Ecevit bildirilerini uçakta hazırladı
Londra'dan Türkiye'ye dönen heyet artık kararını vermiştir.
Fırat Kozok/CumhuriyetLondra’daki yoğun diplomasi trafiğinin ardından Ecevit ve Türk heyeti 18 Temmuz akşamı Türkiye’ye doğru yola çıkar. Artık karar verilmiştir: Türkiye Ada’ya çıkarma yapacak... “Ecevit o akşam havada harekat bildirilerini hazırlamıştı” diyen Arcayürek anlatmaya devam ediyor....
- Ecevit Londra’dan Ankara’ya dönerken harekat planı netleşmiş miydi?
Ecevit ve heyeti, 18 Temmuz 1974 akşamı saat 20.30’da Londra’dan Ankara’ya hareket etti. Biz Örsan’la uykusuzuz, yemek yiyememişiz... Uçağa bindik, arkalarda bir yere oturduk ve uyuduk. Ecevit’le askerler, diplomatlar önde... Meğer o sırada Ecevit, askerlerle barış harekatının başladığı gün uçaklardan Rumlara atılacak metni hazırlıyor iyi mi... Bu olay hayatımda utanç duyduğum en büyük gazetecilik ayıbıdır... Ecevit Türkiye’ye geldiği gün yapılması gereken Meclis toplantısını iki gün ertelletti, hazırlıklara devam edilmesini istedi.
- Geldikten sonra Ankara’da trafik nasıl işledi?
Parti liderlerini topladı ve o güne kadar olan diplomatik gelişmeleri anlattı. Sürecin bir müdahale ile sonuçlanacağı yönünde bir konuşma yaptı. Ama açık bir şey söyleyeyim, o sırada halkta müthiş bir coşku vardı. Sanıyorum bu Ecevit’e olan güvenden kaynaklanıyordu... Çıkarmadan önce 19 Temmuz’da bir kez daha Genelkurmay’a gitti, askerlere son durumu anlattı, Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan, Başbakan’a kesin karar için çok az vakitlerinin kaldığını söyledi ve ekledi: “Sayın Başbakan, benim çıkartma teknelerim, saatte 6 mil yaparlar. Plana göre hareket edebilmek için benim hareket emrini bu sabah 08.30’da vermem gerekir. Planlara göre Adaya saatinde kapak atmak için 20 saate ihtiyacım var”
‘BAŞKA ÇARE KALMADI’
Hükümet kararını henüz almış değildi. Bakanlar Kurulu Başbakanlık’ta toplanmış, Genelkurmay’dan dönecek Ecevit’i bekliyordu. Başbakan, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’a “Bakanlar Kurulu kararını alır almaz hemen bildireceğim” diyerek Başbakanlık’a hareket ediyor. Saat 04.00’e gelmiş... Bakanlar Kurulu Toplantısı fazla uzun sürmüyor. Başbakan Londra’daki görüşmeleri anlatıyor, İngiltere ve ABD’nin tutumlarını açıklıyor, Genelkurmay’daki toplantı hakkında bilgi veriyor ve sonunda kendi düşüncesini kesin bir şekilde ortaya koyuyordu: “Kıbrıs Türk toplumunun kaybolan güvenliğini sağlamak ve Türkiye’nin haklarını korumak maksadıyla Adaya askeri bir müdahalede bulunmaktan başka çare kalmamıştır.”
19 Temmuz 1974 Cuma günü sabahın ilk saatlerinde Ankara’da karar verilmişti. Az sonra Genelkurmay’dan şifreli emirler ilgili komutanlıklara ulaştırıldı. Mersin ve Taşucu’nda yığılmış birliklerde ve donanmada faaliyetler daha da canlandı.
- O gece Ankara’da ışıklar sönmüyor tabii...
Yunanistan’a giden Sisko’nun eli boş... Temaslarından sonra Ankara’ya geliyor. Ama bu sırada Türk çıkarma gemileri yolu yarılamış durumda... Sisko, Amerikan Büyükelçiliği’ne kapanmış, Türk yetkililerle görüşmesini anlaşılmaz bir şekilde geciktiriyor. Gece yarısından sonra 01.30’da Başbakanlığa gelebildi. Yunanistan’daki görüşmeleri hakkında bilgi verdi. Yunanlıların darbeci subayları değiştireceklerini, ileride Sampson yerine başka birinin geçmesine razı olabileceklerini açıkladı. Sisko, bu arada Ecevit’e Kissinger’in bir de mesajını iletti. Kissinger mesajında şöyle diyordu: “Sizi çok seviyorum ve sempatim var. Ulusunuzun da sizi çok sevdiğini biliyorum ve geleceğin parlak bir devlet adamı olacağınıza inancım tamdır. Ancak Kıbrıs’a yapılacak bir askeri müdahale tehlikeli gelişmelere yol açabilir, hatta Nikos Sampson’u komünistlerin kucağına atabilir. Onun için bu işten vazgeçmenizi rica ediyorum.”
‘MR. SİSKO ARTIK ÇOK GEÇ!’
Ecevit ile Sisko arasındaki görüşme anlaşmazlıkla sona erdi. Konuşmalara sabaha karşı 03.00’de ara verildi. Sisko Washington’la görüşmek üzere tekrar Büyükelçiliğe döndü. Yarım saat sonra görüşmeler yeniden başladığında Sisko son çareyi ileri sürdü: “Mister Ecevit, bana 48 saat verin, size bir Amerikan formülü getireyim.”
- Ecevit’in tepkisi ne oldu?
Yanıtı olumsuzdu: “Hayır Mister Sisko... Artık çok geç!”
Ecevit konuşmasını söyle sürdürdü: “On yıl önce bugünlerde iki devlet arasında gene böyle toplantılar oluyordu Ankara’da. O zaman siz de biz de bazı hatalar yaptık. Siz on yıl önceki hatanızı tekrar edebilirsiniz, fakat biz tekrarlamayacağız.”
Sisko ile birlikte görüşmelere katılan Amerikan Büyükelçisi William Macomber, “İnanamıyorum Mister Ecevit. Sizin gibi insancıl ve şair ruhlu bir insan böyle bir harekete nasıl kalkışır?” diyordu. Ecevit’in büyükelçiye yanıtı bir başka gerçeği yansıtıyordu: “Bu benim insancıl tarafımla hiç çelişmiyor. Zira biz şimdi harekete geçmezsek, ileride çok daha büyük savaşlar çıkabilecek ve çok daha fazla kan dökülecektir.”
‘ABD ELÇİSİNDEN ECEVİT’E: BEN BOŞUNA MI KONUŞUYORUM?’
Ecevit ile Sisko arasındaki diyalog şöyle devam etti:
Ecevit bir daha saatine bakınca Sisko dayanamadı...
- Yani ben burada boşuna mı konuşuyorum?
- Evet.
- Yoksa harekat başladı mı?
- Başlamak üzere, uçaklar neredeyse hareket edecekler.
Sisko durumun tatsızlığını o zaman anladı:
- Aman öyleyse ben hemen uçağıma yetişeyim.
- İyi olur, zira alanlar kapanacak. Sizi böyle aceleyle göndermek istemezdik, ancak harekatın başlangıcında bulunmamanız daha faydalı...
YARIN: Gemiler Kıbrıs'ta