Dokunulmazlık tartışmasında AKP'den bir muhalif ses
AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, BDP ve bağımsız 10 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezlekelerin Meclis'e gelmesinin ardından milletvekilerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karşı olduğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trAKP Diyarbakır Miletvekili Galip Ensarioğlu, Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde PKK'lilerle kucaklaşan BDP'li ve bağımsız milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isteyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüş ayrılığını dile getirdi. Milletvekilerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının Türkiye'nin çıkarına mı, zararına mı diye tartışılması gerektiğini belirten Ensarioğlu, "Sayın Başbakan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'dır ve milletin beklentilerini, taleplerini karşılamakla mükelleftir. Bu anlamda önemli mevzuları, toplumdan karşılık bekleyen konuları tartışmaya açıyor. Bu mevzuda özellikle o kucaklaşma görüntüleri toplumda çok ciddi infiale yol açmıştır ve ardından bu dokunulmazlık mevzuları gündeme gelmiştir. Bunu tartışmaya açıyor. Dokunulmazlık konusunda her siyasi partinin farklı fikirleri var. CHP sadece kürsü dokunulmazlığı diyor, MHP terör konusundaki dokunulmazlıkları tamamen kaldıralım diyor" dedi.
'Dokunulmazlıkların kalkması ayrışmaya yol açar'
AKP Milletvekili Ensarioğlu, kendi içlerinde de bu konuyu tartıştıklarını belirterek, şöyle dedi: "Biz içimizde de bu mevzuyu tartışıyoruz. Ben dokunulmazlığın olması gerektiğini savunanlardanım. Bu mevzuda BDP'lilerin o kucaklaşmasında toplumda yarattığı gerginlik ve siyaset üretirken, maalesef çözüm üretmek yerine toplumu gerdikleri malum. Ama bütün bunlara rağmen bu dokunulmazlıkların kaldırılması ülkenin menfaatine mi zararına mı olur bunu tartışmak lazım. 1994'te kötü bir tercübe yaşadık. Hala 1994'teki kötü tercübenin tahribatını bu ülke silebilmiş değilken yeni baştan böyle bir görüntünün olması bölgede insanların 'acaba etnik kimliklerinden dolayı mı bu muameleye tabii tutuldukları' gibi bir şeye kapılmasına neden olur ve bu bir ayrışmayı ve bölgede gerginliği arttırır. Milletin temsilcileri yasama görevi yürütürken hiç bir kaygı ve korku içinde olmaması gerekir ve özgürce bu görevlerini ifa etmeleri gerekir. Ama bu hiç kimseye bir imtiyaz da sağlamıyor. Eğer bir suç işlemişseniz döneminiz bittiğinde bu suçun hesabını zaten veriyorsunuz. Ama yasama dönemi görevini yürütürken böyle bir kaygı içinde olmamanız gerekir. Çünkü bunun ardı arkası gelmeyebilir. Bu ucu açık bir şeydir. O yüzden ben dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı olduğumu söyledim. Ama benim gibi düşünmeyen de var. Bu konu tartışmaya açılmıştır sadece."
'Oyumun rengi bellidir'
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili Meclis'te oylama yapılması halinde kendi oyunun renginin belli olduğunu belirten Ensarioğlu, "Mesele benim değil. Ben düşüncemi açıkladıktan sonra benim oyumun rengi de bellidir. Ama mesele bu önemli mevzuların ülkenin geleceğini ilgilendiren ve bu sorunun çözümüne zarar verecek bir takım sorunları birlikte getirecekse bu anlamda tartışmak lazım. Yoksa bir şahsın oyunun ne olacağı çok önemli değil" dedi.
'Silahlı şiddet için propaganda malzemesi olur'
Ensarioğlu, 10 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının, silahlı şiddeti savunan PKK'nin silahlı şiddetine gerekçe oluşturmasında propaganda aracı olarak kullanacağını söyledi. Ensarioğlu, "Bugün Türkiye'nin demokratik ortamında silahlı şiddetin izah edilebilecek hiç bir tarafı yoktur. Türkiye'de bütün mevzularımızı, var olan sorunlarımızı siyaseten konuşabileceğimiz bir siyasi zemin mevcuttur. Ama örgüt her defasında bu gerginlikten faydalanarak silahlı şiddetine gerekçe oluşturuyordu. Siyasi alana yapılan bu tür müdahalelerde örgütün silahlı şiddetine gerekçe oluşturmasında bir propağanda aracı olarak kullanılır tabi ki" diye konuştu.
'Dokunulmazlıklarla ilgili partide farklı düşünceler var'
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili AKP içinde kendisi gibi düşünenlerin de bulunduğunu kaydeden Ensarioğlu, şunları söyledi: "AK Parti yüzde 50 oyu olan Türkiye'de bütün toplum kesimlerini temsil eden bir parti. Bu anlamda çok farklı düşünceler var. Benim gibi düşünenlerde var farklı düşünenlerde var. Bunun ülkeye ve bu sorunun çözümüne vereceği zararı düşünenler var, bunun doğru olmayacağını düşünenler var, kaldırılması gerektiğini düşünenler de var. Kürt, Türk fark etmez. Bu ülke neticede hepimizin. Bu ükede rahatsızlık yaratacaksa bundan herkes zarar görecek. O anlamda Batı'da da bir çok milletvekilleri farklı düşünüyor. Sadece Kürt milletvekili olarak değerlendirmemek lazım."
(Hürriyet)