Eroğlu: Herkese görev düşüyor
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, taşkın koruma çalışmaları konusunda öncelikli bölgelerde dere yataklarındaki yapıların 1-1,5 yılda yıkılabileceğini, ancak diğer yerlerin zaman alacağını belirtti.
cumhuriyet.com.trÇevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nde yaptığı basın toplantısında, ''Taşkın Koruma Seferberliği'' hakkında bilgi verdi. Bir gazetecinin, taşkın koruma seferberliğine ilişkin bütçenin ne kadar olduğunu sorması üzerine Eroğlu, bu konuda hazırlıklar yapıldığını söyledi. Eroğlu, ''Bu konuda sadece DSİ yetkili değil, meteoroloji için yapılacak radarlar, erozyon kontrolü kapsamında yapılacak ağaçlandırma çalışmaları da bunun içine giriyor. İlgili birimlerin bu yılki toplam bütçesi 200-250 milyon lira, bu rakam 300-400 milyon lira olursa daha hızlı çalışabiliriz'' dedi. Bu konudaki en büyük sıkıntılarının dere yataklarındaki işgaller olduğunu belirten Eroğlu,bugüne kadar pek çok dereyi kendi imkanlarıyla ıslah ettiklerini, pek çok yerde de idari imkanları kullanarak ıslah yapılabileceğini kaydetti.
Eroğlu, dere yataklarındaki yapıların ne zaman yıkılacağına ilişkin bir soru üzerine, bazı yapıların kaldırılmasının zaman alabileceğini söyledi. Tapulu olan yerlerde istimlak yapılması gerektiğini anımsatan Eroğlu, ''Çalışmalar sürüyor. Bir tarih vermek için çalışmaların bitmesi gerekir. Bir takvim halinde bunu hazırlayacağız. Öncelikli yerleri belirleyeceğiz. Acil olan bölgelerde dere yataklarındaki yapılar 1-1,5 yılda yıkılabilir ama diğer yerler zaman alacaktır'' diye konuştu.
'Geçmişte belediyenin yaptığı çok önemli bir hata var'
İstanbul'daki sel felaketiyle ilgili belediyelerin ihmali olup olmadığı sorusu üzerine Eroğlu, Silivri'yi bizzat gezdiğini belirterek, bölgede Mimar Sinan zamanında yapılan 4 gözlü köprünün 2 gözünün kapatılarak, yüksek yapılaşmaya izin verildiğini söyledi. Bu nedenle köprünün akışı taşıyamadığını ifade eden Eroğlu, ''Geçmişte belediyenin yaptığı çok önemli bir hata var. Şu anki belediyeyi söylemiyorum. Bana göre, çok vahim bir hata. Mimar Sinan akışı hesaplamış, o 4 göz koyduysa bizim köprüye 6 göz koymamız gerekirdi'' dedi. Eroğlu, hasar tespitiyle ilgili çalışmaların Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü ve hafta sonuna kadar verilerin net olarak ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Bir gazetecinin, ''30 kişi öldükten sonra mı seferberlik ilan edilmeliydi? Meteoroloji, günlerce uyarıda bulundu, ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizzat aranarak uyarıldı mı?'' soruları üzerine Eroğlu, şunları söyledi: ''Meteoroloji, her zaman otomatik olarak hem kurumları, hem vatandaşları sürekli uyarıyor. Görevi bu zaten. Ama bu bir tahmin. Yağışın şiddeti tam olarak tahmin edilemeyebilir. Nitekim Ankara için bir uyarı yaptık, ancak gerçekleşmedi. İkinci olarak, çalışmalar yapıyoruz, ancak bu çalışmalar topyekun yapılmalı. Belediyelere, DSİ'ye, vatandaşlara, herkese görev düşüyor. Bu nedenle seferberlik ilan edildi. Seferberlik, ilgili kurumların çalışmadığı için yapılmadı. Çalışmalar hızlandırılsın, imkanlar daha fazla buralara aktarılsın diye yapıldı.''
'2010 taşkınla mücadele yılı'
Taşkınların doğal bir olay olduğunu, ancak insan faaliyetlerinin taşkınları felakete dönüştürdüğünü belirten Eroğlu, son 20 yılda 369 taşkın yaşandığını, bu taşkınlarda 500 bin hektar toprağın su altında kaldığını, yaklaşık 2 milyar dolar zarar meydana geldiğini ve 448 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Eroğlu, taşkınların en önemli sebebinin şiddetli ve aşırı yağış olduğunu, dere yataklarındaki tekniğe aykırı yapılaşmanın, buralara moloz, sanayi ve evsel atıklar atılmasının da taşkınlara neden olan faktörler arasında olduğunu söyledi.
Taşkın koruma çalışmalarına değinen Eroğlu, ''Bugüne kadar DSİ tarafından yapılan 4 bin 400'ün üzerinde taşkın koruma tesisiyle 1 milyon hektar alan korunmuş oldu. Bu konuda 3 yıl önce Başbakanlık Genelgesi yayımlandı. 1 ay kadar önce de benim ve İçişleri Bakanımızın imzasıyla bir genelge daha yayımlayarak, mülki idare amirlerinin dikkati çekildi. DSİ koruma çalışmaları yapıyor, yapmaya devam edecek. Bu kapsamda 2010 yılını taşkınla mücadele yılı ilan ettik'' diye konuştu.
Seferberlik çalışmaları
''Ancak, tüm tedbirleri aldığımızı söyleyemeyiz'' diyen Eroğlu, yapıların belli risk ölçüleri dikkate alınarak inşa edildiğini, taşkın koruma tesisleri yapılırken de 200-300 yılda bir gelecek yağışlara göre hesap yaptıklarını anlattı. Eroğlu, gelecek yıl ''Taşkın Koruma Seferberliği'' başlatılacağını yineleyerek, seferberlik kapsamında yapılacakları şöyle sıraladı: ''Taşkınla mücadelenin en önemli yollarından biri ağaçlandırma. Bu konuda Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü ile Orman Genel Müdürlüğü hızlı bir şekilde çalışmalara başlayacak. Ayrıca, derelerdeki imar ve kadastro durumu gözden geçirilecek. Küresel ısınma nedeniyle beklenmeyen hava şartlarıyla karşılaşılabiliyor. Bu nedenle meteoroloji verileri dikkate alınarak taşkın risk haritaları güncellenecek.
Büyükşehir sınırları içinde dere ıslahı ve bakımı konularında su ve kanalizasyon işletmeleri, diğer yerlerde belediyeler ve DSİ yetkilendirilecek. Bütün bölgelerde her bir dere için ayrı rapor hazırlanacak ve buralarla ilgili 6 ayda bir rapor verilecek. Meteoroloji ve DSİ tarafından mevcut erken uyarı sistemleri geliştirilecek. İzmir, Muğla, Antalya, Samsun, Trabzon ve Adana'ya 6 yeni radar kurulacak. Türkiye'nin çeşitli yerlerine 200 otomatik gözlem istasyonu açılacak.''
Bakanlık olarak dereleri süratli şekilde ıslah edebileceklerini, bu konuda en büyük problemin işgaller olduğunu dile getiren Eroğlu, Antalya'da taşkın önleme kapsamında iş makineleriyle yapılan dere ıslahı çalışmalarında başarıya ulaşıldığını anlattı. Türkiye'nin tüm kentlerinde dere yataklarındaki yapılaşmaların DSİ yetkililerince kontrol edileceğini, yeni yapılaşmalarda da DSİ görüşü alınacağını belirten Eroğlu, ''Dere yatakları sel, deprem açısından risklidir. Dere yataklarını mutlaka güzel mesire alanları haline getirmeliyiz. Bunu yaptığımızda dereleri kurtarmış oluruz'' dedi.