"DSP, CHP'ye katılmalı"

DSP Parti Meclisi üyesi Erol Al, yaptığı açıklamada kendisiyle birlikte DSP'nin pek çok örgütündeki yönetici arkadaşlarının benimsediği düşünceleri açıkça ortaya koymanın zamanı geldiğini belirterek "Vakit kaybedecek lüksümüz yoktur. DSP'nin kuruluş dönemindeki şartlar ortadan kalkmış, partimiz, misyonunu büyük ölçüde tamamlamıştır. Bugünkü şartlar, CHP ile gerçek anlamda birleşme ve bütünleşmeyi gerektirmektedir" dedi.

2011 genel seçimlerinin, herkes için büyük bir sınav olduğunu, bu sınavı başarıyla vererek demokratik sol-sosyal demokrat iktidara ulaşmanın öncelikli görevleri olduğunu vurgulayan Al, "Bu amaca ancak, CHP ve DSP'nin inançlı kadrolarının, hiçbir kişisel çıkar beklentisi olmaksızın kucaklaşarak, iç içe geçerek yaratacağı sinerjiyle ulaşılabilir" dedi.

"Alkışlanacak bütünleşme için pazarlık yapmalıyız"

Gelecek kuşaklara daha demokratik ve yaşanabilir bir Türkiye bırakılabilmesi için birleşme ve bütünleşmenin kaçınılmaz olduğuna işaret eden Al, şöyle devam etti:
"Birleşme ve bütünleşmeyi gerçek anlamda savunmak, aynı zamanda fedakarlığa hazır olmayı gerektirir. Bu noktada, 2011 seçimleri için fedakarlık yapmak bizlere düşer. Toplumumuzda umut ve güven uyandıracak, alkışlanacak bir bütünleşme sağlayabilmek için hiçbir şahsi çıkar beklentimiz olmadığını göstermeli ve asla pazarlık yapmamalıyız. Tek amacımız, ülkemizin ve toplumumuzun çıkarlarını korumak olmalıdır."

Al, geçmişte denenen seçim ittifakının da başarısızlığa mahkum olduğunu, bu başarısızlığın 2007 genel seçimlerindeki CHP-DSP seçim ittifakında açıkça görüldüğünü kaydederek şöyle dedi:

"CHP'nin 18 Aralık'ta toplanacak kurultayı, iki partinin bütünleşmesi açısından da bir milat olmalıdır. CHP yönetimi, sorumluluk bilinciyle hareket ederek CHP ve DSP örgütlerinin kardeşçe birleşmesinin önünü açmalı, bu amaçla konuyu 18 Aralık kurultayının gündemine alarak birleşmeye dönük iradesini ortaya koymalıdır. CHP Kurultayı, o zaman çok daha büyük bir değer ve anlam kazanabilir."