Demirel'den hükümete uyarı

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Anayasa değişikliği için geniş çaplı mutabakat sağlanmaması durumunda değişikliğin "AKP Anayasası" olmaktan kurtulamayacağına dikkat çekti.

cumhuriyet.com.tr

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,  Eko Enerji Dergisi'nden Mustafa Ültanır'a verdiği röportajda AKP'nin Anayasa değişikliği teklifini değerlendirdi. 1982 Anayasası'nın referandumda yüzde 92 oyla kabul edilmesine karşın geçtiği günden itibaren eleştirildiğini, 1990'lı yıllarda Anayasa'da bir çok değişiklik yapılmasına karşın tartışmaların sürdüğünü kaydeden Demirel, "Şimdi bugün konuşulan değişiklikler de yapılsa, referandumdan da geçse, ertesi günden itibaren tartışılmaya başlanacaktır. Bu tartışmalar bir demokratik toplumda kaçınılmazdır" dedi. Anayasaların, bir sistematiği olduğunu, bölük pörçük yapılan değişikliklerin, bu sistematiği bozduğunu ifade eden Demirel, "Yalnız bir yerden itibaren siz anayasaları kaldırıp yerine yeni anayasa yapmak suretiyle, anayasaya olan saygıyı ve güveni orta yerden kaldırıyorsunuz. Halbuki anayasa üstün kitaptır. Böyle her 10 senede bir, her 20 senede bir tümüyle veya büyük kısmıyla ortadan kaldırılması hukuk devletini güçleştiriyor. Türkiye, 1924 Anayasası ile idare edilemezdi, doğru. Ama, bunu tümüyle kaldırıp yerine tümüyle bir anayasa koydu, ondan sonra anayasaya olan güven Türkiye'de tümüyle kalktı. Dokunulmazlığı olmalıdır anayasaların. Her aklımıza geldiği zaman kabahati anayasada bulup, hemen bu değişmelidir gibi tartışmalar son bulmalı veyahut da bunlar güncel olmaktan çıkmalı" diye konuştu.

"Mutabakat olmadan anayasa değişirse tartışma bitmez"

Demirel, Anayasa'nın değiştirilmesi yönünde bir ihtiyacın ortaya çıkması durumunda geniş bir geniş mutabakat sağlanması gerektiğini belirterek, "TBMM'de aritmetik bakımından kafi sayınız varsa, diğer kanunları yaptığınız gibi, anayasa da bir kanundur, anayasada değişiklik yapabilirsiniz. Yalnız, eğer bu yaptığınız değişiklik, halkta bir genel kabul görmüyorsa, bu değişiklik Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası yerine değişikliği yapanların anayasası olarak anılır. O takdirde de kâfi saygıyı görmez. Onun için anayasa üzerinde değişiklik yaparken veya yeni bir anayasa yaparken, bunun mümkün olduğu kadar Türkiye'nin tümünün yasası olacağına göre, geniş kitlelere mal edilmiş olması lâzım. Ama şunu söyleyelim; mal edilmemiş olursa anayasa değişikliği yapılmaz mı, yapılır. Yapılır, ama tartışma bitmez" dedi. AKP'nin iki büyük muhalefet partisiyle değişiklik için mutabakat sağlayamadığına ve diğer partilerin milletvekilleri ile bağımsızlarla 367 oya ulaşmaya çalışacağına dikkat çeken Demirel, "Bu aritmetiği sağlasa bile, yapacağı değişiklik yine de AKP Anayasası adını taşımaktan ileriye gitmez" diye konuştu.
 

"Yargı reformu yapılmalı ama böyle değil"

Bugün yapılan tartışmaları Türkiye'nin sorunlarını çözecek bir Anayasa değişikliği olarak görmediğini bildiren Demirel, "Aslına bakarsanız, bu değişiklikler yapılsa, Türkiye'nin bugün acil olan hangi meselesinin halledilmiş olacağını da bilmiyorum" dedi. Demirel, yüksek yargı organlarından ve barolardan yargının siyasallaştırıldığı yönünde şikayetlerin geldiğini kaydederek, "Bu anayasa değiştirme olayından daha önemli bir olaydır. Eğer yargıyı siyasallaştırırsanız, adaleti tarafsız ve bağımsız bir şekilde dağıtamazsınız. Yani o zaman adalet sağlayamazsınız. Bu takdirde insanların adil yargılanma hakkı zedelenmiş olur" diye konuştu. İktidarın yargı organlarına kendi isteğini yaptırmak istediğini, yargı organlarının da bağımsızlık ve tarafsızlıklarını muhafaza etmek istediklerini anlatan Demirel, Türkiye'de adalet dağıtımının çok yavaş olduğunu, çok basit davaların bile yıllarca sürdüğünü vurgulayarak şöyle konuştu:

"Bence Türkiye ne yapıp edip bu yargı reformunu yapmalı. Ama bu değil yargı reformu. Yani, kanaatimce Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısını artırarak, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üye sayısını artırarak, kompozisyonu değiştirerek bunu yapmış olmazsınız. Gelin, usul kanunlarında ve diğer kanunlarda yapılacak değişiklikleri bulun çıkarın. Bunu da ancak yargının kendisiyle yaparsınız. Fakat kavgalı olduğunuz bir yargıyla bunları da yapamazsınız. Şunu da ifade edelim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin birçok sorunu var, fakat ne yapıp edip, bir yerden ve birtakım ihtiyaçlarından kesip yargının daha iyi işlemesini, adaletin daha çabuk dağıtılmasını ve halka adalete güven duygusunun daha iyi verilmesini Türkiye Cumhuriyeti Devleti sağlamalı. Bu sadece bir siyasi iktidarın işi değildir, bence Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önünde duran en önemli meseledir."

"Yüksek yargının endişelerine kulak asılmaması üzücü"

Askere sivil yargı, geçici 15. maddesinin kaldırılması konusunda muhalefetle kolaylıkla mutabakat sağlanabileceğine dikkat çeken Demirel, şöyle devam etti:

"Kim askeri yargıya gidecek, kim sivil yargıya gidecek bu konu kesilip atılmalıdır. İşte bunun için anayasa değiştiriyoruz diyorsanız, bunu pekâlâ muhalefetle anlaşarak yapabilirsiniz. Efendim, geçici 15'inci madde değişmelidir, kalkmalıdır. Geçici 15'inci madde zaten orada lüzumsuz duruyor, yanlış duruyor. Geçici 15'inci maddeyi kaldırmayı düşünüyorsanız, pekala onu muhalefetle mutabık kalarak yapabilirsiniz. Ama illâki ben Anayasa Mahkemesi'ni elime geçireceğim, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu elime geçireceğim, yani yargıyı elime geçireceğim, maksat yargıyı işler hâle getireceğim değil, yargıyı elime geçireceğim diyorsanız, o zaman devleti ele geçirmek için bir adım daha atıyor şeklindeki ithamlardan kurtulamazsınız. Bugün yapılan da odur. Yani işte görüyorsunuz, YÖK'ü ele geçirdi, RTÜK'ü ele geçirdi, başka birtakım organları ele geçirdi. Şimdi de sıra yargıya geldi, yargıyı ele geçiriyor. Bu noktaya gelirsiniz. Burada da şunu söyleyelim; bence bu tartışmalar fevkalâde üzücü. Yüksek yargı mensuplarının, yüksek yargı yönetiminin yargıyla ilgili Anayasa'da yapılacak değişikliklere karşı çıkmalarına kulak asılmamasını fevkalâde üzücü buluyorum."

AKP'nin Anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesi durumunda kuvvetler ayrımının sonunu getireceğini düşünmediğini belirten Demirel, "Getirmez, ama işleyişini zorlaştırır" dedi.