Davutoğlu, muhalefeti bilgilendirdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün de muhalefeti Libya operasyonu konusunda bilgilendirme ziyaretlerine devam etti. Davutoğlu, bugün DSP ve Saadet Partisi'ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından, NATO'nun Libya harekatının İzmir'den yönetileceğini söyledi. Açıklamanın hemen ardından Dışişleri Bakanlığı Türker'i yalanladı.

cumhuriyet.com.tr

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya ile ilgili değerlendirmelerde bulunmak üzere, DSP Genel Başkanı Masum Türker'i parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyarete ilişkin açıklama yapan Türker, Davutoğlu'nun Libya'daki gelişmelerin yanı sıra bugün TBMM'de yapılacak görüşme, tezkere için alınacak karar ve tutum hakkında açıklık getirmeye çalıştığını aktardı. Türker, ''Sayın Dışişleri Bakanı'nın yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki; Libya ile ilişkilerde Türkiye baştan beri rol almak istemiş ama Fransa öne geçerek Türkiye'yi devre dışı bırakmak istemiş'' dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türker, ''Türk askerinin bölgede operasyona dahil olmayacağı konusunda Sayın Bakan size garanti verdi mi'' sorusu üzerine Bakan Davutoğlu'nun ''Böyle bir operasyon talebi olmadığını söylediğini'' aktardı. Türker, ''Bizim talebimizin yalnız kontrol ve insan haklarının korunması noktasında olacağını söyledi. Bu konuda da özellikle komuta yetkisinin NATO'ya devredilmiş olması ve NATO'nun da bunu karargah olarak İzmir'de yöneteceği için biraz daha güvenli olarak olaya bakıyor'' diye konuştu.

Türker, operasyonun merkezinin İzmir olup olmadığının sorulması üzerine de ''NATO'nun komutanlığı için bakanın açıklamasına göre 2 yer söz konusu. İtalya ve Türkiye. Şu anda büyük bir olasılıkla Türkiye ve İzmir olacağı noktasında gelişme olduğunu söylediler. Yani NATO'nun harekatı İzmir'den yürütmesi söz konusu'' dedi.

 

Dışişleri Bakanlığı'ndan jet yanıt

Bu açıklamaya Dışişleri Bakanlığı jet yanıt verdi. Bakanlık, NATO'nun Libya harekatının merkezinin İzmir olmadığını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Bakan Davutoğlu'nun ''NATO harekatının İzmir'den yürütüleceği'' yönünde kesin bir bilgi verilmediğini, planlamada İzmir'deki NATO karargahının da olabileceğini söylediğini belirtti.

 

'Faydalı bir görüşme oldu'

Davutoğlu, yaklaşık 1.5 saat süren ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, muhalefet partilerini bilgilendirme çerçevesinde DSP Genel Başkanı Masum Türker ve heyetiyle görüşme yaptığını, Ortadoğu'daki değişime ve yaşanan süreçlere, Türkiye'nin bölgedeki etkinliği bağlamında bütün partilerin, bütün toplum kesimlerinin birlikte ortak vizyonla bakmalarına büyük önem verdiklerini söyledi.

Davutoğlu, ''DSP yetkilileriyle de bu vizyonu, karşı karşıya kaldığımız riskleri, ortaya çıkan tabloyu, imkanları bütün açık yürekliliğimizle paylaştık. Ayrıca son olarak Libya'da yaşanan gelişmeleri, Türkiye'nin takip ettiği dış politikayı ve bu çerçevede NATO içindeki gelişmeleri ve bugün Meclisimize arz edeceğimiz bilgileri muhalefet partilerimizle paylaşmaya devam ediyoruz. Faydalı bir görüşme oldu'' diye konuştu. Siyasi partileri bilgilendirme faaliyetlerine devam edeceklerini söyleyen Davutoğlu, her zaman diyalog, karşılıklı fikir alışverişi içinde olacaklarını ifade etti.

Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türker ile yapılan görüşmede Bakan Davutoğlu'nun, ''NATO harekatının İzmir'den yürütüleceği'' yönünde kesin bir bilgi verilmediğini, ''planlamada İzmir'deki NATO karargahının da olabileceğini'' söylediğini belirttiler.
 

Masum Türker'in açıklaması

DSP Genel Başkanı Masum Türker de görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Libya'da yalnız barış amacıyla bulunması, savaşan asker asla gönderilmemesi ve özellikle Fransa'nın bu işin önderleri arasında artık gözükmemesi gerektiğini istediklerini belirtti. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türker, ''Sayın Bakan 'riskleri de dile getirdik' dedi. Ne gibi risklerden bahsetti?'' sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Kaddafi döneminde tüm ihaleler Türk firmalara veriliyordu. Türkiye, bir taraftan Kaddafi'nin bu yaklaşımı dolayısıyla dikkatli davranmak zorunda, diğer taraftan Libya halkının değişim isteğinin karşısında durmamak durumunda. Bu da ancak barış sağlanarak gerçekleşebilir. Bu arada Bakan'ın bize yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki Kaddafi ateşkese razıydı. Libya ya da uygun göreceği bir ülkede yaşamayı kabul ederek, bir çözüme tam gidilecekken BM ile alınan karar dolayısıyla Türkiye'nin bu girişimleri kesilmiş bulunuyor. Sayın Bakan'ın yaptığı açıklamaya göre, Türkiye'nin şu anda insan hakları ihlalinin önlenmesi ve silah ambargosunun kontrolünde yer alma noktasında iki talebi var. En büyük risk, herhangi bir şeklide bir kara harekatının başlamasıdır. Sayın Bakan bunun olmayacağını düşünüyor ama herhangi bir nedenle BM kararına rağmen bir emrivakiyle karşılaşılmaması için de Türkiye'nin barış açısından etkin olması gerekiyor.''

 

'Türkiye'nin çevresi boşaltılıyor'

Türkiye'nin çevresinin boşaltıldığına, günün birinde de Türkiye'ye de benzeri müdahalelerin yapılma ihtimali olduğuna yönelik endişelerini dile getirdiklerini belirten Kamalak, Davutoğlu ile bundan sonra böyle önemli konularda görüş alışverişi yapacaklarını söyledi.
''Bize göre bu tür dış müdahaleler anormal bir gidişin normal bir sonucudur'' görüşünü dile getiren Kamalak, çözümün Milli Görüş'te olduğunu savundu. Necmettin Erbakan'ın 1970'li yıllarda benzer tehlikelere işaret ettiğini, çözüm olarak İslam Barış Gücü önerisinde bulunduğunu anlatan Kamalak, 1990'lı yıllarda da İslam ülkelerinin bir araya gelmesinden başka çare olmadığını söylediğini belirtti. Kamalak, 28 Şubat sürecinde yollarının kesildiğini, o programları gerçekleştirmelerinin mümkün olamadığını ifade etti.

Kamalak, yaşanan bu tür olayların komşu ülkelerdeki devlet otoritesini zaafa uğrattığını ve bu zafiyetin giderilmesinin yıllar alacağına dikkati çekerek, devlet otoritesinin zaafa uğratılmasıyla ortaya çıkacak boşluğun ise emperyalist güçlerce doldurulması tehlikesinin bulunduğunu söyledi. Mustafa Kamalak, görüşmede Bakan Davutoğlu'nun nasıl bir yol haritasından bahsettiğinin sorulması üzerine, ''Sayın Bakanımız, bu operasyonun Fransa'nın öncülüğünde başlatıldığını, bunun da bütünüyle hukuk dışı olduğunu ifade ettiler. De facto bir durumla karşı karşıya bulunduklarını belirttiler'' dedi.

Bölgeye, Türk askerinin gönderilmesiyle ilgili soruya da Kamalak, ''Perde arkasındaki olayların gerçek mahiyetini bilemiyoruz. Ancak biz Meclis'te olsaydık hiç şüphesiz ki böyle bir operasyona müsaade etmezdik. Ne pahasına olursa olsun Fransa'nın müdahalesinin önlenmesi gerektiğini, eğer uluslararası hukuk varsa müdahil olan devletin, saldırgan devletin durdurulması, uluslararası hukuk nezdinde de bir müeyyideye tabi tutulmasını önerirdik. Bu yolda da elimizden gelen çabayı sarf ederdik. Sayın Bakan'a da bunu ifade ettik'' yanıtını verdi. Ziyarette, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Temel Karamollaoğlu, Birol Aydın, Şevket Kazan, Atik Ağdağ ile İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk de hazır bulundu.

 

Davutoğlu, Saadet Partisi'ni de ziyaret etti

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ı, parti genel merkezinde ziyaret etti. Yaklaşık 1 saat 15 dakika süren görüşmenin ardından, basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan Davutoğlu, görüşmede, Türkiye'nin Ortadoğu'daki gelişmelere bakışının, hükümetin takip ettiği politikanın temel esasları ve Libya'daki gelişmelerin değerlendirildiğini bildirdi. Davutoğlu ayrıca, bugün TBMM'de yapılacak bilgilendirme ve akabinde gündeme gelecek tezkereyle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

''Bu bizim için Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren milli bir meseledir'' diyen Davutoğlu, kamuoyunun geniş şekilde bilgilendirilmesinin önem taşıdığını ifade etti. Davutoğlu, ziyaretlerin bu anlamda önemli olduğunu belirtti. Davutoğlu, görüşmelerde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla hükümetin elindeki bilgileri muhalefet partileriyle paylaştıklarını vurguladı.

Kamalak da ''Sayın Bakan'a endişelerimizi ilettik. Libya'ya yapılan müdahaleyi asla kabul etmediğimizi, etmeyeceğimizi ifade ettik'' dedi. Fransa'nın, Libya'ya müdahalesinin bütünüyle hukuk dışı olduğunu söylediklerini de vurgulayan Kamalak, Davutoğlu'nun da bu görüşe katıldığını bildirdi.