Demirtaş'tan mesajlar

HDP’ye yönelik Adana ve Mersin’deki saldırıları değerlendiren Demirtaş, “Hükümetin istihbarat almaması imkânsız. Başbakan yaptı diyemem, fakat önünü açarlar” dedi.

Mahmut Lıcalı

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Adana ve Mersin’deki saldırıların öldürme amaçlı gerçekleştiğini belirterek, “Hükümetin istihbarat almaması imkânsız. Bunu Başbakan yaptı diyemem fakat önünü açarlar. İstihbaratı var fakat engellemezler” dedi. Demirtaş, İmralı heyetinin Abdullah Öcalan’la görüştürülmemesinin gerekçesini hükümetin Öcalan’dan gelecek mesajın Kürt seçmeni motive etmesinden çekinmesine bağladı.

HDP Eş Başkanı Demirtaş ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, Adıyaman mitinginin ardından gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, yazarımız Nuray Mert ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ile bir araya geldi. Demirtaş’ın açıklamaları özetle şöyle:

Öldürme girişimi

Bombalı saldırıda öldürmek istediler. Adıyaman’da miting yapabildiysek ölü çıkmadığı içindir. Adaylarımız her sabah orada toplanıp, dağılıyorlar. İki bomba da toplantıların yapıldığı odada patladı. Bombalardan biri odanın içine, biri dışına bırakılmış. Bizim parti meclisi üyemiz, “Bu çiçeğin orada ne işi var.

Böcek mi var bunda” diyerek terasa bırakıyor. Sekreter su döküyor, içinde elektronik bir şey var mı diye. İki bomba da toplantıyı hedeflemiş. Oradan ölü çıksaydı bizim önümüzdeki 17 gün yalnızca acımız ve taziyelerimiz olacaktı. Ölü çıkmadığı için provokasyon ellerinde patladı.

Biliyorlardı

Dünden beri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçmiş olsun demiş değil. Samsun’da konuşuyordu halen bize hakaret ve tehditler... Başbakan “Bekliyorduk” diyor. Beklemek bizim işimiz de hükümetin işi beklemek değil. Hükümetin işi önlemektir. Bu tür istihbaratlar bize geliyordu. Nereden vuracaklar nasıl vuracaklar diye geliyordu. Hükümek de biliyordu hem şahsıma hem Sırrı Bey’e tehdit vardı.

Önünü açıyorlar

Hükümet Mersin ve Adana gibi yerlerde bunun önünü açıyorsa, ben Bunu Başbakan yaptı diyemem, fakat önünü açarlar. İstihbarat var fakat engellemezler. Bilmemeleri, istihbaratını almamaları imkânsız. Kaç gündür bana da hakaretler ediyorlar.

AKP’liler Erdoğan’dan rahatsız

Tayyip Bey’in baskın hali AKP’de rahatsızlığa neden olmuş. Ama seçim nedeniyle kimse ses çıkaramıyor. Herkes rahatsız. “Her şey benden sorulur, habersiz adım atmayın. Atarsanız da çıkar kameraların önünde size geri adım attırırım” tarzı AKP’lilerin bir kısmında rahatsızlık yaratıyor.

Davutoğlu başkanlık demiyor

Başbakan Davutoğlu, seçim beyannamesini savunamayacak pozisyonda. Ben istiyorum ki, Cumhurbaşkanı’na bir laf söylesin. Başkanlığı savunmuyor meydanlarda. Cumhurbaşkanı’nın meydanlarda ne işi var diyemiyor. Anayasa suçu işleniyor, bir şey demiyor. Bu, ülkeyi yönetecek başbakan adayıdır. Hiçtir, siliktir, eziktir..

Kobani düşmedi, AKP düşecek

Adıyaman’da yurttaşlara seslenen Demirtaş, HDP’ye Adana ve Mersin’deki saldırıların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmiş olsun açıklaması yapmadığını belirterek “Biz böyle Cumhurbaşkanı istemiyoruz, başkan olarak da görmek istemiyoruz ve yaptırmayacağız” dedi. Erdoğan’ın daha önce “Kobani düştü düşecek” dediğini anımsatan Demirtaş, “Kobani düşmedi, ama AKP düşecek” dedi..

9.9 alırsak AKP’ye 10 puan eklenir

Diyelim ki AKP yüzde 35 aldı, HDP de yüzde 9.9 aldı. Bu durumda AKP yüzde 45 almış oluyor. Demokrasiye inanan biri “Şu parti baraj altında kalsın” dememelidir. Yunanistan’da Çipras 2 milyon oy ile başbakan oldu. Biz 5 milyon oy almazsak parlamentoya giremiyoruz. CHP’deki artış önemlidir, ama HDP’deki artış kadar stratejik değildir. CHP’nin bir puan artırması 1 milletvekiline denk gelirken HDP’de 5 milletvekile denk geliyor.

Öcalan’dan çekiniyorlar

Öcalan’dan gelecek mesajın Kürt seçmeni motive etmesinden çekindikleri için İmralı ziyaretine izin vermiyorlar. Anlaştılar spekülasyonları yapılırken, Öcalan bu konuda nettir: Barajı yıkın diyecektir. Hükümet bizimle ve adayla çok oyun oynamak istediler. Bizim üzerimizden Öcalan’la, Öcalan’ın üzerinden bizimle. Bunlar tutmayınca öfkelendiler. HDP’nin çözüm sürecine karşı çıktığı yok. Biz barış sürecine karşıyız demedik. Bundan faydalanarak adım atmadan oy peşinde olmanıza karşıyız dedik.

Süreçte teşhir oldular

Madem bize oy yok, ne çözüm süreci, ne masası, ne müzakeresi demeye başladılar. İyi de oldu. Teşhir oldular. Biz çıkıp hükümete sen masayı tanımıyorsun diyemezdik. Teşhir oldular, daha iyi oldu. Çözüm süreci devam edecekse seçimden sonra ortaya çıkacak yeni durumda velev ki iktidardalar, Dolmabahçe, masa, protokol vardır demeleri lazım. Cumhurbaşkanının yoktur dediği her şeye vardır demeleri lazım.

Kandil’in mesajı

Kandil’in anında kongreyi toplarız mesajı çok muazzam bir şey. Türkiye için büyük bir fırsat. Türkiye savaş, şiddet tehlikesinden kurtulmuş olacak. Hepimiz rahat bir nefes alacağız ve yeni bir anayasaya doğru yol almaya başlayacağız.

HDP’siz süreç yürür mü?

Öcalan ve Kandil çözüm sürecinde HDP’siz devam etmeyi kabul ederlerse biz buna itiraz etmeyiz. Ama parlamentoda muhatap biziz. Bu görüşme trafiğini doğrudan yürütmeyi taraflar kabul ediyorsa, biz buna itiraz etmeyiz. İlle de biz gidip gelelim demeyiz. Parlamentodaki yasama faaliyetinin nasıl yapılacağı şeklindeki muhatap biziz. Hükümet bütün bunları bizimle ve diğer partilerle görüşmeden yapamaz.

Partilere bilgi veririz

Müzakere süreciyle ilgili bütün bilgileri CHP’ye vermeye teklif ettik. Hükümetle, Kandil’le yaptığımız görüşmeleri kendi parti meclisimizi bilgilendirir gibi arzu eden bütün partilere vermeye hazırız. Gayri resmi kanallardan bilgi istediler, hiçbir bilgiyi saklamadık.

CHP’nin çıkışı cesur değil

CHP’nin (Sezgin Tanrıkulu’nun) son çözüm açıklaması kısmı bir esnemedir. Müzakerelere sıcık baktıklarına dair kısmi bir esnemedir. Fakat cesur bir çıkış değil. Bunlar CHP’nin korkması gereken kavramlar değil. Müzakere açıklanamayacak bir şey değil, savaş açıklanamaz.

Müzakere kavramı

Görüştüğün kişi suça, günaha boğazına kadar batmış. Ama en nihayetinde devleti bunlar yönetiyorlar. Roboski, Gezi, rüşvet ve yolsuzlar var; her gün ortaya çıkan bir süre haksız uygulama var. Bütün bunlar nedeniyle onlarla masada oturuyor olmak, muhalif tabanda ve kendi tabanımızda bir yerden sonra eleştiri boyutunu yükseltiyor. Biz burada şöyle bir özeleştiri vermeliyiz: Müzakere mantığını, müzakerenin ne olduğunu Türkiye’ye iyi anlatamadık.

İzleme heyeti Saraydan sızdı

HDP’li Sırrı Süreyya Önder, süreçteki krizin ilk adımı olan izleme heyeti üzerinde yapılan tartışmanın perde arkasını açıkladı: Hükümet bize bir isim listesiyle geldi. Üç kişiye itirazımız oldu. İmralı’da yapılan müzakereyle bu üç kişi değişti. İmralı dönüşü, gece onların ilk sundukları isim listesi olarak basına düştü. Biz hükümete, hükümet de bize “Siz sızdırdınız” demeye başladık. Listenin ilk nerede çıktığını araştırdık: A Haber’de çıkmış. Cumhurbaşkanının bir gezisi varmış, isim listesi saraydan sızmış.

Sivil toplum ve sermaye çevreleri süreci desteklemeye başladı. Daha sonra çok net bir şekilde bu çevrelere hükümetten çözüm süreciyle ilgili cümle kurmayın denilmiş.

Öfke süreci bozdu

Hükümet istiyordu ki biz susalım. Erdoğan’ı kızdırdınız al işte süreç bitti. Biz 10 madde tartışılsın uzlaşma sağlanırsa silahsızlanma gündeme gelebilir deyince büyü bozuldu. Tayyip Bey öfkelendi, süreç bozuldu.

AKP hükümette olacaksa, saraya karşı iradeli durmalılar. Süreci tıkayan AKP’nin saraya koşulsuz biatıdır. Ne kadar saraya karşı dik durabilirler? Cumhurbaşkanı Meydanları boş mu bırakayım diyor? Ahmet Davutoğlu’na boş diyor. Davutoğlu da çıkıp diyemiyor: Ben meydanlardayım, meydanlardan boş değildir.