"Dünün mağdurları bugünün zenginleri"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Yüzleri kızarmadan milletin yanında oldukları yalanlarını söyleyenler, artık itibarlarını ve inandırıcılıklarını iyice yitirmişlerdir. Dünün mağdurları, yolsuzluklarla bugünün zenginleri olmuştur'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Bahçeli, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde partisinin İl Kadın Kolları tarafından düzenlenen ''Bu Seçime Hanım Eli Değecek'' konulu toplantıda, siyasetin, çatışma eksenine hapsedilmesi, kamplaşmayı, ayrışmayı, kavgayı, besleyen, tetikleyen ve hatta önceliğini alan bir yapıya bürünmesi durumunda, çok tehlikeli durumla karşılaşmanın kaçınılmaz olacağını söyledi.

Muhalefeti örselemeye çalışan, baskıyı artıran, önüne geleni tehdit eden, tahammülsüz, vicdansız bir siyasi yönetimin götüreceği yerin kaos, kargaşa, öfke ve sonunda da felaket olacağını belirten Bahçeli, şöyle konuştu:

''Türkiye, böyle bir yönetim altında can çekişiyor ve hırpalanıyor. Adalet duyguları, milli duygular derin yara almıştır. Farklılıklar övülmüş, birlik ruhu derin bir yara almıştır. Değişim istekleri dillendirilmiş, milli değerlerimiz rencide edilmiştir. 'İleri demokrasi' denilmiş, demokrasinin kötürüm kalması için her şey yapılmıştır. Daha fazla özgürlük yalanlarıyla aldatma ve kandırmada sınır tanınmamıştır. Üstünlerin hukukuna son verileceği söylenmiş, kişilerin hukuku kurumsallaştırılmıştır.''

Bahçeli, Türkiye'nin uçurumun kenarında ve raydan çıkmak üzere olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:

''Türk milletinin asırları aşan milli kabullerine sırt çevirenler, devlet kaynaklarını hortumlayarak imtiyazlı olmaya çalışanlar, Türk'ü içine sindiremeyenler ve istismar etmedik bir değer bırakmayanlar, kol kola girerek geleceğimizi karartmaya çalışmaktadırlar. Yüzleri kızarmadan milletin yanında oldukları yalanlarını söyleyenler, artık itibarlarını ve inandırıcılıklarını iyice yitirmişlerdir. Dünün mağdurları, yolsuzluklarla bugünün zenginleri olmuştur. Milleti unutmuşlar kendi sefahatlerine ve rahatlarına odaklanmışlardır. Ülkemiz, ağır bir krize uğramış büyük sıkıntılarla karşılaşmış, darboğazlara düşmüş, siyasi sorumluluk mertebesinde bulunanlar ise bundan zerre kadar hicap duymamışlardır.

Milletimizin ve sizlerin omuzuna yüklenen bedellerle yanlış, çarpık ve başarısız bir yönetimin faturasına herkes ortak edilmiştir. Türkiye kaybetmiş, menfaat çeteleri kazanmıştır. Yoksullar kaybetmiş, hırsızların cebi dolmuştur. Vatandaşlarımız işsiz kalmış, hanedan için her şey güllük gülistanlık olmuştur. Türk milletinin sırtında adeta kene gibi kan emen, alın teri dökmeden haksızlıklarla helal kazançlara el uzatanlar için hazin son inşallah çok yakındır. O da 12 Haziran'daki seçim sandığından başkası değildir. Karanlık bilançonun hesabı, muhataplarının önüne konulacaktır.''
 

''Her kadın bizim için azizdir"

Seçim sürecinde kadınlara büyük iş düştüğünü vurgulayan MHP lideri Bahçeli, ''ağzı bozuk, kirli siyasetçilere hadlerini bildireceklerin yine kadınlar olacağını'' ifade etti.
Son dönemlerde, kadınlara yönelik şiddette büyük bir artış gözlemlendiğini ileri süren Bahçeli, her gün medyada bir kadının katledilmesini içi sızlayarak takip ettiğini söyledi.
Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

''Ne hazindir ki ileri demokrasinin zırvasının dillendirildiği ülkemizde, kadınlarımız hunharca öldürülmektir. Taciz, tecavüz olayları inanılmaz derecede artmıştır. Türkiye son derece trajik ve endişe edici manzara ile karşı karşıyadır. İlave olarak namus ve töre gerekçelerini ileri sürerek ölüm kusan alçakların katillerin genç kızlarımızı vicdansızlıkla katlettikleri ortadadır. Aşiret bağlarını aşamamış, insanlık değerlerinden nasibini alamamış, geri, ilkel, köhne, sosyal ilişkiler kapsamında öldürmenin kan dökmenin mazeretlerini üretenlerle kararlı ve sistemli bir mücadele yapılmalıdır. Kadına yönelik şiddet ve taciz konusunda herkesin ayağa kalkması gerekirken, siyasi iktidarın kılı bile kıpırdamamaktadır. Her kadın bizim için azizdir. İnancımız, kadınını her şeyin üstüne koymuştur. Kadına, şiddetin kabından taştığı bir yerde, demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Kadınlarımız, bizim onurumuz şeref ve haysiyetimizdir. Düzenin iyiliğin sıcaklığın ve zarafetin adresidir. Kadınların korunması ve desteklenmesi çok hayatidir el üstünde tutulmaları gerekir.''

 

'Hangi hesabı sordunuz?'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yenişehir ilçe meydanında düzenlenen mitingde, son yapılan araştırmalarda nüfusun yüzde 20'sini temsil eden en yoksulla, yüzde 20'sini temsil eden en zengin arasındaki gelir farkının mevcut iktidar döneminde 8,5 kat arttığını ileri sürdü. Bir grup yurttaş halen yoksullukla hayatını sürdürmenin mücadelesini verirken, bazılarının 8,5 kat artışla zenginliğine zenginlik kattığını iddia eden Bahçeli, şöyle konuştu: ''Bu nedenle bunları iyi değerlendirmek lazım. Tek başınıza iktidarsınız. Ne istiyorsanız getirirsiniz. Nitekim Anayasa'yı getirdiniz, 28 maddeyle getirdiniz. 336 milletvekilinin desteğiyle Anayasa değişikliğini yaptınız, yetmedi referanduma gittiniz. Kömürle, yalanla, dolanla referandumda da başarı sağladınız. Peki Anayasa değişikliği yaptınız da ne oldu? 28 maddenin içinde hangi sözleri verdiniz de yerine getirdiniz? Bunları da düşünmek lazım. Hani, '12 Eylül ara rejimini, ihtilalini yapanlardan hesap soracağız' diyordunuz, 12 eylül nere şimdiki nere, hangi hesabı sordunuz?''
 

Anayasa değişikliği

Bahçeli, Anayasa değişikliği ile gizli gündem ortaya çıkarıldığını öne sürerek, ''Bunlardan biri Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmek oldu. Sonuç, Anayasa Mahkemesini AKP'leştirdiniz. Kendinizi Yüce Divan'dan koruyacağınızı sanıyorsunuz'' dedi. İktidarın, bir taraftan da HSYK'yi değiştirerek, sayısını ve niteliğini değiştirerek siyasallaştırdığını ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti: ''70'in üzerinde yargıya, Danıştaya ve mahkemelere yandaşlarınızı atayarak, her türlü yolsuzluktan, rüşvetten, bir gün yargı önünde hesap vermekten kendinizi kurtardığınızı sanıyorsunuz. Bu ikisinde de istediğinizi yaptınız. Ama bir gün gelecek ne Yüce Divan'dan kendini kurtaracaksın ne de yolsuzlukların hesabını vermekten. Özellikle AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımızın çok düşünmesi lazım. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yöneticileri, dün at arabaları yokken bugün dörder çekerli ciplerle dolaşıyorlar. Hanedanlar çoğaldı. Ortadoğu'nun sultanı, Türkiye'nin padişahı, tek adamı olmaya heveslendin. Başka ne yaptın Sayın Recep Tayyip Erdoğan? Onun için bu seçimler çok önemli.''

'Bunlar ağlamamalıdır. Sızlanmamalı, mağdur rolü oynamamalıdır'

MHP lideri, bazı televizyon programlarında, konuşmacıların ''Tek adam rolünde Başbakan'a soru sorduğunu'' belirterek, burada toz pembe bir Türkiye'nin anlatıldığını öne sürdü. Güllük gülistanlık olunmadığını iddia eden Bahçeli, ''Ya Recep Tayyip Erdoğan doğru söylüyor, millet yalan söylüyor; ya da millet doğru söylüyor, Recep Tayyip Erdoğan yalan söylüyor. Buna karar vermenin günü belli, o da 12 Hazirandır. Bir kavşaktayız, bir yol ayrımındayız'' diye konuştu.

Bahçeli, Erdoğan'ın sürekli ''Bizi millet getirdi'' dediğini vurgulayarak, şunları söyledi: ''Doğru, bir defa değil 2 defa getirdi. Millet getirdi ama millet de götürmesini bilir. Bunun günü ne olmalı diye sorduğumuzda 12 Haziran olmalıdır. Millet bunları götürmelidir. Bunlar ağlamamalıdır. Sızlamamalı, mağdur rolü oynamamalıdır. İktidarları millet getirmeli millet götürmelidir. Ara rejimle iktidarlara el koyup, bu adamları tekrar mağdur hale getirip milletin huzurunda ağlatmamalı. Sayın Başbakan, sık sık 36 etnik gruptan bahsetti. Zaman zaman bu grubu saymaya kalkıştı. Cumhuriyet döneminde yepyeni bir devlet kuruldu. Misak-ı Milli hudutları içinde kalan vatandaşlarımızla bu devlet 87 yıldan bu yana yaşatılma gayreti içindedir. Şimdi bir arada ve birlikte yaşama varken, geleceğimizi düşünmek varken, neden 36 etnik unsura bölünme ihtiyacı hissediliyor ve sık tekrarlanıyor?''

Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Osmanlı cihan devletinin enkazı üzerine kurulmuş bağımsız bir Türk devleti olduğunu belirten Bahçeli, öyle bir devlet kurulurken Osmanlı'nın yıkım sürecinin başladığı bir dönemde hüküm sürdüğü toprağın 4 milyon kilometrekare olduğunu anlattı.

'Bin yıllık kardeşlik bir zedelenirse, millet birbirine düşerse...'

Daha sonra küçülme yaşandığını ve Türkiye'nin bugünkü 780 bin kilometrekareye sıkışıp kaldığını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti: ''Toprak kaybedişiyle beraber bu topraklardaki milletimiz, Türkiye'ye doğru yöneldi. Balkanlar'dan dalga dalga soydaşlarımız geldi. Dolayısıyla kaybedilen topraklarda yaşama hakkını yitirenler bir yerde buluştu ve Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmanın gayreti içine girdi. Şimdi kalkıp da bunları Bulgaristan'dan gelenler, Batı Trakya'dan gelenler, Boşnaklar, Arnavutlar diyerek ayırmanın kime ne faydası var? Bunları tek tek sayarak tekrarlamanın ne faydası var? Halen Türkiye'de etnik kökenli bölücülük devam ediyor. Şimdi ne olacak? Birçok esnaf var. Hangi etnik kökenden olursa olsun bunları ayırt ederek komşuluğu bölmenin, vatandaşı etnik husumet içine sokmanın kime ne faydası var? Nitekim Türkiye'de 4 milyona yakın gelin ve oğlan tarafı olmak üzere yuvalar kurulmuş, kimisi Türk kimisi Kürt kökenli... Mutluluk içinde yaşıyorlar. Üçer, dörder, beşer çocuğa alışmışlar. Şimdi Türk-Kürt ayrımı yaptığımızda, hadi diyelim, gelin baba evine gitti, oğlan evi terk etti. Peki bu dört çocuk nereye gidecek? Bunların hangisini Türk, hangisini Kürt diye ayıracaksınız?''

Bahçeli, iktidarın yanlış hareket ettiğini ileri sürerek, ''Demokratik Açılım zırvasıyla Türkiye'yi yıkıma ihanete nasıl sürükleyebilirsiniz? İyi bir politika uygularsınız işsizliği bitirebilirsiniz, yoksulluğu kaldırırsınız ama bin yıllık kardeşlik bir zedelenirse, millet birbirine düşerse o zaman bunun telafisi mümkün olmaz. Bu memlekette huzur, can ve mal güvenliği, istikrar kalmaz'' dedi. MHP lideri, İstanbul'da yakılan araçlarla ilgili şunları söyledi: ''Şimdi bir düşünün, İstanbul'dasınız. Allah lütfetmiş beş on kuruş kazanıyorsunuz. Kazandığınıza banka kredisi ilave ediyorsunuz ve bir taksi alıyorsunuz, minibüs ya da otobüs alıyorsunuz. Akşam eve geliyorsunuz. Çoluk çocukla sofrada oturuyorsunuz. Allah'ın verdiği nimeti yiyeceğiniz sırada dışarda bir gürültü. Nedir diye bakıyorsunuz, kimin arabası? Bir bakıyor ki, kendi arabası. 18 günde Hüsnü Mübarek, bir meydanda toplanılması sonucunda iktidardan oldu. 18 günde İstanbul'da yanan araba; minibüsü, otobüsü, taksisiyle 80'i buldu. Bir tane araba yanmamış, bir tane insan ölmemiş. Buna rağmen yoksulluk ve geçim darlığından dolayı, 31 yıl iktidarda bulunan bir diktatör görevden alınıyor. Türkiye kan gölünde ama 'ileri demokrasi' palavralarıyla milletimizi aldatıyorlar.''

'Sayın Başbakan neredesin? Havadasın'

Devlet Bahçeli, Şırnak, Şemdinli, Yüksekova ve Hakkari'de valilerin, kaymakamların cesaret edip sokağa çıkamadığını iddia ederek, sokakta terörist PKK yanlılarıyla, emniyet güçlerinin bulunduğunu söyledi. Bölgede havalar kararmaya başladığından itibaren ayaklanma provaları yapıldığını öne süren Bahçeli, şunları kaydetti: ''Güvenlik güçleri, sabaha kadar müdahale ediyor. Sayın Başbakan neredesin? Havadasın. Dün Rusya'daydın geldin, Suudi Arabistan'a gittin. Yarın nereye gideceğin belli değil. İçişleri Bakanı, mücadeleyi polis kardeşlerine bırakmışsın ortada yoksun. O zaman bu ülke nereye gidiyor, bunu düşünmek lazım. Bunun için bu parti meselesi olmaktan çıkmıştır. Bir millet, ülke meselesi haline gelmiştir. Bu iktidardan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Bu iktidar bitmiştir, tükenmiştir. Bu iktidar, yıkım projesiyle ihanete doğru gitmektedir. AKP'den Türkiye'yi kurtarmak lazımdır. Elinizde fırsat var.'' Bahçeli, mitingin ardından İnegöl ilçesine gitti.