Erdoğan'ın hedefi bu kez Pir Sultan Abdal

Başbakan Erdoğan, Pir Sultan Abdal'ın sözlerini hedefine aldı, "Açılın kapılar şaha gidelim' diye, medet arama dönemi de asırlar öncesinde kalmıştır' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında hitap etti. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

- Cannes Film Festivali'nde Kış Uykusu filmiyle büyük ödül alan Nuri Bilge Ceylan'a bir kez daha tebrik ediyorum. Kendileri ödül gecesi arayarak tebrik ettim. Okmeydanı'nda iki vatandaşımız hayatını kaybetti. Ailelerini arayarak başsağlığı diledim. Yaralanan polis kardeşlerimizi de arayarak geçmiş olsun dileklerimi ilettim.

- İçerde neredeyse 35 yıl oldu terörle mücadele eden bir Türkiye var. Bir başörtüsü meselesini bu ülke tama 40 yıl tartışmak zorunda kaldı. Yazık değil mi? Bu ülke bunu hak ediyor mu? Bu yasağı uygulayanlar, savunanlar bu ülkeye yazık etmediler mi? Biz engelleri kaldırdık ve bu ülke bölünmedi, daha da güçlendi. Darbeler ve darbe girişimleriyle bize ağır bedeller ödetildi. Bizim 77 milyon hep birlikte işte bu oynanan oyunu görmemiz gerekiyor.

- Mayıs ayındayız, iste geçen 28 Mayıs'ta Türkiye'nin nası lbir konumda olduğunu hatırlayın. dünyanın en büyük ekonomileri daralırken Türkiye yüzde 4-5 büyüme oranlarını yakalamıştır. İşte o günlerde terör bitmi, batıdaki insanlar koşarak doğuya gidiyordu. Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarına imza atıyorduk. İhracatta rekor vardı. Nükleer enerji için imzalar atılıyordu. Böyle bir ayın içinde umutla geleceğe yürüyordu.

- Sonra bir şey oldu. İstanbul'da Gezi Parkı'nda neymiş ağaçlar sökülüyormuş. Çıkan olaylar dalga dalga ülkeye yayıldı. O kadar sistemli bir saldırı yapıldıki, borsa düstü. Tüketmeyin ekonomi dursun çağrıları yapıldı. Her gün sokaklarda vandallık görüntüleri servis edildi tüm dünyaya. Anamuhaletef partisinin vekilleri bizzat en önde göstericilere yön verdi. Para veriyor, polise küfür ediyorlar. Malum medya insanları sokağa dökmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Türkiye hem içerden ve dışardan saldıraya maruz kaldı. İşveren ve işçi örgütelri el birliği ederek sanki büatün bu olayların sorumlusu olarak bizleri gösterdi. Sebep ne 12 tane ağaç. Ama bu saldıralır eğilmeden, bükülmeden bertaraf ettik. Gezi'de istediklerini elde edemeyenler 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerine giriştiler. Orada da dik durduk. Ülkeyi sağı salim seçime götürdük.

"Acaba sıfırladılar mı?"

- Şimdi de Alevi meselesini kaşıyorlar. Köln'de Alisiz Alevilere miting yaptırıyorlar. O gün Almanya mitinginde bize karşı eylemler yapıldı. Tabi alınan önlemlerin başarısından dolayı amaçlarına ulaşamadılar. Reyhanlı'da bunu denediler, Malatya'da Adıyaman'da Gezi olayalarında bunu denediler Alevi kışkırtmacılığında başarısız oldular. En son Okmaydanı'nda bunu denediler başarısız oldular. İşte merhumun kardeşini duydunuz değil mi ne diyor: 'Eğer siz bunu yapmasaydınız kardeşim ölmezdi.' 100 yıldır Türkiye'yi yerinde saydırmak için bu senaryoyu kullanıyorlar.

Okmeydanı'nda olayların başını çeken eli kanlı terör örgütünün dışardan beslenmediğini söyleyecek olan var mı? DHKP-C’nin kampları Yunanistan’da. Türkiye’ye girenleri gördük. En sonunda Yunanistan yönetimi bunlara darbe indirdi, beli bir yere kadar durdular. Acaba sıfırladılar mı ona kani değilim. Kimlerin bu örgütün sırtını sıvazladığını gayet iyi biliyoruz. Bunların başında olanlara belgelerle bunu gösterdik. Fakat dert başka. Dert güçlenen Türkiye’yi acaba nasıl böleriz.

"O malum Tunceli milletvekili"

- CHP'nin bazı milletvekilleri Alevileri tahrik ediyor.Hatay, Malatya ve Adıyaman'da bunu denediler ama başarılı olamadılar. 100 yıldır aynı senaryoyu Türkiye'yi zayıflatmak için kullanıyorlar. Bu senaryo dışarıdan destekleniyor. Malum Tunceli milletvekili olmak üzere CHP vekili gibi değil örgütün vekili gibi davranıyor. Bir tane CHP milletvekili de ne oluyor diye sormuyor. CHP, Alevi vatandaşlarımızın duygularını istismar etmekten başka bir şey yapmamıştır, yapmaz.

Pir Sultan'ın dizelerini okudu

Biz defalarca reform yaptık, daha da yapacağız. Normalleştikçe ülkemiz, asırlardır devam eden sorunlar tek tek ortadan kalkıyor. Bütün anlamsız yasaklar, kısıtlamalar, biz alevi kardeşlerimizin sorunlarını bir istismar olarak kullanılmasına asla izin vermeyiz. Hızır paşalar asırlar öncesinde kalmıştır. "Açılın kapılar şaha gidelim" diye, medet arama dönemi de asırlar öncesinde kalmıştır. Hep söyledik yine söylüyoruz, Türkiye’de kimin ne meselesi varsa o bizim meselemizdir.

Alevi vatandaşlarımın da bu yaşananlardan rahatsız olduğunu biliyoruz. Alevi vatandaşlarım lütfen iki yüzlü siyasetçilere prim vermesinler. Polisle çatışarak cam çerçeve kırarak masum insanların hatta çocukların ölümüne zemin hazırlayarak, hiçbir meselenin çözülemeyeceğini bilmeleri lazım.

Alevileri Soma'ya getiriyorlar

İşte Soma’da yaşananlar. Yahu orada bile Alevi vatandaşlarımızı sağdan soldan toparlayıp Soma’ya getiriyorlar. Niye? Bu defa da Soma’yı karıştıracaklar. 301 kardeşimiz şehit olmuş, onlar bunun üzerinden neyi elde ederiz. Elinde silahlarla İstanbul sokaklarında terör estirmeye çalışan zihniyet. Silah ve şiddet hangi sorunu çözdü. Bizim hiçbir meselemiz çözümsüz değil.

"Terörün içine sokulan yeni Berkinlerin"

- Biz yeni Burakcanların terörün içine sokulan yeni Berkinlerin Okmeydanı’nda olaylarda ölen Umutların, Ayhanların ölmesine yitip gitmesine tahammül gösteremeyiz.

- Çıkmış Barolar Birliği'nde "Başbakan, can çerçeveni derdinde" diyor. Belki de dünyada bu adam kadar yalanı mahir kullanan bir ikinci kişi yoktur. Ya bunun eğitimini özel olarak aldı ya da genlerinde var. Böyle birisi.

PKK'nın kaçırdığı çocuklar

Diyarbakır Belediyesi önünde evlatrı için eylem yapan anneleri yürekten kutluyorum. Anneler artık yüreklerini ortaya koyuyor ve çocuklarının kaçırılmasını istemiyor. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan anne, babaları Türkiye ve dünya medyasının görmesini istiyorum. Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapanları gelip yazardınız, Diyarbakır'dakileri anneleri niye yazmıyorsunuz? Ey HDP, ey BDP zaman zaman gidip alıp gelirdiniz. Bunları da alıp geleceksizin. Adreslerini iyi biliyorsunuz Alıp gelmezseniz bizim de B planımız, C planımız devreye girer. Doğulu annelerin feryadının duyulmasını ve desteklenmesini diliyorum.

'Önce haddini bil'

- Tabi Almanya’ya yapacağımız ziyaret, alman medyasında tedirginlik oluşturdu. Tabi şurası ilginç, Alman medyası ırkçı nefret dolu başlıklarla bize saldırırken, AP seçimleri de Avrupa’da güçlenen tehdidin sinyalini verdi. Biz yıllardır ırkçı saldırılara dikkat çekmeye çalışıyoruz. Türklere yönelik Neonazi cinayetlerine vurgu yapıyor, bu tehlikeye Avrupa’nın önlem almasını ifade ediyoruz. Burada tabi bir şeyi özellikle söylemek isterim. Sözde bir Türk, bir siyasi partinin eş başkanı. Toplantının öncesinde ve sonrasında kullandığı ifadeler çok çirkin. Sen nasıl demokratsın? Seni Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının oraya gelmesi bu kadar rahatsız mı ediyor?

- Vatandaşlarımızın bir kısmının olumsuz yaklaşımını nasıl yatıştırdığı ortada. Kusura bakma, senin Sayın Merkel’e ne kadar saygı duyacağını biliriz. Ama biz saygıyı en güzel şekilde ifade etmesini de biliriz. Ama önce sen kökenin itibariyle, mensubu olduğun ülkenin başbakanına bu şekilde konuşma hakkına sahip değilsin. Nerede milletvekili olursan ol önce haddini bileceksin. Zaten eş başkanlığını yaptığın bir başka bayan vardı şimdi değil zannediyorum. O da zaman zaman birçok şeyler yapar konuşurdu, ama biz Türkiye’nin kapılarını ona kapatmadık. Ama sen ileri gittin. Bunlara senin gücün yetmez önce haddini bileceksin.

- İşte bu dediğim zat, diyor ki “Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili kampanya burada yapılamaz.” Kimsin sen ya, ne demek yapılamaz? Bir buçuk milyon insan orada oy kullanacak. Orada da yasal çerçevesi neyse o çerçeve içerisinde kampanyasını yapar. Sen buna engel koyamazsın. Türkiye’de de Almanya seçimleri için oy kullanacaklar varsa, gelirsin sen de burada böyle bir salon toplantısını yapabilirsin. Mesele farklı. Ama alışacaklar, hazmedecekler. Hiç şakası yok bu işin.