Esenyurt'taki facianın davası başladı
Esenyurt'ta bir alışveriş merkezi inşaatı şantiyesindeki çadırlarda çıkan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin 5'i tutuklu 13 sanığın yargılanmasına başlandı.
cumhuriyet.com.trBakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Abdullah Altun, Kadir Altun, Şaban Bakırcı, Erdal Gümüş ve Cem Yıllar ile 6 tutuksuz sanık katıldı.
Sanıkların kimlik tespitinden sonra iddianame okundu.
Çağdaş Hukukçular Derneği ve İşçi Ölümlerine Son Platformu, davaya müdahil olma talebinde bulundu.
Tutuklu sanıklardan Cem Yıllar, savunmasında, ana yüklenici Kayı İnşaat'ın taşeron firması Kaldem Yapı'da görevli iş güvenliği koordinatörü olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Yapı denetim firmasında çalışan Ömer Faruk Gülmez ile birlikte eksiklikleri gördük. Sonuçları Kaldem Yapı'nın patronları Abdullah Altun ve Mehmet Altun'a hem sözlü hem de yazılı olarak bildirdim. Gülmez de çadır alanıyla ilgili kaygılarını söyledi. Ben inşaat teknikeriyim normalde. İş güvenliği sertifikam da yok. Ancak ayda bir kez iş güvenliği toplantısı yaparız. Tüm firmalar oraya katılır.''
Marmara Gayrimenkul'den toplantılara katılan olup olmadığını hatırlamadığını ifade eden Yıllar, eksik buldukları ancak maddi gücü ağır olan şeylerin yapılmadığını, inşaat alanına bir ambulansı bile getiremediğini belirtti.
''Burayı en iyi şantiye seçtiler''
Sanık Cem Yıllar, normal şartlarda inşaat alanında bir ambulansın sürekli hazır bulunması gerektiğini dile getirerek, ''Bakanlıktan müfettişler geldiler. İnşaat alanına baktılar ama çadır alanına hiç gitmediler. Ben ise yanlarına bile yaklaşamadım. Daha sonra da burayı en iyi şantiye seçtiler'' dedi.
Tutuklu sanıklardan Abdullah Altun da kalıpçı ve Kaldem Yapı'nın sahibi olduğunu ifade ederek, ''İş güvenliğinde çok hassasız. Ben de zamanında bu gibi çadırlarda yattım. Yanmaz çadırlar olduğunu hiç duymamıştım. Ama ben bu çadırların elektrik kontağından yandığına inanmıyorum. Dışarıdan yanma olanağı vardır. Bir ay önce kardeşim Mehmet'e tehdit telefonları geldi'' şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Mevlüt Bayraktar, Abdullah Altun'a, firari sanık olan kardeşi Mehmet Altun'un nerede olduğunu sordu.
Abdullah Altun da ''600 kişi çalıştırıyoruz. Herhalde işleri takip ediyordur. Bitirince teslim olacak'' diye cevap verdi.
Tutuklu sanıklardan Şaban Bakırcı da savunmasında, çadırdaki yangına neden olan elektrik tesisatını kendisinin çekmediğini, çadırlara telefon ve telsiz şarjı için tesisat çektiğini, sonra memleketine gittiğini, döndüğünde ise çadırda elektrik sobaları ve tesisatların olduğunu, bu tesisatı bir kalıpçının yaptığını öğrendiğini anlattı.
Diğer tutuklu sanıklar Kadir Altun ve Erdal Gümüş de tahliyelerini talep etti.
Tutuksuz sanıklar
Tutuksuz sanıklardan Sezgin Atalay, ''Olay anında evdeydim. Herhangi bir suçum yok. Suçsuzum'' dedi.
Diğer tutuksuz sanık Arif Korkmaz ise söz konusu yerde 3 aydır çalıştığını ifade ederek ''Evdeydim. Olay yerine gittiğimde yangın çoktan sönmüştü'' şeklinde konuştu.
Korkmaz'ın avukatı da müvekkilinin idari yapı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını savundu.
Tutuksuz sanıklardan Kaan Akarsu, Kaldem Yapı'da mühendis olduğunu dile getirerek, ''Yangınla, çadırın yanmasıyla ilgili bir sorumluluğum yok. İş güvenliği ve sağlığıyla ilgili de herhangi bir sorumluluğum yok. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum'' şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanıklardan Ömer Faruk Gülmez ise inşaat alanındaki iş sağlığı ve güvenlik sisteminin denetlenmesi görevini yürüttüğünü söyledi.
Gülmez, ''Olayın gerçekleştiği alan benim sorumluluğumda değildi. Benim alanım yalnızca inşaat alanının olduğu yerdir. Ancak ben 30 yıldır bu işi yaptığım için kamp alanına da giderek gözlem yaptım. Eksiklikleri de bildirdim'' dedi.
Tutuksuz sanıklardan Andreas Michael Hohlmann da savunmasında, Marmara Park şirketinin genel müdürü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Genel müdürü olduğum Marmara Park şirketinin amacı, alışveriş merkezi inşaatıdır. Bu şirketin yatırımcıları dışında bir çalışanı yoktur. Herhangi bir işçimiz olmadığı için inşaat konusunda genel yüklenici olarak Kayı İnşaat'ı görevlendirdik. Anahtar teslim sözleşme imzaladık. Olay şantiye alanında değil başka bir alanda meydana gelmiştir. O alan Marmara Park tarafından kiralanmamıştır. İlgimiz yoktur. Bu kazaya kadar o alanın Kayı İnşaat tarafından kiralanmış olduğunu ve taşeronu Kaldem Yapı'ya tahsis edildiğini bilmiyorduk. Bana ulaşan raporlar sadece inşaatın ilerlemesiyle ilgili raporlardı.''
Diğer tutuksuz sanıklar da üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini belirtti.
Cumhuriyet Savcısı Uğur Başar, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, davaya müdahillik talebinde bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği ve İşçi Ölümlerine Son Platformu'nun taleplerinin reddine, yeni bilirkişi raporu hazırlanmasına ve tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.