Efes Selçuk JES'e teslim olmayacak

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

Konu; AKP ve ülkemizin dört bir yanında kâr hırsıyla sürdürülen Jeotermal elektrik santrali, nam-ı diğer JES…

Benzer konularla Seferihisar, Karaburun, Aydın, Denizli için mücadele verirken, diğer yandan İzmir’in Selçuk ilçesi Gökçealan Köyü’ne yapılmak istenen JES, GES ve endüstriyel sera projesinin içinde bulduk kendimizi.

Firmanın adı: RE Enerji Yatırım Üretim A.Ş.

Şirket, Aydın Valiliği’nden aldığı izinle Selçuk'ta 4’ü üretim, 3’ü enjeksiyon olmak üzere toplamda 7 adet derin jeotermal sondaj kuyusu açmayı, ayrıca güneş enerjisi santraliyle de sera tesisi işletmeyi planlıyor.

Kaç kez dile getirdik.

Lakin JES sevdanız bir türlü bitmek bilmedi.

Neden ağaçları, içme su kaynaklarını tehlikeye atacak bu projelerde ısrar?

Bakın bu jeotermalden çıkan zehirli akışkanlar bir süre sonra çökerek toprağı zehirliyor. 

Açmak istediğiniz kuyular açılırken ortaya çıkan 110 desibel üzerinde ses, kulak ve sinir hastalıklarına yol açıyor.

JES’in havaya saldığı buharda yoğun CO2, metan gazı bulunuyor. 

JES’in saldığı zehirli maddeler arasında bor, arsenik ve hidrojen sülfür gazı en tehlikeliler sınıfında.

Düşünsenize bir kuyudan çıkan hidrojen sülfür gazı 26 km’lik alanı etkiliyor. Bu zehirli gaz 42 gün askıda kalıyor.

Biz bunları dile getirmekten bıkmayacağız.

Jeotermal enerjiyi fosil yakıtlara alternatif olarak doğaya zarar vermeyen, temiz ve yenilenebilir enerji süsüyle pazarlıyorsunuz.

Unuttuğunuz bir şey var.

Üretim sonucunda ortaya çıkan kimyasalların doğaya ve insana zarar vermemesi için, jeotermal akışkanlardan enerji elde edildikten sonra su, toprak veya hava ile etkileşime girmeden mutlaka yer altına geri “enjekte edilmesi” gerekmektedir. 

Bu geri basma uygulanmadığı takdirde insana ve doğaya çok ciddi zararlar vermektedir.

Lütfen! Tüm dünyanın ekolojik krizler ile boğuştuğu bir dönemde, doğal yaşama verdiği telafisiz zararları bilimsel olarak da açık olan endüstriyel enerji ve tarım projelerine destek vermemizi kimse bizlerden beklemesin.

Karaburun için Seferihisar için verdiğimiz mücadeleyi bir tarım kenti olan Efes Selçuk için de göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Bu millet Türkiye’nin birçok kentinde olduğu gibi Selçuk’ta da doğa talanına karşı dimdik karşınızda durmaya devam edecektir.

Bu topraklar, bu doğa hepimizin!

Yaşadığımız, nefes aldığımız bu yerler kimsenin tekelinde değildir.

Unutmayın! 

Efes Selçuk’taki doğal hayat, sizlerin şirketlerinizin cirolarından, kazanacağınız milyon dolarlarınızdan çok daha değerli ve büyüktür!

Ve sizlerin inadı yüzünden yaşayacak doğa kalmadığında yaşam olmayacak dolayısıyla kazanılacak paralar da anlamlı olmayacak!

Öyle değil mi?