Erdoğan Nevruz'u kutladı
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Elazığ'da yurttaşlara seslendi. Tüm Türkiye'nin Nevruz Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, millete efendi değil hizmetkar olamak için göreve geldiklerini iddia etti.
cumhuriyet.com.trAKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bugün baharın başladığı, toprağın dirildiği gün, tazelenmenin, yenilenmenin, dirilişin günü. Bugünü bütün milletimizle el ele gönül gönüle kutlayacağız'' dedi.
Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, millete ''efendi değil hizmetkar olmak için'' göreve geldiklerini iddia etti.
Gittikleri her yerde yurtiçinde ve dışında Yunus'un diliyle konuştuklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''kavga için değil gönüller yapmak'' için geldiklerini öne sürdü.
Muhalefet partilerinin kullandığı dil ve üslubu eleştiren Erdoğan, ''Diğer partilerin nasıl bir öfke içinde olduklarını görüyorsunuz. Hakaretle, yalanla, iftirayla nasıl üzerimize geldiklerini görüyorsunuz. Biz bunlara aldırmıyoruz. Biz bunlara kulak asmıyoruz. Bunlarla vaktimizi heba etmiyor, millete hizmetten kendimizi alıkoymuyoruz. Ama bir de 'aldırma da geç git' diyemiyeceğimiz yerler var'' diye konuştu.
"Bugün Nevruz, bugün yeni gün"
Bu günün çok özel bir anlamı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bugün 21 Mart, bugün Nevruz, bugün yeni gün bayramı. Bu vesile ile bütün Türkiye'nin ülkemiz dışında bu bayramı kutlayan tüm milletlerin, bütün Elazığlı kardeşlerimin Nevruz bayramını tebrik ediyorum. Orta Asya'dan Avrupa içlerine kadar uzanan ortak kültür coğrafyamızda yer alan bütün insanlarımızın Nevruz Bayramı'nı kutluyorum. Bugün baharın başladığı, toprağın dirildiği gün, tazelenmenin, yenilenmenin, dirilişin günü. Bugünü bütün milletimizle el ele gönül gönüle kutlayacağız. Birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Düşman nazarlarla bakmayacağız birbirimize. Öfkeyle, kinle bakmayacağız, bir olacağız, diri olacağız. Böyle bakacağız birbirimize çünkü gün birlik günüdür, gün beraberlik günüdür. 'Bu Türkmüş', 'bu Kürtmüş', 'bu Lazmış', 'bu Zazaymış, Çerkezmiş, Gürcüymüş, Abhazmış' bunların hepsine saygı duyacağız. Ama birbirimizi 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' anlayışıyla seveceğiz. Bütün unsurlarımızı, bütün farklılıklarımızı, bu toprağın, bu vatanın asli unsuru olarak göreceğiz. Bağrımıza basacağız. Dinsel, bölgesel, etnik milliyetçilik yapmayacağız. Birlik içinde, bütünlük içinde kardeşliğimizi muhafaza ederek ortak geleceğimizi şekillendirmeye devam edeceğiz. Ayrımcılık yapanlar varsın olsun, elimizin tersiyle iteceğiz. Demokratik yollarla onları sandığa gömeceğiz, sandığa...''
TRT'nin yeni kanalı
TRT'nin Ocak ayında önemli bir açılım yaptığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''TRT 6, TRT Şeş adıyla Kürtçe yayına başladı. Bu akşam TRT yeni bir kanalı daha devreye alıyor. Bu yeni kanal da Türkçe olarak tüm 'Türk Dünyası'na sesleniyor. Bosna-Hersek'ten Çin'e, Kazakistan'a, Sırbistan'dan Afganistan'a, Gürcistan'dan Türkmenistan'a, Macaristan'dan, Moğolistan'a kadar çok geniş bir coğrafyada soydaşlarımıza, kardeşlerimiz, akrabalarımıza, dostlarımıza artık Türkçe bir TV kanalı ile ulaşıyoruz. Avrupa'dan, Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Uzak Asya bu yeni kanalla Anadolu ile buluşacak. Yani Elazığ'la buluşacak. Özbek şarkıcılar, Boşnak hafızlar, Azeri şairler, Türkmen ressamlar bu kanalla geniş bir coğrafyaya seslenecekler. TRT'nin bu yeni kanalının da hayırlı olmasını diliyorum.''
"Ankara'da kalan Türkiye istemiyoruz"
Melbourne'de Türklerle bir araya geldiklerinde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini harcırah almak için Avustralya'ya gitmekle ve seyahat etmeyi sevmekle eleştirdiğini ifade eden Erdoğan, ''Sayın Bahçeli, ayıp olmadı mı? Senin uçakla seyahat etme özrün varsa ondan bana ne? Bu ülkede Başbakan yardımcılığı yaptın. 3 tane yerden başka yere gitmemişsin. Nereye ulaşırsan ülkeni oraya tanıtırsın. Ankara'da kaldığın sürece Türkiye Ankara'da kalır'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Ankara'da kalan Türkiye değil, dünyanın dört bir yanına açılan Türkiye istediklerini ve onun mücadelesini verdiklerini'' kaydederek, Türkiye'nin bu sayede BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesi, medeniyetler ittifakına eş başkan ve ikinci kez İKÖ Genel Sekreteri olduğunu belirtti.
"Onlar küçük düşünecek, biz büyük düşüneceğiz"
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Diyorum ya bunlar iki ruh ikizi. Takılmış birbirinin peşine gidiyorlar. Onlar küçük düşünecek, biz büyük düşüneceğiz. Onlar engelleyecek, biz engelleri aşacağız. Onlar Türkiye'yi paçasından tutup çekiştirecek, biz Türkiye'yi 21. yüzyılın güçlü ülkesi yapmak için mücadeleye devam edeceğiz. Bunlar üç kafadar. CHP, MHP ve bunların İkitelli'deki medyası."
"Böyle muhalefetle yarış kolay"
Başbakan Erdoğan, Baykal'ın AKP'nin yüzde 52'nin altında oy alması halinde başarısız olacağına dair sözlerini de hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Bir siyasi parti yola çıktığı zaman ebediyen muhalefette kalmak için mi çıkar? En azından ikinci olmayı kabul etmiş de AK Parti yüzde 52'nin altında kalırsa başarısız diyor. Senin gibi muhalefete ben kurban olayım be. Sen bu göreve devam et. Böyle muhalefetle yarış kolay. Ama demokrasi kaybediyor, ona üzülüyorum. Bu liderlerle muhalefet olmaz. İktidarın güçlü olması biraz da saygın muhalefetle olur, kaliteli muhalefetle olur, böyle küfreden muhalefetle olmaz, halkına saygı duymayan muhalefetle olmaz.''
İşsizlikle mücadele
Kendi iktidarlarından önce, hastanelerde ''ölülerin dahi hastanelerde rehin bırakıldığını'' iddia eden Erdoğan, sosyal güvenlik reformundan söz etti. Bireyin, doğumundan 18 yaşına kadar sosyal güvence içinde olacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, bunu hükümetlerinin gerçekleştirdiğini, demokratik laik, sosyal bir hukuk devletinde sosyal devlet olmanın gereğinin bunu gerektirdiğini söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ondan sonra çıkıyor diyor, 'işsizlik, işsizliz, işsizlik'. Dün akşam TV programında da açıkladım. İşsizlik diyorsunuz. Şu anda ABD'de yüzde 8.1 şu anda işsizlik var, dünyanın 1 numaralı ülkesi. Avrupa'da işsizlik almış başını gidiyor. Almanya, Hollanda, Fransa hepsinde. Türkiye'de biz 10.3 ile devraldık, şu anda 13.6, buralardayız. Mücadelemizi veriyoruz, kavgamızı veriyoruz. Allah'ın izniyle bütün bu ekonomik krizden Türkiye'nin şu anda çektiği sıkıntı, bu denli az. Buradayız. Dünyanın hiçbir yerinde işsizliği sıfırlayan bir ülke yok. Hepsinde bu sıkıntı var. Az veya çok. İspanya bizim çok üstümüzde. Orada yüzde 15 işsizlik. Bunlar, dünyanın bize göre daha gelişmiş ülkeleri...''
''Baykal Çarkıfelek'e çıksın"
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Baykal kendini parçalıyor 'ekranlara çıkalım' diye. Sayın Baykal, ekranlar senin olsun. Çarkıfeleğe mi çıkarsın, televoleye mi çıkarsın, nereye çıkarsan çık ama sadece ben senden bir şey rica ediyorum. Ne olur gece 12'den sonra çık ya da şifreli kanallarda çık. Çünkü senin yanında birlikte çıkacağın kişiler bu yavrularımızın ahlakını bozabilir'' dedi. Erdoğan, partisince Sincan'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, yerel seçimde, yöneticilerin kim olacağına değil, aynı zamanda ülkenin gidişatının ne yöne olacağına oy verileceğini söyledi.
Başkent Ankara'nın seçimde kendine yakışan büyüklükte düşüneceğini dile getiren Erdoğan, ''AK Parti ile aşkla heyecanla Ankara 'yola devam' diyecek'' dedi.
Türkiye'nin, AK Parti'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002'den bu yana nasıl bir değişim gösterdiğinin ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
''2002'den önceki ve sonraki Türkiye arasındaki fark ne? Dün, ekonomik olarak çöküşün eşiğine gelmiş Türkiye vardı; bugün dev küresel krizlere rağmen ayakta kalmayı başarabilen sağlam bir Türkiye var. O günlerde yarın ne olacağı kestirilemeyen bir sisler ülkesi vardı; bugün istikrarlı ve güvenli bir Türkiye var. O günlerde sıkıntılarının altında boğulan Türkiye vardı; bugün sıkıntılarının üstüne cesaretle, kararlılıkla giden, bütün zorlukları aşma azminde olan bir Türkiye var. O günlerde Türkiye'yi içine kapatan yönetimler vardı, hatta toplantılarını yapamayan Bakanlar Kurulu vardı; bugün milletimizin haysiyetini bütün dünyada temsil eden bir yönetim var.''
Erdoğan, bugün bütün dünyanın; Türkiye'nin, Ankara'nın sesini merak ettiğini ifade ederek, Ankara'dan çıkan sesin bütün dünyada yankılandığını belirtti. Erdoğan, ''Başkent Ankara, bizimle beraber dünyanın en saygın başkentlerinden biri oldu. Türkiye'nin hukukuna sahip çıkmak budur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu itibarı, saygınlığı bizimle elde etti'' diye konuştu. Polatlı'dan Sakarya'ya, Dumlupınar'dan Çanakkale'ye şehit kanlarının sembolü olan ay yıldızlı bayrağın bu dönemde daha özgürce dalgalandığını dile getiren Erdoğan, ''Büyük milletimizin bizden istediği de siyasetten istediği de budur. Bu millet, bizden büyük düşünmemizi istiyor, bu millet büyük Türkiye istiyor'' görüşünü dile getirdi.