Davutoğlu 'koalisyon' için tarih verdi

Başbakan Ahmet Davutoğlu merakla beklenen koalisyon görüşmeleri için tarih verdi. Davutoğlu, " 78 milyonu hükümetsiz bırakmamak için büyük bir gayret içinde inşallah gelecek hafta görüşmelere başlayacağız." dedi.

cumhuriyet.com.tr

Davutoğlu, "78 milyonu hükümetsiz bırakmamak için büyük bir gayret içinde inşallah gelecek hafta görüşmelere başlayacağız." dedi. '3 partiyi de ziyaret edeceğiz' diyen Davutoğlu, "İki tarafla muhtemelen koalisyon müzakereleri ön yargısız bir şekilde başlayacak." diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu Konya'da Ak Parti iftarında konuştu. Davutoğlu, koalisyon görüşmelerine ilişkin, "Ramazanın o derin irfanıyla görüşmelere başlayacağız. Gönlümüzü kapatmadan, gönlümüzü herkese açarak, 78 milyonu hükümetsiz bırakmamak için büyük bir gayret içinde inşallah gelecek hafta görüşmelere başlayacağız." dedi.

CANLI YAYINDA KONUŞTU

Başbakan Ahmet Davutoğlu, açılışın ardından Konya Tropikal Kelebek Bahçesi’ni inceledikten, sonra yerel bir televizyon kanalında programa katıldı. Koalisyon çalışmalarıyla ilgili soru üzerine Başbakan Davutoğlu, gönlünden Ak Parti’nin tek başına iktidar olması geçtiğini, ancak milli iradenin, ’Siz oturun uzlaşın hükümet kurun’ diye tercihinin ortaya çıkması nedeniyle mümkün olanın en iyisini yapmaya çalışacaklarını belirtti.

Koalisyon çalışmalarında HDP’yi de ziyaret edeceğini belirten Davutoğlu, "Görünen o ki ya MHP ya CHP yönünde bir tercih, bir atmosfer oluşuyor. Bunun hakkını vermeye çalışacağız. Üç tarafla görüşeceğiz ama iki tarafla koalisyon müzakereleri ön yargısız bir şekilde başlayacak" dedi.

Türkiye Büyük Meclis Başkanlığı seçimlerinin herkes için bir işaret verdiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi: "Seçim gecesi öyle bir hava oluşmuştu ki, yüzde 25 kazanan bir parti neredeyse zafer kazandım edasında, yüzde 13 ve yüzde 16 oy alan parti zafer kazandım edasında. Yüzde 41 oy alan bir partide sanki kaybetmiş gibi bir şey yansıtılmaya çalışıldı. Meclis seçimleri şunu gösterdi; Türkiye’nin siyasetinin öznesi Ak Parti’dir. Evet tek başına iktidar değiliz, ama bizim söz sahibi olmadığımız her hangi bir gelişmede olmaz Türkiye’de. Yüzde 41’in hakkını, hukukun koruruz. O ilk günlerdeki atmosferde dağıldı. Tam bir şark kurnazlığı içinde Kılıçdaroğlu, sağ olsun matematiği de çarpıtarak ’yüzde 60’lık bir blok’ dedi. Parlamentoya girmeyenlerinde oylarını kendine yazdı, diğer partilerin oylarını kendine yazdı, bizden de yüzde 1 oy aldı kendine yazdı. Biranda yüzde 60’ı çıkardı. İşte blok siyaseti, meclis başkanlığı seçimiyle çökmüş oldu. Karşımızda blok falan yok. Herkes kendi siyasetini takip ediyor. Eğer bir siyasi güçten bahsediliyorsa, en büyük siyasi güç Ak Parti’dir. Ak Parti’nin şekillendirdiği bir siyaset olacak. Bunun herkesin özellikle bize oy veren seçmenlerimizin gönüllerinin rahat olmasını isterim."

ÇÖZÜM SÜRECİ, KAZANIMDIR

’Çözüm sürecini kırmızı çizginiz mi, yoksa kazanım olarak mı göreceğiz?’ sorusu üzerine Davutoğlu, demokratikleşmenin bütün veçhelerinin kazanım olduğunu belirtip, "12 yıl önce biz iktidara geldiğimizde olağanüstü hal vardı. Kazanımlardan geri dönmemek demek, tekrar o şartlara dönmemek demektir. Çözüm süreci, olağanüstü halin kaldırılmasıyla başlayıp 12 yıla damgasını vuran milli birliğimizi, beraberliğimizi teminat altına alıp, terör ve şiddetin ülkeden tasfiye edilmesine dönük bir projedir. Mutlaka öyle veya böyle isimlendirmeler değişebilir, ama nihayetinde bu ülkenin her bir tarafını kardeş kılmak bizim temel ilkemizdir" dedi.

YUNANİSTAN ÖRNEĞİ

Türkiye’nin 12 yıl boyunca çözüm süreci dışında ekonomik ve sosyal kazanımlarının da olduğunu hatırlatan Davutoğlu, Yunanistan’ın son durumundan örnek vererek "Bir Yunanistan’a bakılsın bir Türkiye’ye. Acaba Türkiye’de Ak Parti iktidar olmasaydı, Yunanistan’da emeklilerin, işçilerin, Yunan halkının çektiği krizin benzeri Türkiye’de yaşanma ihtimali azmiydi. Sürekli istikrar halinde, sürekli kalkılan bir ülke ancak kendini bu şekilde koruyabilir. Kaldı ki Yunanistan’a göre nüfusumuz çok fazla, nüfusumuz çok daha genç, dolayısıyla kazanımlarımızı koruma iradesi çok daha güçlü olması lazım" ifadelerini kullandı.

YÜZDE 13 OY OLAN PARTİYİ YOK SAYAMAYIZ

’Koalisyon çalışmalarında HDP ziyaretinin nezaket ziyareti mi olacak. HDP ile yaptığınız görüşmede sizin kriterlerinize daha fazla uyarsa bile kapınızı kapatır mısınız?’ sorusu üzerine Davutoğlu, siyasi nezaket gereği ve siyasi tablonun oluşturduğu saygı sebebiyle yüzde 13 oy almış partiyi yok saymanın mümkün olmadığını ve duruma da böyle bakmayacaklarını ancak 3 partiye de görüşeceklerini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, 3 haftadır partinin her kademesiyle istişarede bulunduğu ve oradaki temayüle aykırı bir tutum benimsemek istemediğini belirtti. Davutoğlu, yaptığı istişarelerle ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada, HDP ile koalisyon konusunda çok ciddi rezervler var. Yoksa HDP görüş almayacağız anlamına gelmez. Oturulur konuşulur, onların diyeceklerine bakarız. Onların söyleyeceği anlamlı bir şey varsa alır, değerlendiririz. Ama nihai çerçevede hem kendi tabanımızın hem kendi teşkilatlarımızın temayülü bizim için önemlidir. O anlamda HDP ile koalisyonu şu aşamada makul görmüyoruz. Onlarında kendileri bu konuda tavırlarını net bir şekilde koydular ki, bir koalisyon tablosu içinde olacaklarını zannetmiyorum."

’Bazı partilerle arka planda koalisyon görüşmeleri yapılıyor ve hatta bakanlıkların paylaşıldığı yönünde iddialar var?’ sorusa Başbakan Davutoğlu, "Milletvekili arkadaşlarımız, başka bir partiden milletvekili arkadaşıyla dostane olarak sohbet etmişlerse bu doğal bir şey. Ama tür görüşmeler resim ve talimatla yapılan görüşmeler değildi" diye cevap verdi.

SURİYE SINIRINDAKI HAREKETLİLİK TEYAKKUZ HALİ BİR HAREKETLİLİKTİR

Suriye sınırında tampon bölge oluşturma konusundaki soruyu ise Davutoğlu, şöyle cevapladı: "Türkiye, Suriye’den gelebilecek her hangi bir tehdide karşı da hazır durumdadır. Son dönemdeki hareketlilik teyakkuz hali bir hareketliliktir. Hemen bir müdahaleden daha çok Türkiye’yi tehdit edebilecek duruma karşı hazır olmaktır. Savaşı istemeyiz, ama etrafımızda bir çok savaş cereyan ediyorsa, onlar orada bize bulaşmaz diye rehavet içine de giremeyiz."