"Denizli Belediyesi'nin işlemleri incelensin"

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 2006, 2007, 2008 yıllarındaki faaliyet ve işlemlerini ele aldığı raporunda AKP'li Denizli Belediyesi'nin bir işlemi hakkında Başbakanlıkça inceleme yapılması istendi.

cumhuriyet.com.tr

DDK raporunun Tespit ve Öneriler bölümünde kaçak akaryakıt denetimlerinde görev yapan protokolcü kuruluşların ihtiyacı için 2006 yılında gerçekleştirilen "232 Adet Araç Kiralama İhalesi" ile ilgili şöyle denildi:

"Kaçak akaryakıt denetimlerinde görev yapan protokolcü kuruluşların ihtiyacı için 2006 yılında gerçekleştirilen '232 Adet Araç Kiralama İhalesini' kazanan firmanın ihaleye tahrif edilmiş iş deneyim belgesi sunduğu, söz konusu tahrif edilmiş belgenin noter onaylı olduğu, İhale Komisyonu'nun usul kurallarına uymadığı ve iş deneyimi düzenleyen Denizli Belediyesi'nin yaptırdığı işin seviyesi bakımından hiç verilmemesi gerektiği halde iş deneyimi verdiği tespit edilmiştir. Yüklenici açısından ihaleye fesat karıştırma fiili yanında kamu personelinin ve noterler ile Denizli Belediyesi'nin konuyla olan ilgileri nedeniyle söz konusu hususlar ile ilgili olarak sorumluluğun ve sorumluların belirlenebilmesi amacıyla Başbakanlıkça inceleme/soruşturma yapılması/yaptırılması gerekmektedir."
 

Adapazarı doğalgaz hattı olayı

DDK raporunda Adapazarı'ndaki bir doğal gaz dağıtım hattının BOTAŞ'tan alınarak bölgede dağıtım yapan bir firmaya verilmesi somut olayına ilişkin bir başka Tespit ve Öneri de yer aldı. Raporda şöyle denildi:

"Adapazarı mücavir alan sınırları içerisinde yer alan bir santrali besleyen ve yüksek basınçlı boru hattı olması nedeniyle BOTAŞ'ın iletim lisansı kapsamında yer alan boru hattının, EPDK'nın ihtilafları çözme görevini yerine getirmemesi ve mahkemeye gerekli bilgiyi tam olarak vermemesi sonucunda mahkeme kararıyla BOTAŞ'tan alınarak bölgede dağıtım yapan firmaya verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, söz konusu husus ile ilgili olarak herhangi bir sorumluluğun bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi amacıyla Kurum Başkanlığınca inceleme yapılması gerekmektedir."
 

Olay

Adapazarı'nda Enka'ya ait doğalgaz santraline gaz nakleden doğalgaz hattı mahkeme sürecinden sonra bir özel sektör firmasına verilmişti. Adapazarı Belediyesi'nce kurulan çoğunluk hisseleri Erdem Holding tarafından Nisan 2003'te alınan Adapazarı Doğalgaz Dağıtım A.Ş.(Agdaş) Botaş'tan, Adapazarı'ndaki doğalgaz tüketiminin çok önemli bir bölümünü gerçekleştiren Enka-İntergen'e ait doğalgaz santralini besleyen dağıtım hattının kendisine verilmesini istemiş, Botaş talebi reddetmişti.

Botaş mahkeme sürecinde yaptığı savunmada, Agdaş'ın devir kapsamına dahil edilmesini talep ettiği, Enka-Intergen Santralı'nı besleyen hattın, ulusal iletim şebekesinin bir parçası olan yüksek basınçlı bir hat olduğunu, bu nedenle iletim şebekesinin bir parçası olan bu hattın, kanun koyucu tarafından, iletim şebekesinin stratejik önemi nedeniyle Botaş'a verildiğini vurgulamıştı. Botaş ayrıca, söz konusu hattın Agdaş'a devredilmesi halinde, Botaş'ın Yİ ve YİD santrallarına "kesintisiz ve uygun vasıfta gaz teslimini gerektiren" yükümlülüğünün başka bir şirkete devredilmesi gibi bir sonucun ortaya çıkacağına dikkat çekmişti.

EPDK Doğalgaz Piyasası Uygulama Daire Başkanlığı ise temyiz aşamasında
Danıştaya gönderdiği görüş yazısında, EPDK'nın daha önce verdiği karardan farklı olarak, Enka-Intergen santralını besleyen doğalgaz hattının "iletim" değil, "dağıtım" hattı olduğunu savunmuş, Danıştay bunun üzerine söz konusu hattın Botaş'tan alınarak Agdaş'a verilmesini kararlaştırmıştı.

Agdaş, hattın devrine ilişkin davayı kazandıktan sonra, lisans aldığı tarihten bu yana kendisine taşıma bedeli ödenmesi istemiyle Botaş hakkında sekiz adet yeni dava açarak, 300 milyon YTL talep etmişti.

Agdaş'ın kazandığı davayı emsal gösteren Kolin İnşaat'a ait İzmirgaz ve Çalık Grubu'na ait Bursagaz da kendi bölgelerindeki doğalgaz santrallarını besleyen hatların kendilerine devredilmesi için Botaş'a resmen başvurmuşlardı.
 

DDK raporunda başka neler var?

Cumhurbaşkanlığı DDK raporunda EPDK'nın 2006, 2007 ve 2008 yılları işlem ve faaliyetleri ile ilgili, "Bazı Kurul (EPDK) üyelerinin, toplantı tarihlerine isabet eden 1-2 günlük yıllık izin kullandığı görülmüştür. Üyelerin EPDK kararlarına iştirakten imtina ettiği kanaati oluşturacak şekilde sık sık tek günlük izin kullanmaları uygulamasına son verilmesi ve geçerli sebep olmadıkça toplantıların tamamına katılmalarının sağlanması yerinde olacak" ifadesi yer aldı. Raporda yer verilen saptama ve önerilerden bazıları da şöyle oldu:

-Personelin ticaretle uğraşması: EPDK'da çalışan personelden bazılarının ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma ve sektörde faaliyet gösterme yasağına uymadıkları yolunda kuvvetli şüpheler vardır.

-Enerjide rekabet konusu: Petrol ve LPG piyasaları, Tüpraş ve Petrol Ofisi A.Ş.'nin devriyle birlikte tamamen özel sektör kuruluşlarının faaliyet gösterdiği piyasalar haline geldi. Buna karşın bu piyasalarda, rekabeti engelleyen bazı hususlar henüz giderilemedi.

-Elektrikte borç sarmalı: Kömürde yetersizlikler var, güneş ve rüzgar enerjisine geçilmede çekingen davranılıyor. Bir an önce nükleer santral kurulması gerekiyor. Elektrik piyasasında, çözümü gittikçe imkansız hale gelmekte olan kurumlararası borç sarmalı oluşmuştur. Sorunun çözümü için ilgili kurum ve kuruluşların ortak çalışma yapmaları gerekmektedir.

-Lisans ticareti bulunuyor: Özel sektör kuruluşları tarafından üstlenilen hidroelektrik santralı (HES) projelerinin yatırıma dönüştürülmesi ve üretime başlanmasında gecikmeler yaşanıyor. Bazı firmaların aldıkları lisanslarla yatırıma girişmek yerine lisans ticareti yapma yoluna gittiklerinin anlaşıldı.

-Ulusal Marker kaçakçılığı önlemede yetersiz kaldı: Ulusal Marker tek başına akaryakıt kaçakçılığını önlemede yetersiz kaldı. 2009 yılı haziran ayından itibaren 2 ay süre ile geçerli kılınan, "tavan fiyat" uygulaması da beklenen olumlu ve kalıcı etkiyi sağlamadı.

-Doğal gaz depolaması yetersiz: Türkiye'de ithal edilen doğal gazın sadece yüzde 5.7'i depolanabiliyor, Avrupa ülkelerinin çok gerisinde, yasanın öngördüğü miktarın yarısına bile ulaşılamıyor. Yasal zorunluluk olan yüzde 10 depolama yetersiz kalır. Artırılmalı, yeni yatırımlar yapılmalı.

-Atamalar: EPDK üyelerinin ikinci kez atama imkanları kaldırılmalı.

-Cezalar ödetilmiyor: Mevzuatında yazılı yükümlülüklerini yerine getirmediği denetimler sonucunda belirlenen firmalara, denetim raporları gereğince verilmesi gereken cezaların verilmeyerek konunun 2003 yılından bu yana ötelendiği tespit edilmiştir. Sektör paydaşlarının Kanun'un amaçları doğrultusunda hizmet vermelerini temin etmek amacıyla getirilen ve Kurula herhangi bir takdir hakkı tanınmayan kanuni müeyyideler uygulanmalıdır.

-Personel yetersiz: Personel çalıştırma hususunda başlangıçta yapılan hatalar nedeniyle, Kurum için gerekli nitelikleri taşımayan ve gerekli sınavlardan geçmeyen personelin Kuruma alınmasına yol açıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan, Kurumda daire başkanı, grup başkanı, müdür, müdür yardımcısı unvanlarındaki bazı personelin, bu unvanların karşılığı olan ücretleri aldıkları halde fiilen bu işleri yapmadıkları tespit edilmiştir. Aynı zamanda, Kurumun değişik birimlerinde ve İstanbul İrtibat Bürosunda üst düzey kadro unvanına sahip personel atıl durumda tutulmaktadır.