Eğitim sistemi çöktü
YGS’de hiçbir alanda soru çözme oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmadı.
cumhuriyet.com.trGençlerin geleceğini belirleyecek sınavlar YGS ile başladı. Bu sınavda, 80 bin öğrenci sınavsız geçişe başvurarak, 59 bin öğrenci ise sınava başvurmasına rağmen sınava girmeyerek, daha baştan yarışı terk etti.
YGS sonuçlarını değerlendiren eski Eğitim-Sen Genel Başkanı, eğitimci Alaattin Dinçer, sonuçlar üzerinde şu değerlendirmeyi yaptı:
“YGS’nin sayısal dağılımlarına bakıldığında çürümeye ve her yönü ile sorunlar üretmeye devam etmekte olan bir eğitim sistemi görmekteyiz.
Bu sonuçlara göre 140’ı ve 180’i geçen adayların YGS’de girilen 6 sınav testinden YGS 1 ve 2’de sayısı diğer testlere göre daha düşük kalırken, YGS 3,4,5 ve 6’yı kapsayan testlerde daha başarılı oldukları saptanmıştır.
Alarm zilleri çalıyor
Soru çözme ortalamalarına bakarak, hiçbir alanda soru çözme oranının yüzde 50’nin üzerine çıkmadığını, matematik ve fen bilimlerinde alarm zillerinin çalmakta olduğunu, aslında bu durumun yıllardır var olan ve sorun üretmeye devam eden sınav odaklı, niteliksiz ve bilimsellikten uzak eğitim sisteminden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Amaç başka bölüm
Sınava girenlerin dağılımına ve bunların puan başarılarına bakıldığında, lise son sınıfta okuyanlar ile liseyi bitirmiş olmasına rağmen herhangi bir yükseköğrenim programına girmeyenler sınava girenlerin yüzde 72.31’i. Bir üniversitede okuyan veya herhangi bir üniversiteyi bitirmiş 582 bin aday ise bulunduğu veya bitirdiği bölümden başka bir bölüme girmek için çaba harcamaktadır.
Gelecek sağlamayan bölümler
Aslında bu adayların durumuna ilişkin yorumlarımızı, okudukları bölümlerin kendilerine bir gelecek sağlamayacağı ve bu bölümleri okudukları için mutsuz oldukları üzerine yapabiliriz.
Üniversitede okuyanlar ile bir üniversiteyi bitirip yeniden sınava girenler her iki puan barajında sınava giren diğerlerine göre daha başarılı sonuçlar almış görünmektedir.’’
YGS’de bir hatalı soru daha iddiası Nurdan Nur Keleş, YGS’deki 20. Türkçe sorusunun, iki doğru yanıtı olduğu iddiasında bulundu. Keleş, metindeki ‘’basamak’’ sözcüğünde mecaz kullanımının söz konusu olduğunu, bu nedenle hem ÖSYM’ye göre doğru seçenek olan ‘’C’’nin hem de ‘D’’ seçeneğinin doğru olduğunu söyledi. İptal edilen soru öğrencinin zararına YGS’de bir Türkçe sorusu geçtiğimiz hafta iptal edildi ve sorunun tüm adaylarca doğru yanıtlandığının kabul edildiği açıklandı. Ancak, uzmanlara göre, soru iptal edilmesi, her zaman adayların zararına oluyor. Standart sapma değişiyor, puan artışı meydana geliyor ve bu da adaylar için dezavantajlı bir durum ortaya çıkartıyor. |
YGS’de Türkçe Bozgunu!
Oğuzkaan Koleji yönetim kurulu üyesi ve eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, Türkçe testinde başarılı olmak için “okuduğunu anlama” ve “ayrıntıları fark etme” becerilerinin gelişmiş olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: ‘’Birçok matematiksel denklem ya da problem uzun paragraflara dönüştürülmüş ve değişkenler alışılageldiği şekilde “x” ya da “y” şeklinde ifade edilmemiş. Bunun yerine sözcükler ve sözcük grupları kullanılmış. Bu yorumlara bakılırsa Temel Matematik Testi’nde başarılı olmak için de aynı Türkçe testindeki gibi okuduğunu anlama ve ayrıntıları fark etme becerilerinin gelişmiş olması gerekiyor.
Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimleri testlerinde soruları doğru cevaplamak için yine yorumlama becerisi kullanılıyor; ancak soruların hepsinde birincil koşul bilgi sahibi olmak. Son yıllarda, bu “temel bilgi” kavramının içeriği oldukça genişledi ve sıradan bir öğrencinin ayrıntı olarak nitelendireceği bir bilgi YGS’nin Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler testlerindeki sorularda temel bilgi olarak öğrencinin karşısına çıkmakta. Bu durum da gösteriyor ki bu testlerde başarılı olmak için lise müfredatında verilen tüm ders içeriğine hâkim olmak gerekmektedir. Zira bu bilgilerin en ayrıntı olarak gözükeni bile YGS içerisinde bilgi sorusu olarak öğrencinin karşısına çıkabiliyor.’’
Tüm bunların, doğru ölçme ve değerlendirme araçları kullanan okullarda okuyan ve üstün başarı gösteren öğrencilerin başarılı olmasına engel olacak durumlar olmadığını belirten Yılmaz, ‘’Madalyonun diğer tarafında ise ülke olarak çok düşük puanlar aldığımız PISA sınavlarının kıstaslarına uygun soru hazırlanmaya çalışıldığı görülmekte. Bu kıstasları dikkate alan öğrenciler ve okullar ilerleyen yıllarda bu sınavlarda daha başarılı olacaklar gibi gözüküyor’’ dedi.