Din dersinde Atatürk'e çarpık bakış
12. sınıf din kültürü dersi kitabında, Atatürk 'dindar' bir kişilik olarak gösterilirken zorunlu din dersi ulu önder üzerinden savunulmaya çalışılıyor.
cumhuriyet.com.trMilli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bu yıl ilk kez okutacağı 12. sınıf din kültürü dersi kitabında, Atatürk gençlere “çarpıtılarak” öğretilecek. Atatürk’ün, 1920’nin koşullarında İslamiyet ve din öğretimi konusunda söylediği kimi sözlerin vurgulandığı ve ulu önderin “dindar bir kişilik” olarak yansıtılmaya çalışıldığı kitapta; din derslerinin kaldırılmasına, Türkçe ibadet konusundaki çalışmalara ise değinilmiyor. MEB’in hazırladığı din kültürü dersi kitapları, bu yıl yine “tartışmalı” pek çok unsur içeriyor. 12. sınıf din kültürü kitabında, özellikle Atatürk’ün “dindar, zorunlu din dersi yanlısı” gibi gösterilmesi dikkat çekiyor.
Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube Özlük Hukuk Sekreteri, Din Kültürü Dersi Öğretmeni Mustafa Cemil Kılıç’ın hazırladığı “2008 - 2009 Eğitim - Öğretim Yılında Okutulacak Din Kültürü Ders Kitapları Raporu”nun ortaya koyduğu dikkat çekici tespitler özetle şöyle:
Bu yıl ilk kez okutulacak 12. sınıf din kültürü dersi kitabının 42. sayfasında yer alan “Dinlerde İbadetler” konusunda, İslamiyetteki temel ibadetler işlenirken sadece Sünni ibadete yer veriliyor.
‘Dindar Atatürk portresi’
12. sınıf kitabında “Atatürk ve Din Öğretimi” başlıklı bir başka üniteye de yer verilerek, Atatürk’ün “Kuran tefsiri ve tercümesi yaptırdığı, hadis kitaplarını tercüme ettirdiği, bu kitapları ücretsiz dağıttırdığı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurdurduğu” gibi bilgiler aktarılıyor. Ancak yine Atatürk’ün emriyle gerçekleştirilen Türkçe ezan, Türkçe namaz ve Türkçe Kuran gibi uygulamalardan söz edilmiyor. Konu kapsamında Atatürk’ün İslamiyet hakkındaki kimi sözlerine de yer verilirken, adeta “dindar Atatürk” portresi çizilmeye çalışılıyor. Oluşturulmak istenen bu portreye karşın Atatürk’ün dindar bir kimliğe sahip olmadığı bütün çevrelerce biliniyor. Aynı konuya ait bir başka bölümde ise “Atatürk’ün Okulda Din Öğretimine Verdiği Önem” başlığı altında, ulu önderin 1920’lerde dönemin koşulları gereği söylediği sözlere vurgu yapılırken; adeta zorunlu din dersine yönelik itirazlara Atatürk üzerinden yanıt verilmeye çalışılıyor. Gençlere Atatürk; “Bence bir defa her Müslüman İslami hükümleri bilmeye mecburdur. O halde okullarımızda zaten İslami hükümleri öğreteceğiz. / Hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her kişi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur” sözleriyle tanıtılıyor. Atatürk’ün söylediği kimi sözler bu yolla istismar edilirken “dindar hatta dinci Atatürk” inşa ediliyor.