Dünya Hapisteki Yazarlar Günü’nde ortak mesaj: Gitmiyoruz, buradayız
15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü için bir araya gelen yazar, yayıncı ve basın örgütleri ortak bir basın toplantısı düzenledi
cumhuriyet.com.trUluslararası PEN’in tutuklu yazarların durumuna dikkat çekmek için belirlediği 15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü’nde PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) her yıl düzenlediği basın toplantısına bu yıl basın örgütlerinden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve DİSK Basın-İş de katıldı. Toplantıyı açan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, Uluslararası PEN’in bu yıl dikkat çektiği yazarlar Ahmed Naji (Mısır), Cesario Alejandro Felix Padilla Figueroa (Honduras), Dareen Tatour (İsrail), Gui Minhagi (Çin), Aslı Erdoğan (Türkiye) ile ilgili bilgi verdi. Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ın henüz iddianameleri yazılmadan tutuklu bekletildiklerini, Alpay’ın iki davadan birden ceza almasından endişe ettiklerini, tutuklu gazetecilerin güncel listesini tutan Platform 24’e göre sayının 144’e çıktığını belirtti.
‘Hukuksuzluk şiddeti’
PEN Türkiye Merkezi Başkanı Zeynep Oral, “Sanılmasın ki dünyanın her ülkesinde hapiste yazarlar var. Gerçek demokrasilerde böyle bir şey yok. Sadece totaliter, demokrasinin çalışmadığı, kuvvetler ayrımının işlemediği ülkelerde bu durum var. Çin, Nikaragua ve Türkiye hapse atmak konusunda birbirleriyle yarışıyorlar. ‘Neden Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’dan başka isimlerden söz edilmiyor’ sorusuna cevabımız net. Çünkü onlar artık bir simge, arkalarındaki 144 kişinin her biri bizim için çok değerli, her biri için mücadele veriyoruz. Cumhuriyet gazetecisi tutuklu 10 yazar ve yöneticisinin durumuna değinen Oral, “İçeride olmalarının vakıf davasıyla hiçbir ilgisi olmadığını, tamamen siyasi nedenle tutulduklarını hepimiz biliyoruz. Bu ‘ya bendensin ya düşmandan, bitaraf olan bertaraf olur’ zihniyetinin bir parçasıdır. Biz defolup gitmeyeceğiz, buradayız. Yıllardır şiddetten yakınıyoruz, bu da hukuksuzluğun şiddeti. Hukuksuzluğun alıp başını gitmemesi için, hapishanelerden gelen işkence söylentileri için, sahipsiz bırakmamak için haykırmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘Birliktelik genişlemeli’
TGC Başkanı Turgay Olcayto, yurtdışındaki meslek örgütlerinin hem sendikaların hem de TGC’nin yanında olduklarını, yazar ve yayıncı örgütleriyle birlikte mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti, “Gazetecilik, yazarlık suç değildir” dedi.
ÇGD Başkanı Uğur Güç, genel seçimden sonra toplumun büyük bir savaşın içine çekildiğini, Haber Nöbeti’ni örgütleyerek karartılan kentlerdeki haberleri ülke gündemine taşıdıklarını, Özgür Gündem gazetesine yönelik çok sayıda saldırı ve davalara karşı dayanışmak için “nöbetçi yayın yönetmenliği”ni başlattıklarını, bunlara yüzün üzerinde gazetecinin katıldığını belirtti. TYS Başkanı Mustafa Köz ise, daha çok örgütün yan yana durarak mücadele etmesi, birlikteliğin genişlemesinin öneminden, geleceğe bu dönemle ilgili belgeler bırakılması ve belleğin yok edilmemesi gerektiğinden söz ederken; DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, Basın Özgürlüğü Almanağı hazırlarken durumun vahametini daha açıkça gördüklerini, bir gazeteci gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı, erişim yasağı olmayan tek bir günün geçmediğini söyleyerek, içeridekilere yalnız olmadıkları mesajını gönderdi.
‘Çetele’si tutuluyor
Evrensel Yayınları’ndan dinleyiciler arasında bulunan Cavit Nacitarhan, söz alarak yayınevinin fiili kapatılmasıyla ilgili bilgi aktardı. Evrensel Basım Yayın’a ait dergilerin kapatıldığını, banka hesaplarının, arabaların ve deponun bloke edildiğini söyledi. Düşünce Suçu’na Karşı Girişim’den Şanar Yurdatapan, ifade özgürlüğü ihlali içeren davalarla ilgili “Çetele” isimli bir veritabanı oluşturduklarını ve sürekli güncellediklerini, www.dusunthink. net ve Düşünce Suçları Müzesi web sitelerinden bilgileri yayımladıklarını aktardı. Veysel Ok ise P24’ün iki dilde yayımlanan Olağanüstü Hal Gazetecilik Raporu’yla ilgili bilgi verdi.
Her yıl 15 Kasım’da Dünya Hapisteki Yazarlar Günü’nü anmak amacıyla dünya genelinde “sadece kendilerini ifade ettikleri için haksız tutuklamalar, saldırılar, taciz ve şiddetle karşı karşıya kalan yazarlar” için kampanya yürüten PEN bu yılki kampanyasını Türkiye’den Aslı Erdoğan, Mısır’dan Ahmed Naji, Honduras’tan Cesario Alejandro Félix Padilla Figueroa, İsrail’den Dareen Tatour ve Çin’den Gui Minhai için düzenliyor. Kampanya kapsamında dünyaca ünlü yazarlar Margaret Atwood, Hanan Al Shaykh, Gioconda Belli, Jennifer Clement ve Salil Tripathi, beş yazarla dayanışmak amacıyla birer mektup kaleme aldı. Margaret Atwood’un Aslı Erdoğan’a yazdığı mektupta şu ifadeler yer alıyor: “Sevgili Aslı Erdoğan bugün parmaklıklar ardındaki 91. günün. Sana bu mektubu, hapisteki beton duvarların, gardiyanların, dikenli tellerin, kilitlerin ardında olsan da sesini duyduğumuzu söylemek için yazıyorum. Sözcüklerin hâlâ özgürlük ve ifade hürriyeti hakkı adına mücadeleye yön vermeye devam ediyor. Senin gibi, ben ve birçok diğer yazar da edebiyatın adalet arayışına ilham verebileceğine, hoşgörüyü yeşertebileceğine, insanların sempati ve anlayışını derinleştirebileceğine inanıyoruz. Hapishanede olsan da yalnız değilsin: Özgürlüğün için savaş veren dünya genelindeki tüm PEN yazarlar topluluğu senin yanında. Çok yakında özgür olacağına inanıyorum. Umarım korku ve sansür olmaksızın yazıp konuşabileceğin bir Türkiye’de bulursun kendini, düşünce ve fikir çeşitliliğinin övüldüğü bir Türkiye’de. Umarım sınırlarının çok ötesinde hayranları olan yetenekli düşünürlerinin, yazarlarının ve sanatçılarının sesleriyle gurur duyan bir Türkiye’de yaşarsın. Umarım demokrasisiyle gurur duyan bir Türkiye’de yaşarsın, seninkiler gibi seslerle gurur duyan bir Türkiye’de. Sana umudumuzu ve en sıcak dileklerimizi yolluyoruz ve hep seni düşünüyoruz. Margaret Atwood” |