"En önemli tehdit, bugün için PKK terörüdür"

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Türkiye için bugün en önemli tehdidin PKK terörü olduğunu vurgulayarak, "PKK terör örgütünün varlığı, güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlar ve uygulanan tedbirlerle son derece kritik bir döneme girmiştir" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığının 2011 yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Komisyonda bir sunuç konuşması yapan Bakan Gönül, PKK terör örgütünün varlığı, sınır ötesi de dahil olmak üzere, güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar ve kararlılıkla uygulanan tedbirler neticesinde son derece kritik bir döneme girdiğini ifade ederek şöyle konuştu:

"Terör örgütü bu durum karşısında güçlü olduğu imajını vermek istemekte ve yandaşlarını birlik içinde tutma gayretiyle yeni stratejik arayışlar içine girmektedir. Terör örgütünün insanlık dışı eylemlerine karşı başta silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere, tüm güvenlik güçlerimizin, hükümetimizin ve konu ile ilgili tüm kurumlarımızın, kararlı tutumunun sonuna kadar devam edeceğini özellikle belirtmek isterim."

Afganistan'a yapılan yardım

Bakan Gönül, bakanlık bütçesinin 16 milyar 975 milyon TL, Savunma Sanayi Müsteşarlığı özel bütçesinin ise 32 milyon 14 bin TL olduğunu kaydederek, Türkiye'nin 10 bin Afgan personeli Afganistan'da, bin 543 personeli de Türkiye'de eğittiğini belirterek, TSK'nın bu ülkeye 75 milyon dolar yardım ulaştırdığını söyledi. Suriye sınırındaki mayınlı alanların temizlenmesi ve temizlenen bölgelere Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi tesisi projesi konusundaki çalışmalarda önemli mesafeler alındığını belirtti.

Gönül, TSK'nın ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranının yüzde 54,7'ye çıktığını, dolaysız sektör cirosunun 2 milyar 319 milyon dolara yükseldiğini, imzalanan sözleşmeler içinde yurtdışından hazır alımların ise yüzde 10'a düştüğünü kaydetti. Gönül, "İlk temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, ilk ana muharebe tankı ALTAY, ilk korvet MİLGEM, ilk insansız hava aracı ANKA, ilk uydu GÖKTÜRK, ilk jet motoru, ilk radar, ilk piyade tüfeği, ilk makineli tüfek milli olarak geliştirilmeye başlanmıştır. ASELSAN da dünya savunma şirketleri arasında 86. sıraya kadar yükselmiştir" dedi.

"Füze kalkanı tuzaktır"

Bakan Gönül'ün sunumunun ardından söz alan komisyon üyesi AKP Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, NATO tarafından Türkiye'ye kurulması planlanan füze kalkanın bir tuzak olduğunu vurgulayarak, "Buna düşmeyelim" dedi. Ergezen şöyle devam etti:

"Kime karşı, İran'a karşı. NATO'nun bu teklifinin arkasında kimin olduğun görmek lazım. Kumandası NATO'nun elinde olan bir füze rampası yerine Türkiye'nin elinde olan bir füze rampası için çalışmalıyız. Bunu kabul edemeyiz. İncirlik de NATO'nun elinde ama bize Kıbrıs savaşında kullandırmadılar. Birçok ülke bizi, elektronik harp yöntemleriyle sıkıntıya sokacak güce erişmiş durumda. Operasyonlarda bunun sıkıntılarını yaşadık. Bunun için karşı koyma tekniklerini geliştirmek gerekiyor. Savunma sanayi yönünden azami ölçüde bağımlı olmaktan kaçınmalıyız."

MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, orta vadeli ekonomik programın, Mayıs ayında çıkması gerekirken, Bakanlar Kurulu'nda Ekim ayında imzalandığını anımsatarak, "Bu durum hükümetin bu işleri ciddi tutmadığını, hukuku çiğnediğini çok açık ve net bir şekilde gösteriyor" dedi. Ayhan, son yıllarda savunmanın bütçe içerisindeki payının giderek azaldığına dikkati çekerek, tehdit ve risk hesaplamalarının hayallere değil, gerçeklere dayanması gerektiğini belirterek, "Milli güvenlik planlamasının değişikliklere göre revize edilmesi gerekiyor. Burada, günün kurtarılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu işi nasıl çözdüğünüzü anlamak istiyorum" diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ise partisinin bakanlığın bütçesine olumlu baktığını vurgulayarak, TSK içeriden ve dışarıdan gelen saldırılarla zayıflatılmaya çalışıldığını belirterek şunları söyledi: "Neden silahlı kuvvetler zayıflatılmaya çalışılıyor? Buna bakmak lazım. TSK, halkın ordusudur. Halkı yansıtan, halkın içinden gelen bir ordudur. Tarihi boyunca hep muzaffer olmuştur ama içine siyaset girdiği zaman başarısız olmuştur. Onun için Gazi, her zaman orduyu siyasetten ayrı tutmuştur. O nedenle ordu siyasete, siyasette orduya bakarken çok dikkatli olmalıdır.

Ordu nasıl emir alır? konusunda bazı siyasetçilerin biraz araştırma yapmaları gerekiyor. TSK bugüne kadar yasalarla kendisine verilen hangi emri reddetmiştir? Nasıl emir alacakları yasalarda, iç hizmet kanunda yazılıdır. Askeri Ceza Kanunu var, iç dinamikleri var. TSK'nın, çok küçük istisnalar hariç tarih boyunca görevlerini başarıyla yaptığı görülür."

Baratalı, bedelli askerliğin hak, hakkaniyet kuralları çerçevesinde çözülmesi gerektiğini de ifade ederek, "Belki bir profesyonel gücün daha da artırılması gerekiyor. Askerlik süreleri konusunda bir an önce karar verilmesi gerekiyor. Belki doğrusu herkesin eşit sürelerde askerlik yapması gerekiyor" dedi.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da konuşmasında, 2011 bütçesinde en büyük payın güvenliğe ayrıldığına dikkati çekerek, savunma sanayi harcamaları yapılırken, yoksulluk dengesinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi. Kaplan şunları söyledi:
"Bu durum, gün gelecek sizin bakanlığın bütçesini de tehdit eder hale gelecek. Tüm demokratik ülkelerde kolluk kuvvetlerinin sivil otoritenin emri altında.Türkiye'deki durumu, kırmanın zamanı geldi. Askeri vesayetin miadı doldu. Bunun yanında bürokratik vesayeti de bütün olarak ele alıyoruz. Siyasetin, ticaretin kışlaya girmemesi çok önemli. Tüm silahlı güçlerin sivil otoriteye bağlanması temel kriterdir AB'ye üyelik sürecinde.

Bizim anayasamızda hala Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı görünüyor. Bir Köşk resepsiyonu düzenleniyor, sıkıntı oluyor. Başkomutan Cumhurbaşkanı ise neden askerler resepsiyona katılmıyor? Aynı sıkıntıyı biz de yaşadık. Biz seçilip geldiğimizde asker Meclisi boykot etti. Meclisini, Köşkü'nü boykot eden bir ordu. Bu demokratik sistemin neresine oturacak? Bu sıkıntı ne zaman giderilecek.

Başbakan, (asker bana brifing verdi, bedelliyi, askerlik sürelerini konuştuk) diyor. Bundan doğal bir şey olur mu? Peki bu bilgileri alan bir Başbakan ordunun modernizasyonu ve askerlik sürelerinin kısaltılması konularında bunu bir tezkereyle neden Meclise getirmiyor? Neden terhis umudu aşılıyorsunuz bu çocuklara? Askerlik adaletli ve eşit değil. 18 ay askerlik yapan 'Mehmetçik' var, 6 ay yapan 'Mehmet Bey' var, bir de Burdur da bedelli yapan 'Mehmet Ağa' var."

Milli Güvenlik Siyaset Belgesine bir milletvekili olarak ulaşamadığı söyleyen Kaplan, "(Tehdit olarak sadece PKK terörü var) derseniz en büyük yanılgıya imza atmış olursunuz. Bu konuyu geniş kapsamlı bir Kürt sorunu olarak almazsanız geçmişte yapılan hataların tekrarına düşersiniz. Kürt sorununu bir asayiş vakası olarak görüp, bunu bu şekilde bastırma anlayışıyla sorumluluğu TSK'ya attılar yıllar boyu. 30 yıldır gelen tüm hükümetler vicdansızlık yaptı sorumluluğu sadece TSK'nın üzerine atarak" dedi.

Kaplan'ın, konuşmasının bir bölümünde, "PKK burada olsa" şeklinde sözlerine, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan, "PKK, burada olamaz" diyerek tepki gösterdi. Kaplan, Aydoğan'ın bu sözlerine, "Yeri gelir olur. Brezilya'da devlet başkanı oldu. Latin Amerika ülkelerinin parlamentolarında şu anda bir sürü var" diyerek yanıtladı.