Emniyet Genel Müdür Yardımcısı'na inceleme

İstanbul'da yapılan uyuşturucu operasyonuna adı karışan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın "kendisi dahil tüm aile fertlerinin hesaplarının tek tek incelenmesini istediği" öğrenildi.

cumhuriyet.com.tr

Olaya çok üzüldüğü öğrenilen ve doktorun sürekli sakinleştirici verdiği bildirilen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın yakın çalışma arkadaşlarına anlattıkları ise ilginç soruşturmanın detaylarını veriyor. İfade verdiği gün sekreterinin bin 300'ü aşkın telefon kaydındaki dostlarına tek tek durumu anlatan Arslan'ın anlattıkları ve yapılan değerlendirmeler ise oldukça ilginç.


Evrak konusu

Bir dönem Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı yapan Arslan'a gönderildiği belirtilen resmi yazıya ilişkin konuşan çalışma arkadaşları, "Bu evraklar her zaman başkan adına gelir ama hiçbirini görmez. Emin Arslan adına da gelse, ilgili birime gider ve değerlendirilir. Her şubede aynı anda 4-5 operasyon değerlendirmesi yapılır. Bunlarla ilgili maddi delil ve netleşen durumlarda şube müdürü uygun görürse daire başkan yardımcısı ve başkana bilgi verir" dediler.

Gazetelerde yayınlanan evrakla bir polis memurunun imzası bulunduğunu "kaydı yoktur" ibaresine imzasının bulunduğunu hatırlatan narkotik uzmanları, "Bize bu tip sayısız ihbar gelir. Yurt içinden ve dışından. Hepsi de başkan kimse onun adına gelir. Kayda alınır, incelenir ve maddi bir unsur yakalanırsa takibe alınır. Başkan ancak operasyon aşamasına gelindiğinde haberdar olur" diyerek şöyle devam ettiler:
"Kaldı ki Habip ile arkadaş olan doktor hakkında maddi bir unsur bulunmuş ve 2 sene önce işlem yapılmıştır. Tüm narkotikçiler ters yönlendirme için sürekli olarak ihbar yapıldığını biliriz. Kaldı ki Selim Gezer'in Bulgaristan makamlarında bir akrabası olduğunu biliyorduk. O dönemde gelen ihbar değerlendirilmiş ve mutlaka incelenmiştir. Teyit edilmeyen bilgi asla işleme konulmaz. "


"Devlet başkanlarını bile ihbar ettiler"

"Bu süreçte devletimiz adına temsilci (Hikmet Çetin), önemli bir bakan (Cemil Çiçek), bir siyasi parti lideri eski bakan (Mehmet Ağar) ve hatta Afganistan Devlet Başkanı (Karzai) hakkında bile uyuşturucu ihbarları geldi. Hepsi incelendi ama çoğunluğu dezenformasyon çıktı. Her gelen bilgi doğru kabul edilmez. Doğruluğuna ilişkin çeşitli ibareler bulunursa, mutlaka operasyona döner."

Arslan'ın konuyla ilgili dostlarına, "Bu adam hakkında 98 yılında Suudilerin yazı gönderdiği söyleniyor. Adam 2001 yılına kadar Bulgaristan'da. Madem öyle ciddi bir ibare vardı niye hem Türkiye'de hem de Bulgaristan'da işlem yapılmadı. 3 yıl içinde defalarca gidip gelmiş" şeklinde değerlendirme yaptığını söyleyen çalışma arkadaşları, telefon konuşmasına ilişkin de şu cevabı verdiğini anlattılar:
"Gazetelere de yansıyan hocayla ilgili Habiple yaptığı konuşma var. Emin Bey'e bunu sorduğumuzda konuşmanın tümünün değil, çarpıtıldığı şekliyle yansıdığını o yüzden de yanlış değerlendirdiğini söyledi."

Daha öncesinde hocanın Ankara'daki bir fuara stand açtığını ve burada da 10 yakın mankenle sunum gerçekleştirdiği için ziyaretçiler tarafından 'Ya hoca aman dikkat et. Bak bu tip şeyler adamı bitirir' diyerek uyardıklarını söyledi. Bu dönem muteber bir kişilik olarak görüşülen hoca hakkında yapılan değerlendirmede de 'ya bu adam bu mankenlerden bazılarına da para yediriyormuş. Kendini bitirecek' gibi değerlendirmeler yapıldığını ifade etti.

"Zaman zaman daireye bilgi veren ve yardım eden Habip Kanad ile yaptığı görüşme öncesi Doç. Hüseyin Rıza Işık'ın birkaç defa makamından kendisini aradığını Emin ağabey söyledi. Ancak kendisi ile görüşmemiş. Bu arada birinin cenazesi için İstanbul'a gittiğinde Habip aramış ve 'Hüseyin hocam mutlaka sizinle görüşmek istiyor' demiş. Emin Ağabeyde mankenlerle ilişkisini kastederek, 'Yazık etti kendine. Felaketini davul zurna ile çağırdı' cümlesini kurduğunu ve bununda tüm konuşma incelendiğinde anlaşılacağını söyledi. "Kaldı ki tüm narkotikçiler uyarının böyle telefonla açıkça yapılmayacağını bilir."

Habip Kanad gibi eleman olarak kullanılan kişilerin güvenilir bir irtibat görevlisiyle temas ettiğini söyleyen uzmanlar, "Dairede şubede değişiklik olunca, narkotik ekibi de değişti. Kanad, kendisi hakkında bilgi verdiği Tilki Selim'den çok korkuyordu. Görüştüğü kişiden irtibat almayınca Emin ağabeyi aramış (Aktarmam gereken konular var. Kiminle irtibata geçeyim) diye. O da müdürlerin isimlerini vererek (Tehdit alırsan ya da bir bilgi gelirse bu kişilere aktar. Eğer bilgi aktarmazsan ve bu konularla ilgili sana itimat sıfıra iner) demiş" şeklinde konuşarak, Kanad'ın verilen isimlerden de bir koruma istemediğini söylediler.
 

İspatla mükellefler

Arslan'ın bizzat yönettiği uyuşturucu operasyonlarında defalarca devletin kayıtlarına da geçen milyon dolarlık rüşvet teklifi aldığını hatırlatan emniyet yetkilileri, "Bu çantaları almadığı için uluslar arası ödüller aldı. Ayrıca bu alemi bilenler çok iyi bilir, maddi menfaat ilişkisi olan kişiler öyle zarar eden anonim şirketlerle uğraşıp, kağıt üzerinde işler yapmazlar. Çantalar gider, milyonlar gelir. Telefonlarda bu işler de böyle konuşulmaz" dediler.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Arslan'ın, iddialara ilişkin "İddia sahibi, iddiasını ispatla mükellef olduğunu" söylediğini belirten narkotikçiler, "Emin bey, kendisinin ve ailesinin tüm fertlerinin hesaplarının incelenmesini istediğini söyledi. Yaptıklarının ortada olduğunu söyleyerek, 'kime talimat vermişiz kim korumuş, yada hangi operasyon yapılacakmış da biz engel olmuşuz. Yıllarca mücadele ettiğimiz adamlarla bizi aynı kefeye koymaları bizi çok üzdü' diyerek sitem etti" diye konuştular.