isim” olarak tanıttığı Grammy ödüllü Elling ile yeni albümünü ve İstanbul konserini konuştuk.
- İnanılmaz bir stiliniz var. Gelmiş geçmiş tüm caz standartlarının dışında bir tarz diyebiliriz…
- Soundumun geçmişle dolu olduğunu ve geleceğe uzandığını söyleyebilirim. Bu da sanırım sizin de dediğiniz gibi alışılmışın dışında bir tarz oluşturuyor..
- Doğaçlamaların, sizin tarzınızın temelini oluşturan öğelerden birisi olduğunu söyleyebilir miyiz? Örneğin, “Nature Boy” yorumunuz. Nereden ilham alıyorsunuz? Sanırım sahnede spontane gelişen bir durum bu.
- Şarkı söylerken kendimi hemen her zaman mutlu hissediyorum. Aslına bakarsanız ben şarkı söylemenin kendisinden ilham alıyorum. Bu kendi kendini yaratan bir olgu gibi…
- Mevlana, Rilke, Proust, Neruda gibi şair ve yazarlardan esinleniyorsunuz...
- Bu isimlere bizlere ulaştırdıkları bilgelikleri ve tüm fedakârlıkları için minnet duyuyorum. Biz sanatımızı onların ortaya koydukları ile icra edebiliyoruz. Sizin de dediğiniz gibi bu muhteşem bilgeler benim en büyük ilham kaynağım.
- Son albümünüz ‘1619 Broadway–The Brill Building Project’. Bu projeden biraz söz edebilir misiniz? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
- Bugüne kadar, tutkunu olduğum Chicago ile ilgili pek çok proje yapmıştım. Bu kez diğer aşkım New York için bir şey yapmak istedim. Bu iki şehir benim kariyerimde birer dönüm noktası. Bana ilk Grammy ödülü adaylığımı kazandıran “Close Your Eyes”ın da aralarında bulunduğu pek çok albümümü Chicago’da kaydettim. Kibirli görünmek istemem ama 10 albümüm de Grammy adayı oldu ve “Dedicated to You” En İyi Vokal Caz Albümü ödülü aldı. Bu, Grammy tarihinde bir ilk.
Aslında 2008 yılından bu yana ailemle Manhattan’da yaşıyorum ve 1619 Broadway-The Brill Building Project, bu deneyimimin bir ürünü. Bu projeyi yapmaya karar verdiğimde cazda farklı bir şeyleri yakalamak istedim. The Brill Building’den gelen devasa şarkı koleksiyonu bana bir altın madeni gibi geldi.
Manhattan’ın kalbinde, 1619 Broadway’deki arı kovanı gibi ofisler ve katastrofik stüdyolar, Brill Building efsanesi ve hepsi pop müzik sektöründen 160’a yakın kiracı… Bundan daha ilham verici bir ortam düşünülemez. Tabii bu kiracıların çoğu besteci ve söz yazarlarıydı. 1930’ların ortalarından itibaren 1970’lerin başlarına kadar “Brill Building Sound”un mimarları bu jenerasyonun dinleyerek ve söyleyerek büyüdüğü ve ezici çoğunluktaki popüler şarkıları adeta seri üretim halinde yarattılar. “Brill Building Sound” aslında rock&roll’un başyapıtlarının doğuşunun da sinyalcisi.
Henüz materyal ararken bu işin çok zor olacağını biliyordum. Çünkü Brill daha ziyade, benim pek de yetkin olmadığım doo-wop ile ilintili. Bu nedenle şarkı sözü yazarı ve eğitimci dostum Phil Galdston’dan yardım istedim. O bu işlerin ustası, ansiklopedik bir araştırma yaptı. 200’e yakın şarkıyı birlikte dinleyerek, üzerinde tartışarak eledik. Ama işin büyük kısmını o halletti diyebilirim. Benim seçimlerimse klasik “On Broadway” ve “Shoppin’ For Clothes” gibi daha kaçınılmaz şarkılardı.
- İstanbul Superband ile İş Sanat’ta konser vereceksiniz. Konser hakkında biraz detay verebilir misiniz?
-Konserin ilk yarısında kendi küçük grubumla, diğer yarısında ise Aycan Teztel yönetimindeki İstanbul Superband ile çalacağız. Bu oldukça eğlenceli olacak.