Erdoğan'ın 'geri zekalı' sözü, velileri isyan ettirdi
Başbakan'ın ilkokula başlama yaşıyla ilgili olarak, "Gidip rapor alanlar var. Bunları evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. Bu çocuklar geri zekalı mı?" sözleri eğitimcilerin tepkisine neden oldu. Uzmanlar, "Asıl ihanet çocuğunun birinci sınıfa başlamasının mümkün olmadığını gören velinin, göz göre göre onu bu yükün altına sokmasıdır" dedi.
cumhuriyet.com.tr4+4+4 sisteminin ilk dönem uygulaması yaklaşıyor. Veliler 66 ayını dolduran çocuğuna rapor almak için hastanelerde kuyruk oluşturmuşken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilkokula başlama yaşıyla ilgili yaptığı açıklamalar eğitimcilerin tepkisine neden oldu.
Hürriyet'in haberine göre, Başbakan’ın, “Bu işe karşı bir kampanya var. Gidip rapor alanlar var. Bunları evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. Bu çocuklar geri zekalı mı?” sözlerine eğitimciler şu cevabı verdi:
Doğru değil
“Evet yeni eğitim sistemi aleyhinde bir kampanya var. Ancak, kademeli eğitimi destekleyenler de isteğe bağlı okula gidecek 60aylıklar ile 66 ve 72 aylık çocukların aynı sınıfta olmasına karşı. Bir sınıfta farklı gelişim özelliklerine sahip çocuklar olacak. Öğretmenler nasıl eğitim verecek. Sırf ‘kampanya var’ yaklaşımı doğru değil. Bu duruma yeni eğitim sistemini destekleyen STK’lar, eğitimciler ve veliler de bu duruma karşı. Bu tabloyu iyi okumaları lazım.”
Sözünü düzeltmesi gerekir
Eğitimciler ayrıca, ‘ihanet’ kelimesinin abartılı bir yaklaşım olduğunu ve Başbakan’ın bu sözünü düzeltmesi gerektiğini belirterek, “Asıl ihanet çocuğunun birinci sınıfa başlamaya uygun olmadığını gözlemleyen anne babanın, hiçbir tedbir almadan onu bu yükün altına sokmasıdır” dedi.
Eleştirmeyiz
Uzmanlar ayrıca, hiçbir gelişmiş ülkede okulların açılmasına 6 ay kala böyle bir kararın alınmayacağını belirterek, “Hiçbir anne babayı çocuğunu bir buçuk sene sonra okula göndermeyi planlarken, 6 ay sonra ani bir kararla okula göndermek istemediği için eleştiremeyiz. Hafızlık okuluna giden, imam hatip okullarına giden çocuklar üzerinde nasıl velilerinin tercihlerinin dikkate alındığı öne sürülüyorsa, çocuğunu 5,5 yaşında okula göndermek istemeyen ailelerin tercihlerine de saygı duyulmalı” dedi.
Sorumlusu MEB
Doğan Ceylan- Müfettişler Derneği Başkanı: Başbakan'ın ifadesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmeliğinde yer alan ifadeden kaynaklanıyor. Yönetmeliğe göre raporda, "Bedenen ve zihnen gelişmemiştir" ifadesinin yer alması gerekiyor. Ancak, Sağlık Bakanlığı yayınladığı genelgede bu ifade yerine "Birinci sınfa başlaması uygun değildir" ifadesinin kullanılmasını istedi. Çok da iyi yaptılar yoksa kamuoyunun çok tepkisini çekerlerdi. Ama bütün bunların sorumlusu da bu ifadeyi yönetmeliğe koyan MEB'dir. Kimse bu raporu aldığı için çok mutlu değil. Bütün veliler ciddi endişeler taşıyor, bize hep şunu soruyorlar “Biz bu raporu alıyoruz ama 15-20 yıl sonra çocuğumuzun karşısına bir engel olarak çıkar mı?” Ama çocuklarının başarısız olacağına inandıkları için bu raporu alıyorlar. Başbakan’ın söylediği doğrudur, yeni eğitim sistemi aleyhinde bir kampanya var, ama bunun dışında 4 4 4’ü destekleyen STK’lar, eğitimciler, veliler de 60 aylık çocukların okula başlamasına karşı çıkıyor. Biz Müfettişler Derneği olarak kademeli eğitimi desteklediğimizi açıkladık, ama 60 aylıkların okula başlatılmasına karşı çıktığımızı da söyledik. 66 aylık çocuklardan rapor istediler, peki ya isteğe bağlı olarak okula gönderilecek 60 aylıklar ne olacak. Onların okula başlayıp başlayamayacağına kim karar verecek? Bir sınıfta isteğe bağlı olarak okula gönderilen 60 aylık da olacak, 66 aylık da, 72 aylık da olacak. Bu da hem öğretmenleri hem de çocukları olumsuz etkileyecek. Öğretmenler nasıl eğitim verecek? Yani sırf “Buna karşı kampanya başlatıldı” yaklaşımı doğru değil. Kademeli eğitimi destekleyenler de dahil olmak üzere kamuoyunun tamamı bu duruma karşı, bu tabloyu iyi okumaları lazım.
Başbakan sözünü düzeltmeli
İsmail Koncuk - Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı: Sayın Başbakan’a yakışır bir ifade olmamış bir kere. Bu kendi şahsi kanaati mi yoksa elinde bir uzmanlar grubunun raporu mu var? Ben şahsi kanaati olduğunu düşünüyorum, bir uzmanın böyle bir görüş vereceğini asla düşünmüyorum. Hatta ihanet kelimesini kullanmak bana kalırsa maksadını aşan bir ifadedir. Çocuklarının okula gittiğinde sıkıntı yaşayacağına inanan, onu kendi gözlemleriyle bu kanaate varan anne babalarımızı ihanet yapmakla suçlamak abartılı bir yaklaşım olmuştur. Bize göre esas ihanet ömür boyu kendisini etkileyecek olan bir yanlış başlangıcı göz göre göre göze almak olacaktır. Çocuğunun birinci sınıfa başlamasının mümkün olmadığını gören bir velinin hiçbir tedbir almadan çocuğunu bu yükün altına sokması esas ihanettir diye düşünüyorum. Dolayısıyla Sayın Başbakan bu sözünü düzeltmek durumundadır, kendi çıkardığı kanuna sahip çıkmak adına eğitim bilimiyle ilgisi olmayan bir açıklama yapmak Başbakan’a düşmez. Kaldı ki bu raporları veren doktorlardır, bu doktorlara yönelik de bana göre aşağılayıcı bir anlam çıkar bu ifadelerden. Dolayısıyla Sayın Başbakan bu sözünü mutlaka düzeltmelidir. Kendi çıkardığı eğitim sisteminin gerçekten büyük sıkıntılarla başladığını bilen Başbakan, bu gerginlik içinde bu sözleri söylüyor. Ancak bu sistemin velileri, çocukları ve eğitimcileri sıkıntıya soktuğunu görmeli ve tedbirini almalıdır.
Veliler son kişiler
Batuhan Aydagül Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Koordinatörü: Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde okulların açılmasına 6 ay kala çocukların okula başlama yaşı gibi önemli değişiklikler yapılmaz. Çocukların çıkarlarını ön plana alan hiçbir parlamento böyle bir yasayı geçirmez. Türkiye Cumhuriyeti parlamentosu da görüldüğü üzere çocuk odaklı değil. Bu noktada da veliler suçlanması gereken son kişiler. Sadece veliler değil, artık gelecek anasınıfında sınıf başkanı olmayı hayal eden çocuk bile ‘ben okula gitmek istemiyorum’ diyor. Çocukların çıkarlarını ön plana alan ve eğitim politikalarını akılcı, veri temelli, rasyonel ve uzun vadede değerlendiren hiçbir ülke okulların açılmasına 6 ay kala çocukların okula başlama yaşında önemli değişiklikler yapmaz. Ama ne yazık ki Türkiye Büyük Millet Meclisi ya da hükümetimiz çocuk odaklı değil. Hiçbir anne babayı çocuğunu bir buçuk sene sonra okula göndermeyi planlarken, 6 ay sonra ani bir karar ile okula göndermek istemediği için eleştiremeyiz. Hafızlık okuluna giden, imam hatip okullarına giden çocuklar üzerinde nasıl velilerinin tercihlerinin dikkate alındığı öne sürülüyorsa, çocuğunu 5,5 yaşında okula göndermek istemeyen ailelerin tercihlerine de saygı duyulmalı. Aksi halde bu samimi bir yaklaşım olmaz. Bu yasayı destekleyen bakan, vekil, bürokrat ya da uzmanlardan kaç tanesi MEB’in fiziksel altyapı, öğretim programları ve öğretmenler açısından bu değişikliğe hazır olmadığını bile bile çocuğunu bir devlet okulunda birinci sınıfa yazdırdı acaba?
Veliler rapor almaya mecbur tutulmasın
Alaaddin Dinçer Eğitim Sen Eski Genel Başkanı: Veliler rapor almaya zorunlu tutuldukları için bu yolu seçiyor. Bu yaşta çocukları pedagojik olarak okula gitmeye hazır olmayan veliler olabilir. Anaokuluna göndermek istiyor olabilirler. Ama yasanın yaptırımları var. Genelge ile okula gönderme yaşı 66 aya çekildi. Bu, başından beri bu kararı desteklemeyen veliler için dayatma oluyor. Unutmamak gerekiyor ki rapor alan veli çocuğuna yönelik duyduğu kaygıdan dolayı bu yolu seçiyor. Onları zorlamak yerine serbest bırakmak gerekiyor. Göndermek isteyen veli göndersin, göndermek istemeyen veli ise göndermesin. Kimse kalabalık sınıflarda çocuğunu okutmak istemez. Yaşanacak travmaların önüne geçmek için rapor alınıyor. Sayın Başbakanımızın kurduğu cümlelerde sorun var.
Rapor nasıl alınacak?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmeliğine göre alınacak raporlarda "çocuk fiziksel ve zihinsel gelişmemiştir" ifadelerinin yer alması gerekiyordu. Ancak, bu raporun nereden alınacağını açıklayan Sağlık Bakanlığı’nın genelgesinde ise, 66 aylık çocuğun okula başlamasının uygun olmadığını belgeleyen raporda "Birinci sınıfa başlamaya uygun değildir" gibi bir ifadenin kullanılması istendi.
Geçerli olmayacak
Raporun, kamu veya üniversite hastanelerinde görevli çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları tarafından verileceği belirtildi. Yani aile hekimi ya da özel hastanelerden alınan raporlar geçerli olmayacak.
Doktorlar raporu verirken çocuğun tek başına tuvalete gidip gidemediğine, kas gelişimine vs. bakarak veriyorlar.
66 aylık çocuklara verilen raporlarda “Bedenen ve zihnen gelişmemiştir” yerine, “Birinci sınıfa başlamaya uygun değildir”, “Anasınıfına gitmesi uygundur” gibi ifadelere yer veriliyor.