Direnişin ruhu sahnede
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl “Gezi eylemlerine katıldıkları ve destek verdikleri” gerekçesiyle bazı tiyatrolara yardım yapmaması, yardım yaptığı tiyatrolardan da “genel ahlak kurallarına uygun oyunları sahnelemelerini” istemesi gündemdeyken destek alamayan tiyatrolardan Ankara Halk Tiyatrosu (AHT), bakanlığa tepkisini sanatın diliyle gösterecek.
Selda Güneysu / CumhuriyetBakanlık tarafından bu yıl destek alamayan tiyatrolardan biri de AHT. AHT, bu yıl perdelerini “Tanrı’yı sahneye taşıyan” iddialı oyunu “Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü” ile açtı. Ancak özel tiyatrolar üzerinden yaşanan tartışma, onları, “Gezi Parkı eylemlerini konu edinen bir oyunu sahneye taşımaya” itti. Şirin Öten’in yazdığı, Murat Demirbaş’ın yönettiği, Musa Arslanali ve Aykut Töleğen’in yönetmen yardımcılığını yaptığı oyunun müzikleri Onur Özmen imzasını taşıyor.
‘Sevmekten başka elimizde ne var?’
Töleğen, özel tiyatrolar üzerinden yaşanan tartışmaya “sahnenin diliyle” yanıt verme iddiasında olan “Başlangıç” adını taşıyan ve henüz prova aşamasında olan oyunu şöyle anlatıyor:
“İnsana, ağaca ve yeryüzündeki tüm canlılara olan aşkları, onların yolunu birleştirdi. Bizler, sokaklara dökülmemizin, özgürlüğümüzden olmamızın, ayrışmamızın nedeninin sevgisizlik olduğunu onlardan öğrendik. ‘İnsanların canını verdiği, gözlerini kaybettiği, sakat kaldığı bir ortamda âşık olmak, bunu ilan etmek de neyin nesi?’ diye soranlara hemen cevap verelim; bu belki de kurtuluşa giden yolun başlangıcı. Şairin dediği gibi ‘Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.’ Buna bütün kalbimizle inanıyoruz. Gezi Parkı Direnişi zalimliğe bir başkaldırıysa eğer, soruyoruz: Zalimlere karşı, sevmekten başka ne var elimizde?”
“Ağaçları sevdik, ağaçları sevdiği için zulüm görenleri sevdik; ezilenleri, haksızlığa uğrayanları sevdik ve sokaklara döküldük. Vatanımızı sevdik, elimizde bayraklarımızla sokaklara döküldük. Direniş boyunca şarkılarımız, halaylarımız, annelerimizin sevgisi nice kalbi yumuşattı. Evlerimizden annelerimiz, büyükbaba ve büyükannelerimiz koltuklarından sofralarında çıkıp, yanlarımıza geldi” diyen Töleğen, “Gezi’yi ve onun ruhunu yeniden özgürleştirmek için sahneye çıkacaklarını” ve “sahnede özgürleşeceklerini” belirtiyor.