'Dinlemeler silah gibi'

Hukukçular dinlemelerin muhaliflere karşı kullanıldığına dikkat çekti.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye’de hukuka aykırı dinlemelerin milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi gibi son derece genel ve esnek olarak yapıldığını belirten hukukçular, “İnsanlar, günü geldiğinde korkutulmak, sindirilmek ve cezalandırılmak istendiğinde hukuka aykırı dinlemeler sonucu elde edilen bilgiler servise sokuluyor” görüşünü dile getirdi.

İstanbul Barosu Başkanı avukat Doç. Dr. Ümit Kocasakal, telefon dinleme kararlarının muhalif kesimlere karşı adeta bir “silah” gibi kullanıldığına dikkat çekerek “Bu ‘silahı’ tutan özel yetkili mahkemeler. ‘Tutabilirsin’ diyen kim? HSYK. Bugün bu ‘silah’ rakipleri, muhalifleri vurur, yaralar. Yarın ise ‘silahı’ tutanı vurur” diye konuştu.

Kocasakal, “Ben dinlendiğim zaman nereye gideceğim? HSYK’ye. HYSK de iktidara bağlı hale geldi. Tazminat yolu da kapandı. Artık tazminatı devlete açabiliyorsunuz. Peki dinlenen kişi nereye gidecek? Gidebileceğinz bir yer yok. Bunun adı ‘ileri faşizm’dir. Çok karanlık ve vahim bir tablo” dedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay, “Bireylere devletin müdahalesinden korunmuş bir ‘özel yaşam alanı’ sağlanması, ülkenin siyasi rejimi ve devletin niteliği bakımından hassas bir göstergedir” diye konuştu.


‘Savcının suç unsuru’

Avukatlar Vakfı Başkanı Uğur Yetimoğlu, AİHS ve anayasayla güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ilkesinin, bu hakkı korumakla görevli yargıçlar ve savcıların hukuka aykırı keyfi uygulamalarıyla ihlal edildiğini belirtti. İletişimin tespitinin, CMK 135. maddede belirtilen koşulların varlığı halinde başvurulması gereken ikincil bir tedbir olduğunu vurgulayan Yetimoğlu, “Bizde, özel yetkili savcıların iddianamelerindeki tek delil kaynağıdır. İçeriği kolluk tarafından doldurulmak üzere hazırlanmış boş dinleme kararlarını hatırlayınız. Gazeteci Soner Yalçın hakkında ‘özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu’ işlediği iddiası ile iddianame düzenleyen özel yetkili savcının aynı iddianamede olayla ilgisi olmayan şahısların dinleme kayıtlarına yer verdiğini hatırlayınız” diye konuştu.


‘Her şey not ediliyor’

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğeretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Dikmen Caniklioğlu ise haberleşme hürriyetinin ve özel hayatın gizliliğinin esas olduğunu belirterek “Türkiye’de dinlemeler milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi gibi son derece genel ve esnek yorumlamaya açık olması nedeniyle yapılırken kişi güvenliği açısından her türlü tehdide açık bir hukuksuzluk sistemine dönüşmüştür. Totaliter ve otoriter rejimlerde kamu gücünün vatandaşını sindirmek için kullandığı her yöntem bugün Türkiye’de kullanılıyor. Değerlendirilebilecek her şey not edilirken günü geldiğinde korkutulmak, sindirilmek istendiğinde bilgiler servise sokuluyor” dedi.