Erdoğan'dan cemaati bitirme mesajı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim sonrası ilk grup toplantısında Twitter kararı nedeniyle mahkemeyi eleştirdi.

Cumhuriyet/Ankara Bürosu

Başbakan Tayyip Erdoğan, Twitter erişim engelini kaldıran Anayasa Mahkemesi’ni sert sözlerle hedef aldı. Medya temsilcileriyle yaptığı buluşmada “İnsan ‘Anayasa Mahkemesi’nde de mi paralel yapı var’ diye düşünüyor” diyen Erdoğan, partisinin grup toplantısında da “Birileri çıkıp, bu uluslararası şirketlerin çıkarını, milli çıkarlarımızın üzerinde görebilir. Türkiye’nin en acil hukuki sorunlarını gündemlerine almayanlar, uluslararası şirketlerin sorunları hakkında alelacele kararlar verebilir. Biz Türkiye’yi, Türkiye’nin çıkarlarına, bu milletimizin çıkarlarını, milli güvenliğimizi, kişilik haklarını ve mahremiyeti savunmaya devam edeceğiz” görüşünü dile getirdi. Erdoğan, bireysel başvuru yolunu kendilerinin açtığını ancak mahkemenin bireysel başvuruyu bütüncül bir uygulamaya dönüştüremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, “Ama burada hukuk ve hak tecelli etmemiştir. Onun da tecelli edeceği gün temenni ederim ki yakındır. Çünkü bu kararın düzeltilmesi lazım” dedi.

30 Mart yerel seçimleri sonrasındaki Meclis’in ilk mesai gününde, partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan’ın öne çıkan mesajları şöyle:

Ne buldularsa üzerimize attılar: Demokrasimizin belki de en meşakkatli seçimini yaşadık. Ellerine ne geçtiyse üzerimize fırlattılar. Bir süre sonra fırlatacak bir şey bulamayınca kendi şereflerini, namuslarını, haysiyetlerini dahi gözden çıkarıp onları bile fırlatmaktan çekinmediler.

Yaptıkları yanlarına kâr kalmayacak: Utanmadan, sıkılmadan, bizim kendi arzu ettikleri gibi bir balkon konuşması yapmamızı istediler. Bizden boynumuzu yere eğmemizi bekliyorlar. Hayır. Beyler, biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz. Biz bu yapılan ihaneti, bu alçaklığı sineye çekmedik, çekmeyeceğiz. Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak. İhanet, ajanlık, casusluk, alçaklık ve edepsizlik asla karşılıksız kalmayacak. Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa buyursun bunu CHP yapsın, MHP yapsın, BDP yapsın. Çıksınlar, balkondan özür dilesinler.

Ağzından salyalar akarcasına hakaret etti: MHP’nin Genel Başkanı, bu sabah çıkmış adeta ağzından salyalar akarcasına hakaret ediyor. Bir yılı aştı, isimlerini ağzıma almadım, seçim kampanyasında zaman zaman almak durumunda kaldım. Demek ki bunların anladığı dil o değilmiş. Bunlar başka dilden anlıyormuş.

Elinizdeki bilgileri bizimle paylaşın: Halkımız bize, paralel yapı ile mücadele talimatını verdi. Vatana ihaneti, ajanlık ve casusluk faaliyetleri artık tescillenen, Türkiye’nin istiklaline açıkça kasteden bu yapının tasfiyesi için millet bize yetki verdi. Bu konuda en küçük bir tereddüdün içinde olmayacağız. Halkımıza bir kez daha çağrı yapıyorum; bu paralel yapının kayıtsız para toplamasına ve insanların samimi duygularını istismar etmesine artık müsamaha göstermeyelim, elinizdeki bilgileri de lütfen bizlerle paylaşın diyorum. Unutmayın namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça, başarıyı elde edemeyiz.

Örgütün tabanı bizimle hareket etsin: Örgüt liderinin bir âlim değil, bir gönül insanı, bir hoca değil, holding patronu, bir örgüt yöneticisi olduğu açıkça görülmüştür. Tabandaki kardeşlerimizin hayal kırıklığı yaşadıklarını biliyorum. Bu mücadelede artık onların da bizimle olmasını bekliyor, tabanı kast ediyorum tavanı değil, bu zor günleri birlikte daha kolay aşacağımıza yürekten inanıyorum.

Twitter kararı düzeltilmeli: Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren çok önemli konularda bile bu şirketlerin sorumsuzca hareket ettiklerini eminim ki herkes gördü. Bu şirketler ülkelerin anayasasına, yasalarına, kurallarına uydukları gibi Türkiye’nin de kurallarına uymak zorundadır. Gelecekler burada vergilerini ödeyecekler, gelecekler burada anayasa, yasalara, kişilik haklarına saygı gösterecekler. Birileri çıkıp, bu uluslararası şirketlerin çıkarını, milli çıkarlarımızın üzerinde görebilir. Türkiye’nin en acil hukuki sorunlarını gündemlerine almayanlar, uluslararası şirketlerin sorunları hakkında alelacele kararlar verebilir. Biz Türkiye’yi, Türkiye’nin çıkarlarını, bu milletimizin çıkarlarını, milli güvenliğimizi, kişilik haklarını ve mahremiyeti savunmaya devam edeceğiz.

Uluslararası şirketlere hizmet edersiniz: Bireysel başvuruyu getiren iktidar biziz. Ama eğer siz kalkar, bireysel başvuru değil de bütüncül bir anlam taşıyan, bütüncül bir yasa veya bir orada uygulamayı getirme kararını alacak olursanız, tarih sizi affetmez. Siz bununla sadece uluslararası ticari şirketlere hizmet etmiş olursunuz. Bütün yargı kurumlarını yok farz ederek böyle bir kararı veremezsiniz. Yasa başkadır, hukuk başkadır; hakla, hukukla yasayı lütfen birbirine karıştırmayalım. Biz burada sadece bu yasaya uyuyoruz. Ama burada hukuk ve hak tecelli etmemiştir. Onun da tecelli edeceği gün temenni ederim ki yakındır. Çünkü bu kararın düzeltilmesi lazım.

Genel müdür sivil cumhurbaşkanı istiyormuş: Türkiye inşallah tarihinde ilk kez, halkın oylarıyla bir cumhurbaşkanı seçecek. Ana muhalefetin genel müdürüne bak ya!.. Söylediği lafa bak! “Biz sivil cumhurbaşkanı istiyoruz” diyor. Sivil cumhurbaşkanı. Şu anda siyasi partilerin, milletvekillerinin teklifi ile cumhurbaşkanı adaylığı olunabiliniyor mu yeni yasaya göre? Olunabiliniyor. Bu iş bitmiştir. Bunun kim olacağı noktasındaki kararı sen veremezsin. Sen kendi adayını belirlersin, eğer aday olacaksan seni aday yaparlar. Eğer yavru muhalefetin başındaki aday olacaksa o aday olur. Çıkarsınız meydana, millet de kimi takdir ederse onu seçer.

 

AYM ve YSK’ye paralel iması

Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin ardından İstanbul’da medya temsilcileriyle yaptığı toplantıda da Anayasa Mahkemesi ve YSK’ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Sabah gazetesinde Erdal Şafak imzasıyla yayımlanan habere göre Erdoğan, şöyle konuştu: “Twitter konusunda maalesef kendi arkadaşlarımla bile aynı çizgide olamadık. ‘Özgürlük’ diyorlar. Değil, ticaret. Çünkü hepsi ticari şirket, hepsi ürünlerini pazarlıyorlar. Anayasa Mahkemesi verdiği kararla yasaları tersyüz etti. İnsan ‘Anayasa Mahkemesi’nde de mi paralel yapı var’ diye düşünüyor. ABD de onların avukatlığına soyundu.”