DTP'li Ayna'dan İzmir tepkisi
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, İzmir'de partisinin konvoyuna yapılan saldırıya ilişkin, ''Resmi ideoloji; tekliği, tekçiliği, farklılığın yok sayılmasını enjekte ediyor'' dedi.
cumhuriyet.com.trPartisinin grup toplantısında, İzmir'de DTP konvoyuna yapılan saldırıya değinen DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, saldırının nedeninin iyi irdelenmesi gerektiğini ifade etti.
''Niye Türkiye toplumu, bugün devletin resmi ideolojisine, muhalefete bu kadar kapalıdır? Neden farklılıkları bu kadar reddeder durumdadır?'' diye soran Ayna, şunları söyledi:
''Çünkü resmi ideoloji 6-7 yaşından başlayarak bunu enjekte ediyor. Tekliği, tekçiliği, farklılığın yok sayılmasını enjekte ediyor. Bugün farklı olanlar mücadelelerini büyüttükçe, kamuoyuna mal oldukça, bu eğitim sistemiyle gelişmiş, büyümüş olan Türkiye toplumu bir travma yaşıyor. Bu travmanın değişebilmesi, çözülebilmesinin tek yolu; bir bütün eğitim sisteminin değişmesi, bir bütün Türkiye tarihinin yeniden yazılmasıdır. Bir bütün anayasanın yeniden yazılmasıdır. Tekçi, resmi ideolojinin bir bütün değişmesidir. Bu değiştiği zaman Türkiye Cumhuriyeti çoğulcu, demokratik, sivil topluma dönüşecektir ve artık ne İzmir'de farklı bir düşünceyi belirten, farklı bir düşünceyi örgütlemeye çalışan, farklılığını göstermeye çalışan bir konvoya saldırı olur, ne de Türkiye'de düşüncelerini ifade ettikleri için gözaltına alınır, insanlar tutuklanır, hatta öldürülür. Biz geleceğin Türkiye'sinin böyle olacağına inanıyoruz. Böyle bir gücümüz olduğunu biliyoruz.''
Kadına uygulanan şiddet
Ayna, yarın Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olduğunu hatırlatarak, bu nedenle grup toplantılarını bu konuya ayırdıklarını söyledi.
Emine Ayna, kadına yönelik şiddetin, erkek egemenlikli tüm sistemlerde uygulanan en yaygın, en kapsamlı bir şiddet türü ve insan hakları ihlali olduğunu ifade etti.
Kadına karşı uygulanan aile içi şiddetin, geleneksel olarak, hoşgörüyle karşılandığını, kabul edilebilir bir olgu olarak gösterildiğini savunan Ayna, devlet kaynaklı şiddetin ise yine devletin gücü kullanılarak hasır altı edildiğini öne sürdü.
Ayna, devletlerin, kadınları şiddete karşı korumak için, en geniş şekliyle yasal, siyasal, idari ve kültürel tedbir alması ve bunun için gereken faaliyetlerde kullanılmak üzere bütçede yeterli ödeneği ayırması gerektiğini söyledi.
Avrupa Komisyonu belgelerinde de kadına yönelik şiddetle mücadelenin sorumluluğunun devlete verildiğinin altını çizen Ayna, ''Kadına yönelik şiddetin özel bir sorun olmaktan çıkartılarak, acilen çözülmesi gereken sosyal ve kamusal bir sorun olduğu vurgulanan bu belgelerde, devlet sorumlu ve görevli kılınmıştır. Bütün bu uluslararası belgelere rağmen ne yazık ki hala kadına yönelik şiddet, dünyanın her yerinde, en yaygın ve en az cezalandırılan suç olmaya devam etmektedir'' diye konuştu.
Sorun evrensel
Kadına yönelik şiddetin, evrensel bir sorun olduğunu vurgulayan Ayna, şunları söyledi:
''Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmalar, kadına yönelik şiddet suçunun, dünyanın her yerinde, en yaygın suç türü olduğunu göstermektedir. Bunla birlikte, kadına yönelik şiddet, dünyanın her yerinde, en az cezalandırılan suç olmaya devam ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her 3 kadından biri, yaklaşık 1 milyar kadın, hayatının bir döneminde cinsiyetinden kaynaklı şiddete maruz kalıyor. Bunu yapan da genellikle ya ailesinden biri, ya da tanıdığı. Öldürülen kadınların yüzde 70'inin katili, erkek partnerleri.''
Türkiye'de de durumun, dünya genelinden çok farklı olmadığını dile getiren Ayna, kadına yönelik tüm şiddet türlerinin, Türkiye'de de yaygın olarak yaşandığını ve büyük ölçüde cezasız kaldığını ileri sürdü.
Ayna, yapılan araştırmaya göre evli kadınların yüzde 39'unun fiziksel şiddet, yüzde 15'nin cinsel şiddet, yüzde 42'sinin fiziksel ve cinsel şiddet, yüzde 44'ünün duygusal şiddet gördüğünü belirtti. Ayna, Türkiye'de kadına karşı uygulanan şiddetle ilgili araştırmaların da yetersiz olduğuna dikkati çekti.
"Şiddet, katliam boyutuna ulaştı"
''Kadına yönelik şiddetin boyutlarının katliam düzeyine ulaştığını'' ifade eden Ayna, ''Gün geçmiyor ki hunharca öldürülen bir kadın cinayeti duymayalım. Kıskançlık, töre, namus ve daha bir çok bahane ile her gün kadınlar öldürülüyor'' dedi.
Türkiye'de her gün ortalama 4 kadının katledildiğini belirten Ayna, medyanın hâlâ kadına yönelik cinayetlerle ilgili haberleri 'namus, kıskançlık, tahrik, töre' gibi kavramlarla birlikte sunduğunu söyledi.
Türkiye'de son yıllarda, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yasalar düzeyinde önemli adımlar atıldığını ifade eden Ayna, ancak yasalarda hala değişiklik ihtiyacı bulunduğunu bildirdi.
Emine Ayna, devletin, sadece gözaltında işlenen cinsel şiddet suçları konusunda değil, genel olarak, kadına yönelik cinsel suçlar konusunda sorumlu bir tutum içerisinde olmadığını söyledi.