'Eroğlu ve Hıristofyas çaba sarfediyor'

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kıbrıs özel danışmanı Alexander Downer,  BM Güvenlik Konseyi'ne Kıbrıs'taki görüşmelerle ilgili bilgi vermesinin ardından gazetecilere açıklama yaptı ve soruları yanıtladı. Downer, BM Güvenlik Konseyi'nin, Genel Sekreter Ban'ın Kıbrıs'taki iyi niyet misyonuna verdiği destekten memnuniyet duyduklarını, Kıbrıs Türk tarafında Derviş Eroğlu'nun seçilmesinin ardından adada iki lider arasında görüşmelerin yeniden başladığını ve iki liderin 15 Haziranda yeniden bir araya geleceklerini hatırlattı. Liderlerin bu aşamada ''mülkiyet'' konusuna odaklandıklarını söyleyen Downer, bu konunun niteliği itibarıyla zor ve karmaşık bir konu olduğunu ve kapsamlı bir çözüm için bu konunun çözümlenmesi gerektiğini belirtti.

Downer, müzakerelerin bu yılın sonuna kadar tamamlanması yönünde bir düşüncesinin olup olmadığının sorulması üzerine, bu konunun Kıbrıs'taki iki tarafın ve iki liderin meselesi olduğunu ancak 2009 yılının sonunda yaptıkları açıklamada, ''2010 yılının çözüm yılı olmasını umut ettiklerini'' söylediklerini hatırlattı. Bu kapsamda Kıbrıslı Türklerin müzakerelerin 2010 yılına tamamlanması düşüncesinde olduklarını daha açık ve net bir şekilde ifade ettiklerini, Kıbrıslı Rumların ise genel olarak belli bir takvim konusunda daha az hevesli olduklarını söyledi.

Müzakerelerde ivmenin korunması ve ilerleme sağlanması gerektiğini pek çok kez söylediğini belirten Downer, liderlerin görüşme yapma konusunda hevesli olmaları ve öncelikle işler zorlaştığında çabalarını ikiye katlamaları gerektiğini de söyledi. Downer bu kapsamda iki liderin de oldukça hevesli olduğunu ve dedikleri gibi 2010 yılının sonunda anlaşmaya varma yolunda çaba sarf ettiklerini ifade etti.

'Eroğlu ve Hıristofyas çaba sarf ediyor'

Rum bir gazetecinin, KKTC'nin eski lideri Mehmet Ali Talat ve Rum lider Dimitris Hristofyas'ın aralarındaki iyi ilişkilerin şimdi Eroğlu ve Hristofyas arasında bulunmamasının nasıl sonuçlar doğuracağını sorması üzerine Downer, Talat ve Hristofyas arasında geçmişe dayanan iyi ilişkiler bulunduğunu teyit etti. Eroğlu ve Hristofyas'ın bu anlamda birbirlerini tanımadıklarını söyleyen Downer, bu yüzden 25 Mayısta iki lidere eşleriyle birlikte yemek verdiğini ve liderlerin sosyal ortamda birbirlerini tanıma fırsatı doğduğunu, yemeğin çok iyi geçtiğini, iki liderin kişisel düzeyde iyi bir ilişki kurduğunu anlattı. Downer daha sonra yapılan ikili görüşmelerin de iyi gittiğini belirterek ''İkisi de birbirlerine gayet kibar davranıyorlar. İki lider de iyi geçinmek ve birbirlerini tanımak için gerçekten çaba sarf ediyorlar, bu anlamda mükemmel bir ilişki kuramayacaklarına inanmak için neden yok'' dedi.

Uluslararası müzakerelerde taraflar arasında iyi kişisel ilişkiler olmasının umut edildiğini kaydeden Downer, ancak asıl önemli olanın siyasi tavırlar ve iki tarafın kabul edebileceği bir çözümün bulunması olduğunu söyledi. Downer, bu kapsamda her iki liderin de karşılıklı olarak birbirlerinin ve toplumlarının hassasiyetlerine dikkat etmeleri gerektiğini, sonuçta iki tarafta da referandum yapılacağını vurguladı. Aynı gazetecinin ''Eroğlu'nun Talat ve Hristofyas'ın bugüne dek masada anlaştıkları yerden devam edip etmeyeceğini'' sorması üzerine Downer, Derviş Eroğlu'nun böyle yapacağını teyit ettiğini, bugüne dek uzlaşılanlara itiraz etmeyeceğini söylediğini vurguladı.

UNFICYP raporunda Kıbrıslı Türkler'in ''izolasyon duygusundan bahsedildiğini ancak gerçekten Kıbrıslı Türklerin izolasyona tabi tutulduklarına inanıp inanmadığının'' sorulması üzerine ise Downer tam bir yanıt vermedi. 24 yıl boyunca politikanın içinde olduğunu, siyasette her zaman açık, şeffaf olduğunu ve pek de diplomatik davranmadığını belirten Downer, ''(izolasyon duygusu) Bu terminolojinin raporda daha önce de kullandığını, ve bu raporda da kullanıldığını'' söylemekle yetindi.