Erdoğan: Ölen terörist için ağlamayız biz
Başbakan Erdoğan, 'Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz' açıklamasını yapan Diyarbakır Emniyet Müdürü'ne " Ölen terörist için ağlamayız biz. Herkes kendi görevini yapsın' sözleriyle yanıt verdi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:
-Toplu iş ilişkileri yasasıyla ilgili görüşmeler başladı. Tezkere BDP ve CHP'nin karşı çıkmasına rağmen AK Parti ve MHP'nin desteğiyle geçti.
-Amacımız afetler karşısında hazırlık hale getirmektir. Birilerinin olmaz gibi yaklaşımlarına nasıl olabileceğini attığımız adımlarla başladık.
-Esad yönetimine bağlı askerler bizim topraklarımıza top mermileri atıyor. Biz misliyle karşılık veriyoruz. Artık karşılıksız bırakmak asla yok. Tezkere de bu hazırlıklardan biri. Caydırıcılık özelliğinizi yitirirseniz, milletinizin haklarını koruyamazsınız. Elimizdeki bütün imkanları kullanarak milletin çıkarlarını savunuyoruz.
-Diplomasinin sınırlarının bittiği yerlerde diğer araçları devreye almak büyük devlet olmanın gereğidir. Bizim yaptığımız bu yetkiyi Meclis'ten alarak bundan sonraki gelişmelere hazırlıklı olmak
-Bu hadisede CHP bir defa daha BDP'nin kuyruğuna takılmıştır. CHP sözcüleri tezkere konusunda ifade ettikleri her görüşte milletimiz karşısında biraz daha küçülüyorlar. Bakın Meclis'ten sonra hala televizyon televizyon konuşup hala bunları konuşuyor. Bu vesileyle bir kez daha tezkereyi destekleyerek ortaya koyduğu ilkeli tutum için MHP ve Genel Başkanı'na teşekkür ediyorum.
- Suriye'de hergün ölümler devam ediyor. Arap kardeşlerimiz orada çektikleri zulmü anlatıyor.
"Bu bir insanlık testi"
- Türkiye'nin yanıbaşındaki yangına seyirci kalması mümkün değil. Suriye'deki her gelişme isteseniz de istemeseniz de sizi de etkileri. Yüzbinlerce kişi bizim ülkemize sığınıyor. Biz o kardeşlerimizi burada en iyi şekilde ağırlamaya devam edeceğiz. Suriye politikasını reddedenler nasıl davranmamızı öneriyor. Binlerce insanı o katliamın içinde mi bırakalım, kendi halkını bombalayan Esed'e gösterdiğiniz sempatinin bir kısmını bu mazlum insanlara neden göstermiyorsunuz. Bu millet ta Hint yarımadasına donanma gönderen bir millet. Bu bir insanlık testi. Türkiye bu meseleye insani hassasiyetle yaklaşıyor.Çünkü bizim için Suriye dünyadaki herhangi bir toplum değil. Herbirimiz kendi öz kardeşimizin başı derde düştüğünde onun yanında yer almıyor muyuz, Suriye konusunda da aynı duygular içerisindeyiz. Biz geçmişte, 1990 yılında Kuzey Irak'ta Saddam'ın zulmünden kaçan kişilere kucağımızı açtık. Biz geçmişte Bulgaristan'ta , Kıbris'ta zulme uğrayan kardeşlerimiz için de aynı şeyi yaptık. Şimdi de Suriye'deki kardeşlerimiz için aynı şeyi yapıyoruz. Kardeşlerimizin hunharca katledilmesine göz yummayacağız. Bu insanlar bize tarihimizin emanetidir.
-1400 yılı aşkın zamandır aynı medeniyetten bahsettiğimiz kardeşlerimize arkamızı dönmemiz mümkün mü. Bizden soğuk savaş dönemin reflekslerine dönmemizi bekleyenler nasıl bir idrak tutulmasını içerisinde olduklarının farkındalar mı? Hatay ile Lazkiye'nin Akçakale ile Rakka'nın oralarda yaşayanların bir farkı yok. Suriye'de yönetim değiştiğinde biz oarada yaşayan kardeşlerimizi bağrımıza bastık. İnsanlar sokaklara döküldüğünde Esed'e tavsiyelerde bulunduk, yol gösterdik. Baba Esed orada 30 bin insanı katletti. Evlat Esed babasının rekorunu kırmak peşinde. Bizim asla kimsenin toprağında gözümüz yok. Tek isteğimiz Suriye halkının barışa refaha kavuşması. Suriye halkı bizim canımız ciğerimiz. Bizim rejim ile sorunumuz vardır.
-Şu anki anamuhalefetin de mevcut yönetimle haşır neşir olduğu, halkı karşısına aldığı apaçık ortada. Kılıçdaroğlu'na şunu da hatırlatmak istiyprum. Türk dış politikasının belirlenmesinde, hiçbir zaman mezhep belirleyici olmamıştır. Biz bunlar sunnidir diye zalimleri desteklemedik. İran Şii, ama biz en çok İran'ın üstüne gelindiği dönemde İran'ı desteklemekten çekinmedik.
- Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu saplantıdan kurtulmaya davet ediyorum. Şu soruya samimiyetle cevap versinler, Suriye'ye arkamızı dönmek, Türkiye'ye kazandırır mı, kaybettirir mi? Son seçimlerde CHP, Hakkari'de terör örgütünün uzantısıyla el ele mitin yapmadı mı? Kiminle el ele verdiğiniz, buna rağmen aldığınız netice ortada.
-Bugün biz Suriye'ye sırtımızı döndüğümüzde ülkemizin çıkarlarını gözetmiş olmayacağız. Öyle şeyler söylüyorlar ki. Biz dün Esed'le kol kolaymışız da. Eğer dün kola kola olduğumuz bizi ihanet ediyorsa, biz onu bırakırız. Esed yanlış yaptıkça bizi de kaybett, hukuki meşruiyetini de kaybetti. Esed şu anda koltuk değnekleriyle ayakta durmaktadır. O koltuk değneklerinin markasını da biliyorsunuz.
Emniyet Müdürü'nün sözlerine yanıt
-Bölücü terör örgütü son aylarda gerçekleştirdiği alçakça saldırılardan sonuç alamadığını ve alamayacağını gördü. Ülkemizin terör belasından bir an önce kurtulması hedefinden zerre kadar sapmadık. Elinde silah olan, kan döken, tehdidi yöntem olarak benimsemiş hiç kimseye en küçük müsamahamız yoktur.
-Eline silah alan çocukları iyi çocuklardı diyerek mazur gösteren anlayışa prim vermedik, onları da savunamayız. Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamayız. Bunu böyle bilmeye de mecburuz. Kalkıp da birilerini memnun etmek için böyle ifadeler kullanamayız. Bırakın siyaseti siyasetçi yapsın. Herkes kendi görevini yapsın.
'İlk Kürt biz dedik'
-Elbette, örgütün dağa çıkarmaya çalıştığı çocukları kazanmak için politika izledik. Kürt kelimesini ağzına alan ilk iktidar biz olduk. Bu mudur ret politikası?
"Bu milliyetçi söylem ise evet milliyetçi"
-Biz her doğanı doğduğu gibi kabul eden bir medeniyetin mensuplarıyız. Hepsi bizim canımız ciğerimiz. Ancak örgütün piyonu haline gelen ölüm makineleri için gereken bütün adımları atıyoruz. Bu milliyetçi söylem ise evet milliyetçi. Biz kürt kardeşlerimizin sorunlarını bizatihi onlarla birlikte çözeceğiz.
"BDP'nin oyunlarına gelmeyin"
-Kürt kardeşlerime sesleniyorum. BDP’nin belediyelerde olduğu yerlerde yaşayan Kürt kardeşlerime soruyorum: Güllük gülistanlık yerlerde mi yaşıyorsunuz, yoksa pislik içinde mi? Sizi insan yerine koyup da hizmet veren yerel yönetim anlayışı var mı? Biz yapılan tahsislerin nasıl değerlendirildiğini de iyi biliyoruz
-KCK operasyonları Kürt kardeşlerimin hakkını başka yerlere çekenlere yapılmıştır. Belediyelerde malum yerlerden gönderilenler belediye yönetiyor. BDP’nin oyunlarına gelmeyin.
-Kürtçe’yi seçmeli dil yaptık. Resmi dil Türkçe’dir. Belediyenin içinde sadece müdürün kapısına müdür yerine Kürtçe müdür yazmanın anlamı yok. Onu halk bilmiyor bile. Kimseyi aldatmaya gerek yok. Seçmeli Kürtçe dersine müracaatlarla ilgili rakamlar ortada.
- Terör sorunundan müzdarip olan her parti hükümetin mücadelesine katkı sağlamalıdır. Biz terör sorununu vatandaş ile el ele çözeceğiz. Milli birlik diyoruz. Bunda bir sıkıntı olabilir mi? Terör örgütü hükümet millet kucaklaşmasını bozamadı. Bu meseleyi bundan sonraki adımlarla da geride bırakacağız.
Orta vadeli program
-Başbakan yardımcımın açıklamış olduğu 8. orta vade programının temel amacı ekonomimizin direncinin korunması. Bu çerçevede hükümet olarak önümüzdeki dönemde daha çok istihdamı desteklemeyi düşünüyoruz. Bu çerçevede yurtiçi politikaları destekleyen politikalara devam edeceğiz. Enerjide dışa bağımlı politikaları azaltacağız. Koruyucu sağlık hizmetlerini geliştireceğiz. 2013-2015 programının önümüzdeki dönem için önemli bir girdi teşkil edeceğine inanıyorum.