'Erkan Abi’yi uzaktan izlemek bile beni eğitti'

Erkan Can ve Hatice Aslan ile kamera karşısına geçtiği ‘Faint Sound' filmiyle gündemde olan genç kuşağın gözde oyuncularından Maral Büyüksaraç, Erkan Can'la aynı projede olmanın kendisi için büyük bir şans olduğunu söylüyor.

cumhuriyet.com.tr

<video:878816>

Erkan Can ve Hatice Aslan ile kamera karşısına geçtiği ‘Faint Sound' filmiyle gündemde olan genç kuşağın gözde oyuncularından Maral Büyüksaraç set aralarında ders çalışan başarılı bir öğrenci.

 Maral Büyüksaraç yeni nesil oyuncularımızdan. Henüz Ata Kolejinde 2. Sınıfta okuyan yetenekli, akıllı, güzel ve pırıl pırıl bir yetenek. Henüz ilkokul çağında setlerle tanıştı ve liseye kadar pek çok projede yer aldı.

 Maral Büyüksaraç son olarak dört ülkede kadına şiddetin konu olduğu ‘Faint Sound' isimli belgesel filmde Özgecan Aslan'ı canlandırdı. Büyümüş de küçülmüş, bilmiş bir tip değil… Ayaklarını yerden kesebilecek bu tatlı hayata rağmen tatlı bir çocuk olarak kalması en az oyunculuk başarısı kadar önemli…

 Herkesin ona görür görmez sorduğu soruyu soruyorum ilk olarak.

 Özgecan Aslan'ı canlandırdın. Psikolojik olarak da altından kalkması zor bir rol. En çok ne etkiledi seni?

 Erkan Can'la baba kız olacağımızı duyunca bütün korkularımı yendim. Özellikle Erkan Can'ın olması bana yetti de arttı! Erkan Abi’yi uzaktan izlemek bile beni eğitti. Yolun başında önemli bir projemde onun gibi bir ustayla oynamak büyük bir şans. Gerçek bir olayın bilincinde olduğumuz için rol yapmakta da zorlandık biraz. Ama bu projenin amacı Özgecan yasasının onaylanması üzerineydi. Erkan abi hep sette Özgecan yasası tasarısını anlattı bize.

Tabi Özgecan Aslan'ın Ailesinden izin alındı değil mi?Bir gazeteci arkadaşımız köşe yazmıştı bu konu üzerine açıklama gelmedi.İzin alındı mı?

 Tabi ki alındı. Avukatı Efkan beyle konuşuldu önce sonra Özgecan'ın babası Mehmet Aslan'la konuştuk ve ekip izin aldı.Babam bu konuda hassas. Ailem bu projede yer almamı çok istediler. Mehmey beyi ara kızım konuş dediler. Aradım konuştuk. Bire bir konuşurken tabi hisleriniz daha farklı oluyor. Özel şeyler çok söylemek istemiyorum ama şunu söylemeliyim ki Özgecan Yasası artık çıkmalı.

Okul hayatın boyunca hem çalışıp, hem de örnek bir öğrenci olmuşsun... İkisini bir arada yürütmek zor muydu?

 Zorlayıcı koşullara rağmen başarıyı elde ettikten sonraki his çok tatmin edici. Mutluluktan ziyade içimde bir tatmin duygusu var.Hiç uyumadan okula gittiğim zamanlar da oldu. Ama ben bu anlamda hep şanslıydım, beni tanıyan yapımcılar, okuluma ne kadar önem verdiğimi görünce, buna hep özen gösterdi.

 Okul yönetimi de oyunculuk konusunda anlayışlı davrandı mı size?

 Tabi bazen ödevleri tam gününde teslim edemediğim zaman 'önceliğin eğitimin' diyorlar ama oyunculuk konusunda başarımı gördüklerinde anlayışlı da davranıyorlar. Çünkü aynı sette olduğum kadar okulda vakit geçiriyorum.Hiç uyumadan sete gittiğim çok oldu. 

Okul başarısı insanı keyiflendiriyor ama kendini bir sahnede izlemek, sanatsal bir faaliyette bulunmak, ders dışında bir şeyi başarmak insanı çok farklı şekilde mutlu ediyor. Bir öğrencinin de başarılı olmak için mutlu olmaya ihtiyacı var. Yaşıtım olan öğrenciler haftada 20 saati ders çalışmaya ayırabilirken, ben bunun yarısı kadar zamanı ayırabiliyordum. Hem seti hem okulu idare edebilen biri olarak herkes sevdiği bir şeye vakit ayırabilir diye düşünüyorum.

 Sette size yardımcı olan bir psikologla nasıl çalıştınız?

Önce daha tedirgin oldum. Sonra duyguyu vermem konusunda yardımcı oldu. Ve set aralarında konu üzerine sohbet ettik.Önemli bir konuydu.

 Çekimler nasıl geçti? En tedirgin olduğun sahne hangisiydi ve en sevdiğin sahne?

 Biraz soğuk biriyim. Sette role girdiysem kişisel düşüncelerimi hiç mimiklerime yansıtmıyorum. En sevdiğim sahneler okulda geçen sahnelerdi. En tedirgin olduğum ise bir iki malum sahne. Ama Erkan Can sette babam rolündeydi ama gerçekten bana babam gibi davrandı.

 Sinemada genç kuşak dönemi var. Yeni jenerasyon eğitimli ve disiplinli. 

Göründüğünden fazla çalışıyorum. Resim yapıyorum kara kalem çizimlerim var. Piyano çalıyorum. Sette olmak en sevdiğim. Sevdiğin hobiler hayallerin ise ve sen başarıyorsan hiç yorulmuyorsun.Ama ben şanslı biriyim beni tiyatrodan çok fazla hocam destekledi.

 Haldun Dormen, Ali Poyrazoğlu, Müjdat Gezen gibi hocaların öğrencisisin ve sette çalıştığın ekip oyuncu arkadaşların seni çok seviyorlar.

 Bu belgeselde filmimize Özben Önal sponsor oldu.Mesela o benim için özel bir şey. Kocaman yüreği olan bir kadın. Üstelik bir çok dernek ve yardım kuruluşlarına bağışlar yapıyor tabi bunu duyuranlardan değil.Bu belgeselde beni ve ekibi çok destekledi.

 Sektörde birçok isim de sizi sahiplenmiş. Bu kadar insanın sevgisini nasıl kazandınız?

Haldun Dormen ve Engin Günaydın çok desteklediler beni. Ama tabi bu belgeselde belki de duygusal biri olduğum için mi bilmiyorum hafta da iki üç defa ağlıyordum. Ya Erkan Can'ı arardım ya Özben Önal'ı. Erkan abi Küba'ya gittiği güne denk gelmiş bir seferinde. Düşünsenize o orada çekimde ben arıyorum ve ağlıyorum. O kadar mükemmel biri ki beni sakinleştirmek için telefonu kapatmıyor. Yani bunu ancak bir baba, bir abi, bir hoca yapar. Sonra öğrendim ki o esnada çekimdelermiş.

 Sinema eleştirmenlerinden Faint Sound'a çok güzel eleştiriler geldi

Çok büyük bir emekle çalıştık.Titiz davrandık.Harika bir şey yoğun bir çalışmanın ardından takdir edilmek.