"Devlet beni takip etmezse üzülürüm"

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu iken serbest bırakılan, ancak hakkındaki başka davalar nedeniyle yeniden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen Prof. Dr. Yalçın Küçük 'yeniden' serbest bırakıldı. Küçük, yaptığı açıklamada, iddianamenin açıkça 'Ergenekon eşittir Türk Ordusu' dediğini söyleyerek, Türkiye'de yaşananları ''Cumhuriyet savaşı'' olarak nitelendirdi.

cumhuriyet.com.tr

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu iken avukatlarının itirazı üzerine tahliye edilen ancak hakkındaki 1994 ve 1995 yıllarından kaldığı söylenen başka davalar nedeniyle yeniden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen Prof. Dr. Yalçın Küçük, işlemlerinin tamamlanmasının ardından yeniden serbest bırakıldı.

Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilmesinin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Prof. Dr. Küçük, ''Emniyet beni çok sevdiği için hemen bırakmak istemedi. Onun için biraz daha beraber olduk'' dedi. Küçük daha sonra Balat'taki evinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

"Beni emniyet tutukladı"

Küçük, ne emniyette, ne savcılıkta, ne de tutuklayan yargıç önünde, Ergenekon'dan suçlandığını söyledi. Kendisiyle ilgili savcılıkta ciddi bir suç unsurunun olmadığını söyleyen Küçük şöyle konuştu:
''Hem savcılık makamında, hem de beni tutuklayan yargıç önündeki duruma baktığımda, ortada ne savcılık makamını, ne beni tutuklayan hakimi göremiyorsunuz. Sadece emniyet var. Son çözümlemede beni emniyet tutukladı diyebilirim."

 

"12 Eylül DGM'lerinde herşeye rağmen hukuk vardı, burada yok"

Küçük sözlerini şöyle sürdürdü: "Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin (YARSAV) açıklamalarını teyit eden bir noktadır. Bu tutuklanma hukukun bittiğini, yokluğunu anlatır. Ben bunu söyleyebilir miyim? Bunu söyleyebilecek en uygun insanlardan birisiyim. Çünkü hayatım dava edilmekle, yargılanmakla, gözaltına alınmakla, hapishanelere konmakla geçti. Ben 12 Eylül Devlet Güvenlik Mahkemelerinde (DGM) en çok yargılanan adamım. 12 Eylül DGM'lerinde hukuk vardı, ama hukuka uydurmak ihtiyacını duyarlardı. Beni 12 Eylül'de yargılayan DGM'lerde en beğenmediğin savcı veya yargıç, emniyetin yazdıklarını bire bir söylemezlerdi. Herşeye rağmen bir hukukçu varlığı vardı. Burada yoktur.''

 

"Telefonda niye gizli şeyler konuşmuyorsun?"

Sorgu sırasında kendisinin hiç suçlanmadığını, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile yedikleri yemeklerin sorulduğunu kaydeden Küçük, şu görüşleri ileri sürdü:
''Beni 'Telefonda niye gizli şeyler konuşmuyorsun, niye bu kadar dikkatlisin, nerede konuşuyorsun?' diye azarladılar. Benim telefon kayıtlarımdan biri aramış, bende ona söyledim, 'Sen beni Zekeriya Öz'e mi ihbar ediyorsun. Zaten şu anda beni dinliyor' dedim. O da var kayıtlarda. Sadece bir duman, bir hava yaratmak istiyorlardı. O yarattıkları hava ve duman da benim tutuklanmama yetti. Ancak benim tahliye kararımı veren bir heyettir. Bu heyet 13. heyettir. Çok enteresan. Olağanüstü bir karar. 'Kaçmaz, etmez', onun için değil, bunlara göre 'Böyle bir insan tutuklanamaz' dediler. Ama sonunda ben sanık oldum. Bu da benim onurumdur.

 

"Bu bir Cumhuriyet savaşıdır"

Küçük, bunun bir ''Cumhuriyet savaşı'' olduğunu savunarak, ''Ben bu savaşın içindeyim. Hapis olmak, içerde veya dışarda olmak çok önemli değildir. Bu savaştır. Bu cumhuriyet savaşıdır. Eski ülkücüler, solcuların bir kısmı ve Kemalistler orada Cumhuriyeti savunuyorlar. Ben televizyonda söyledim. Bu dava açıldıktan sonra iddia makamı değişti dedim'' dedi.

 

"Devlet beni takip etmezse üzülürüm"

Prof. Dr. Yalçın Küçük, ''Ne kadar zamandır sizi dinliyorlarmış, ne kadar süreçten sizi sorguladılar?'' sorusuna karşılık, şunları söyledi:
''Ben bir yere çocukluğumdan beri gittiğim zaman bu devlet beni takip etmezse, bu devlet beni ciddiye almıyor diye çok üzülürüm. Ben her şeyimin takip edileceğini bilirim. Çok da yanlış yapmışlar. Galiba Sabih bey, Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan, benim avukatım olan Hasan Fehmi Demir ile bir yemeğimizi takip etmişler. Ama yanlış da işler yapmışlar. Yemeği, protokol işini bir astsubayın yaptığını, otomobillerimizin jandarmalar tarafından korunduğunu söylemişler. Öyle bir şey yok." 

 

"İddianame 'Ergenekon eşittir Türk Ordusu' diyor"

''Soruşturma sonucunda bu işin sonucu nereye varır?'' sorusu üzerine Küçük, şu iddialarda bulundu:
''Benim dışımdaki bir takım gelişmelerle, hedefin orada olduğu bir senaryo olduğu ortaya çıktı. Şimdi şu anda artık herkesin önünde bir senaryo var. Bu iddianame çok açık olarak diyor ki, 'Ergenekon eşittir Türk Ordusudur'. Tuncay Güney, bizim aklımıza tecavüz eden bir adamdır. Hepimizin aklını perişan etmek için getirilmiş bir adamdır. Söylediklerinin hiç bir tutarlılığı yoktur.''

 

"Cezaevindekilerin morali iyi"

Yalçın Küçük, cezaevindeki kuvvet komutanlarının çok iyi olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Hurşit paşayı çok iyi buldum. Bir an evvel çıkması lazım. Bir paşaya orası yakışmaz. Ben onları görmekten moral buldum. Benim gitmemden çok hoşlandılar, sanırım tahliye olmama da çok sevindiler. Onları televizyonlarda savunan tek adam olarak beni görüyorlar. Onun için çok moral buldular."