"Erdoğan'ın da Baykal'ın da defterini düreceğim"
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yerel seçimden sonra genel seçimde başbakanlık için yollara çıkacağını belirtti ve ''Tayyip Erdoğan'ın da Deniz Baykal'ın da defterini düreceğim'' dedi.
cumhuriyet.com.trDSP Genel Başkanı Zeki Sezer, partisince Elazığ'da bir düğün salonunda düzenlenen toplantıda, 21. yüzyılda toplumun neredeyse yarısının işsiz, yarısına yakınının yoksul olduğunu, 1 milyonun üzerinde insanın aç yaşadığını belirtti.
Demokratik solun varlık nedeninin halkın yoksulluktan kurtarılması, üretime dayalı ekonomik modelle işsizliğin bitirilmesi, Türkiye ve milletin zenginleştirilmesi olduğunu ifade eden Sezer, ''Türkiye'de 1960'lı yıllardan beri sosyal adalet, çalışanların, köylülerin haklarının geliştirilmesi adına hangi gelişme sağlanmışsa, onun altında demokratik solun kurucusu Bülent Ecevit'in imzası vardır'' diye konuştu.
''Başbakan Sezer'' sloganları atılması üzerine Zeki Sezer, şunları söyledi: ''Her şey sırayla. Yerel seçimde adayımızı seçeceksiniz, ondan sonraki genel seçimde başbakanlık için ben yollara çıkıp bu Tayyip Erdoğan'ın da Deniz Baykal'ın da defterini düreceğim. Önce bu seçimlerde iktidar partisine de ebedi muhalefet partisine de büyük bir şamar indirecek, onlara 'Gittiğiniz yol, yol değil. Türkiye'de tek yol demokratik sol' diyeceksiniz.''
Zenginlikte sosyal adaleti geliştirmenin adresinin de demokratik sol olduğunu savunan Sezer, şöyle dedi: ''Üretim artışıyla yatırımla verimlilik artışıyla hem kalkınmayı sağlayacak hem de toplumun zenginleşmesiyle sosyal adalet, hakça gelişmiş bazı batı ülkelerinde olduğu ölçüde gerçekleşecek. Artık sosyal adalet fakirlikte değil, yoksulluğu paylaşmakta değil, zenginliği hakça paylaşmakta aranacak, aranmalı.''
Çiftçinin ürünlerini 6 yıl önceki fiyatlarla dahi satamadığını, buna karşın maliyetlerin 3 kat artığını ifade eden Sezer, şunları kaydetti: ''Hammade fiyatları en üst noktaya çıktı, yoksulluk arttı, çiftçi battı, Tayyip Erdoğan da yan gelip yattı. O sözü Mehmetçikler için söylüyordu ama kendi çocukları da askerlik yaptı mı bilmiyorum. Ama Mehmetçikler yan gelip yatmadı, şehit olup yattı. Ama Hükümette Tayyip Erdoğan, 6 yıldır yan gelip yattı. Böyle söyleyince 'Ama ben dünyanın bütün ülkelerine gittim' diyor. Gittin de ne yaptın? Ağır olacak hadi 'sattın' demeyeyim. Ama milletin boynunu oralarda bükük bıraktın. Yanına diplomatları bile almadan yabancı devlet adamlarıyla gizli görüşmeler yaptın. Onun bedelini de biz ödüyoruz.''
AKP Hükümetinin, ekonomik krizden çıkmanın yolunun ''hâlâ kalabilen birkaç kurumu satmak'' olduğunu sandığını kaydeden DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, şöyle devam etti:
''Allah sağlık versin Maliye Bakanı ABD'de tedavi görüyor. Ama bu kriz baş gösterdiğinde 'Krizden çıkmak için özelleştirmeyi geliştirmemiz, artırmamız gerekiyor' diyordu. Ben de o zaman 'Aklınıza ne gelirse sattınız. Satılacak bir şey kalmadı ancak millet sizi sandıkta satacak' diye düşünürken, buldu o uyanık Maliye Bakanı. Milli Piyango'yu satacak. Arkadaşlar Milli Piyango niye satılır? Bu ülkede eğitime, sağlığa, sosyal hizmetlere kaynak yaratıyor. Adı üstünde Milli Piyango. Yani Milli Takımı da mı satacaksınız sonunda?''
Türkiye'de krizin, Hükümetin 6 yıldır yaptığı yanlış uygulamalar nedeniyle yaşandığını, global ekonomik krizin mayıstan sonra etkili olacağını belirten Sezer, ''Ekonomik açıdan tümüyle dışa bağımlı hale geldik. Bu kadar dışa bağımlı ekonomik yapıya sahip bir ülkenin siyasal bağımsızlığı da tehdit altında demektir. Kısaca borç alan, emir alır'' dedi.
Zeki Sezer, daha sonra partisinin Elazığ merkez ile bazı ilçe ve belde belediye başkan adaylarını tanıttı.
Sezer Ankara'da adaylarını tanıttı
DSP'nin Ankara ilçe ve belde belediye başkan adayları, Milli Eğitim Bakanlığı Beşevler Şura Salonu'ndaki toplantıda tanıtıldı.
Sezer, burada yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Baykal'ı eleştirdi. Kendilerinin Ankara'da büyükşehir belediye başkanı adayı göstermeyerek özveride bulunmalarına karşın CHP'nin Eskişehir'de aynı özveriyi göstermediğini ifade eden Sezer, şöyle konuştu:
''Atatürkümüzün başkenti Ankara'yı geri istiyoruz. Diyebilirsiniz ki 'Ankara'yı istiyorsun da DSP 80 ilde aday çıkarttı, Ankara Büyükşehir'de çıkarmadı'... Yine DSP bir özveri, bir sorumluluk anlayışıyla davrandı. Birileri diyor ki 'Çağdaş cumhuriyetimize sahip çıkmak için bize oy vermelisiniz', İstanbul'u da kastederek örneğin... Bunu söyleyen kim? Sözüm ona ana muhalefet partisinin genel başkanı, bana göre ebedi muhalefet partisinin genel başkanı bunu söylüyor.
Şehirlerimiz çağdaşlıktan, yaşanılır olmaktan uzaklaştırılıyor, uzaklaştırılıyor da çağdaşlık için 'bize oy vermelisiniz' diyenler ne yapıyor? Eskişehir'de harikalar yaratan bir demokratik solcu belediye başkanı var; Yılmaz Büyükerşen. Biz Ankara'da üzerimize düşeni yaptık. Sanki Ankara kaybedilince çağdaşlık gidiyor da Eskişehir kaybedilirse çağdaşlık yerinde mi duracak? Batsın seni çağdaşlık anlayışın.''
CHP'nin çeşitli yerlerde DSP parti örgütüne baskı kurmaya çalıştığını anlatan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Örgütlerimize hadlerini de aşarak, baskı yapıyorlar, 'Aman oyları bölmeyin' diye. Kusura bakmasınlar, Türkiye'de iktidar olmuş tek sol parti Demokratik Sol Partidir. Çankaya Ankara'nın merkezi, Çankaya'da ne yaptınız, yıllarca yönetim sizdeydi? Çankaya çağdaş kalabildi mi sizin elinizde? Hizmet alabildi mi?
22 Temmuz'da DSP, bugün Ankara'da yaptığını Türkiye'de yapmıştı. DSP, 22 Temmuz'da bir vatan görevi yapmıştı kendisine göre. Ama ne oldu? O ebedi muhalefet partisi, Cumhuriyet tarihinin sol adına en düşük oyunu almadı mı? Bu millet sana oy vermeyecek, vermiyor, bu belli. O zaman hala 'oyları bölmeyin' diyerek bölücülük yapmanın alemi yok.
22 Temmuz'da bir özveri ortaya koyduk, birileri kalktı 'Oyumuzu yüzde 1 artırdık' dedi. Helal olsun, ne büyük iş yaptınız, AKP'yi de yüzde 47'e fırlattınız. Yolunuz açık olsun, şimdi AKP'lileştiniz, inanç istismarı konusunda AKP ile yarışıyorsunuz. Türbana karşı halkın inançlarına saygı gösteren DSP'yi geçmişte eleştirdiniz de dün de kara çarşafa rozet taktınız, Allah yolunuzu açık etsin.''