Dünya Türk Girişimciler Kurultayı
Dünya Türk Girişimciler Kurultayı, 80 ülkeden gelen 2 bin işadamının katılımıyla İstanbul'da başladı. Türk işadamlarının biraraya gelmesi ile ekonomi zirvesine dönüşen kurultayın ana teması ise: "Küresel Güç Türkiye".
cumhuriyet.com.trDış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) işbirliği ile düzenlenen Dünya Türk Girişimciler Kurultayı, 80 ülkeden gelen 2 bin işadamının katılımıyla İstanbul'daki Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı. Kurultay, 10-11 tarihleri arasında gerçekleşecek.
Türk işadamlarının biraraya gelmesi ile ekonomi zirvesine dönüşen kurultayın ana teması ise "Küresel Güç Türkiye" olarak belirlendi. Kurultayın ilk gününe, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet ve Başbakan Yardımcısı Nazım Erken, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ve Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu katılıyor. İş dünyasından ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Coca Cola Başkanı ve CEO'su Muhtar Kent, Dubai Türk İşadamları Derneği Başkanı Cem Ataç, Avrupa Birliği Parlamentosu Milletvekili Vural Öğer, Türk Kazak İşadamları Derneği Başkanı Zeki Pilge ve Avustralya Türk İşadamları Derneği Başkanı Ali Karamemiş, kurultayın açılış konuşması için hazır bulundu.
"Hedefimiz, denyadaki en etkin diasporalardan biri olmaktır"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Dünya-Türk İş Konseyi Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyadaki en etkin diasporalardan biri olmayı hedeflediklerini belirtti.
Türk özel sektörü olarak, yaşadıkları coğrafyanın, iş dünyası için fırsatlar bölgesi hâline gelmesi için çaba gösterdiklerini söyleyen Hisarcıklıoğlu, bu çabalar kapsamında Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki ülkelerde yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vererek, ''Çünkü bizler inanıyoruz ki, huzur varsa, ticaret yapılabilir, ticaret yapılınca insanlarımız zenginleşir'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, ''Gün, kuvvetlerimizi birleştirip ortak gayeler için yılmadan çalışmak zamanıdır'' diyerek, Cumhuriyetin 100. yılına yönelik dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme, Ar-Ge'ye dayanan, yenilikçi ve rekabetçi bir ekonomik model kurma, en az 3 sektörde dünya lideri olma, 500 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirme, dünyada tanınan 20 marka üretme ve dünyanın en büyük 500 şirketi arasında 10 Türk şirketine sahip olma hedeflerini yineledi.
Nazım Ekren: Diyalog ortamı yaratılmalı
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) işbirliğiyle düzenlenen Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, ekonomi yönetimi ve hükümetin nasıl bir perspektifle bir diyalog ortamı oluşturacağına değindi. Nazım Ekren, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Uzun vadeli perspektif olarak baktığımızda kamunun üstleneceği en önemli rol, büyüme ve üretim dostu maliye, para politikaları ve teşvik politikaları olacaktır. Özellikle özel sektörden beklediğimiz, özel sektörle birlikte yapmayı planladığımız en önemli politikamız, şirketlerimizin rekabet gücünü artırmak amacıyla yeniden yapılandırılmalarıdır.''
Bağış örgütlenmeye dikkat çekti
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Başarılı olmuş diasporalara baktığımız zaman en önemli özelliklerinin örgütlenme olduğunu görüyoruz'' dedi. Başmüzakereci Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türk malının gittiği her yere, o malın sahibinin de o malın hizmetkarının da o malın çalışanının da gidebilmesi, Gümrük Birliği kapsamında bizim en doğal hakkımız olması gerekir. Bunun detayları üzerinde çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın mümkün olan en fazla hakka sahip olması için elimizden geleni yapıyoruz. Ama bu biraz zaman gerektiren bir konu. 'Böyle bir karar çıktı, uçaklara binelim, Avrupa'ya gidelim' diye hızlı bir heyecana kapılmanın anlamı yok.''
"İyi bir temsil, her bakımdan Türkiye'nin adını yükseltir"
DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı da, küresel arenada var olabilmek için ekonomik platformda daha etkin olmak gerektiğine işaret ederek, gayretlerinin ana hedefinin Türk girişimcilerinin, dünya ekonomisi içinde hak ettiği yeri alması, bunu koruması ve daha yükseltmesi olduğunu söyledi.
Dubai Türk İşadamları Derneği Başkanı Cem Ataç, Körfez Bölgesi hakkında bilgi verdiği konuşmasında, Türkiye'nin Körfez'deki sermayeden yeterince pay alamadığını söyledi.
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Vural Öger de, ''Dünya ile bütünleşme yolundaki bugünün Türkiye'sinde diaspora Türklerinin rolü çok daha güçlü ve etkin olabilir. Yeni politikalar üretme zamanı artık gelmiştir'' dedi.
Coca Cola Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO), Dünya Türk İş Konseyi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Muhtar Kent, ''İçinde bulunduğumuz küresel kriz akıllı, cesaretli liderler için bir fırsat sunabilir, daha doğrusu sunmalıdır. Zaman paniklemenin zamanı değildir'' dedi.
Türk girişimcilere yapılan anket sonuçları
Türkiye'de ve yurtdışında faaliyetten bulunan Türk girişimcileriyle yapılan anketin sonuçlarına göre girişimciler, Türk lobisinin, istenildiği kadar etkin olmadığını düşünüyor.
DEİK, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'na katılım onayı veren, yurt içinde veya yurtdışında ikamet eden Türk iş dünyası temsilcilerine yönelik bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete, Barbados Adası'ndan Küba'ya, Japonya'dan, Kenya'ya dünyanın çeşitli coğrafyalarından kurultaya katılmak üzere Türkiye'ye gelen 173'ü yurtdışından toplam 233 işadamı aktif olarak katıldı.
Türk iş dünyasının üç ana konuda nabzını tutmayı hedefleyen anketin ilk bölümü ''Küresel Ekonomide Türk Girişimcilerinin Rolü ve Lobi Faaliyetleri'', ikinci bölümü ''Türkiye Genel Görünümü'' üçüncü bölümü ise katılımcının yer almayı tercih ettiği bölgesel oturuma göre düzenlendi.
Anket katılımcıları arasında yurtdışında yaşayan ve Türkiye'de ticari faaliyetlerini gerçekleştirip yurtdışında iş yapan Türk işadamlarının yüzde 44,9'u, yurtdışında Türk ekonomisi ve Türk malına ilişkin yerleşik bir imaj olduğu kanısına katılmazken, buna karşılık yüzde 35,7'lik bir kesim, Türk malına ilişkin olumlu bir imajın, yüzde 19,4'lük kesim ise olumsuz bir imajın hakim olduğuna inanıyor.
Türk işadamları, Türkiye'nin yurtdışında ihracat konusunda yakalayacağı başarının, markalaşma ve imaj yaratma yoluyla gerçek anlamda gerçekleşebileceğini, aksi takdirde, yıllar geçtikçe, bazı istisnalar dışında, yurtdışındaki işadamları açısından iş hayatında bir kısır döngü yaşanmasının muhtemel olduğunu kaydediyor.
Bölgeler bazında Türk malına ve imajına ilişkin yorumlara bakıldığında, Asya Pasifik bölgesinde Türk imajının varlığı konusunda girişimcilerin yüzde 76,9'u yerleşmiş bir imajın mevcut olmadığını ifade ederken, Avrupa'daki girişimcilerin yüzde 41,5'i ise genel olarak olumlu bir imajın mevcut olduğunu dile getirdi.
Türk işadamları birbirine destek olamıyor
Bireysel girişimciliğin yanı sıra Türk iş dünyası temsilcilerinin birbirine destek olarak işbirliği olanaklarını değerlendirme oranını ve bu noktadan doğabilecek sinerji ortamının mevcudiyetini sorgulayan DEİK anketine göre, 233 katılımcının yüzde 54,2'si Türklerin dağınık bir görünüm sergilediğini, ortak hareket edemediğini, yüzde 22,9'u Türklerin olanakları değerlendirdiğini, işbirliği içerisinde çalıştığını ve birlikte hareket edebildiğini düşünürken, yüzde 22,9'u temsil eden bir kesim de işbirliğine yönelik belirli çabalar olmasına karşın yeterli ya da yetersiz yorumunu yapamadığını kaydetti.
Ankette yer alan ''Türkiye'nin 2009 yılında dış politika konusunda öncelikleri ne olmalıdır?'' sorusuna katılımcıların yüzde 19,8'i AB üyeliğine, yüzde 19,3'ü Rusya ilişkilerine, yüzde 15,3'ü ABD'nin Irak'tan çekilmesi ve Kuzey Irak sorununa, yüzde 13,2'si Afrika ve Latin Amerika'ya ekonomik anlamda yapılacak açılımlara, yüzde 9,7'si Kıbrıs sorununa, yüzde 8,8'i Kafkasya'ya, yüzde 7,4'si ''sözde Ermeni soykırımına'' yüzde 6,5'i ise İsrail-Filistin sorununa eğilmeli görüşünü ifade etti.
Türk lobisi yurtdışında yeterince etkin mi?
DEİK anketinde yer alan ''Türk lobisinin yurtdışında yeterince etkin olduğuna inanıyor musunuz?'' sorusuna katılımcıların yüzde 75,8'i, Türk lobisinin yurtdışında yeterli güce ve etkinliğe sahip olmadığı yanıtını verdi.
Diğer taraftan katılımcıların yüzde 16,6'sı Türk lobisinin yeterli düzeyde etkin olduğundan emin olmadığını belirtti.
Genel anlamda Türk lobisinin etkin olmadığına ilişkin hakim görüş bölgeler bazında incelendiğinde, Asya Pasifik bölgesinde yaşayan Türklerin lobi çalışmalarından memnuniyetsiz olduğu ortaya çıkarken, Amerika'daki işadamlarının yarısı lobi çalışmalarının etkisiz olduğunu, aynı orandaki diğer bir kısmı ise bu konuda kararsız olduğunu dile getirdi.
Anketin yanına işadamları tarafından eklenen notlara göre, Türkiye temsilciliklerine başvuran işadamlarının büyük bir çoğunluğu, temsilciliklerde kendileri ile ilgilenilmeyeceği yönünde bir inanışa sahip bulunuyor ve bu inanışın kırılmasının, ortak hedeflere yönelme adına birçok engelin aşılmasına aracılık edeceğini düşünüyor.
Anket katılımcılarının yüzde 49,8'i yurtdışındaki Türk temsilciliklerinin faaliyet alanının geliştirilmesi ve etkinliğinin artırılması gerektiğine inanıyor.
"'Krizden etkilenmedik' diyenler yüzde 1,7"
Türk iş dünyasına yönelik olarak DEİK tarafından gerçekleştirilen ankete yanıt veren 233 kişinin yüzde 58,6'sı, Türkiye ekonomisinin 2009 yılında en az yüzde 1 oranında küçüleceğine inanıyor.
Ekonomik rakamlar konusunda yorum yapan Türk iş dünyası mensupları arasında bulunan yüzde 17,2'lik bir kesim, ekonominin yüzde 0,1 ila 1 aralığında büyüyeceğini, yüzde 14,5'i ekonominin yüzde 1'den daha fazla büyüyeceğini, yüzde 9,7'si ise büyüme ya da daralmanın yaşanmayacağını ifade etti.
Türkiye'nin krizden kurtulmak için hangi önlemleri alması gerektiğine ilişkin olarak katılımcıların yanıt verdiği soruda, yanıtların yüzde 38,7'si, krizin reçetesinin, iş gücü üzerindeki vergilerin kaldırılması, enerji fiyatlarının düşürülmesi gibi yöntemlerle üretim maliyetlerinin azaltılarak sanayiciye destek sağlanmasında gizli olduğunu ifade etti.
Bunun yanında katılımcıların yüzde 25,4'ü ''tüketim vergilerinin kaldırılması gibi yollarla tüketiciye destek sağlanmalı'', yüzde 23,7'si ''iç tüketime destek verilmeli'', yüzde 11,8'i ''IMF ile anlaşılmalı'' görüşünü ifade ederken, katılımcıların yüzde 0,4'ü ise herhangi bir önleme gerek olmadığını, Türkiye'nin krizden etkilenmediğini dile getirdi.
Türk iş dünyası temsilcilerinin yüzde 57,5'i Türk ekonomisinin 2010 yılından itibaren kendisini toparlamaya başlayacağını ifade etti.
Buna karşılık yüzde 23,6'lık bir kesim ise iyileşmenin ancak 2011 yılında itibaren başlayabileceğini düşünürken, ''iyileşme bu yıl içerisinde başlar'' diyenlerin oranı ise yüzde 17,2 iken, Türkiye'nin krizden etkilenmediği kanısında olanlar da yüzde 1,7'ler seviyesinde gerçekleşti.