Davutoğlu, Hizbullah lideriyle görüştü
Lübnan'da hükümet krizine çözüm bulmak üzere Beyrut'a gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, dün gece geç saatlerde Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile görüştüğü öğrenildi.
cumhuriyet.com.trDışişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Nasrallah ile otel dışında bir yerde yapılan ve yaklaşık 3 saat süren görüşmede Türkiye'nin, Lübnan'da barışın ve istikrarın korunmasına ne kadar önem verdiği ve Lübnan'daki istikrarın bölgedeki barışa ve istikrara hizmet edeceği dile getirildi.
Görüşmede Türkiye'nin, sürecin barışcı bir çerçevede devam etmesinin önemini vurguladığı ve tüm tarafları içeren ulusal birlik ruhunun kaybolmamasını, devam etmesini arzu ettiğinin ifade edildiği belirtildi. Lübnan'daki siyasi krize yol açan uluslararası mahkeme konusunda da görüş alışverişinde bulunulduğu kaydedildi. Bakan Davutoğlu ile Nasrallah arasındaki görüşmenin yeri ve zamanını güvenlik nedeniyle açıklanmazkan, görüşmenin sabaha karşı yapıldığı öğrenildi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamid bin Casim bin Cabir El Tani'nin, bugün Dürzi lider Velid Canbolad, Hristiyan Maruni lider Mişel Aun ve diğer yetkililerle görüşmesi, ardından son kez Başbakan Saad Hariri ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapması bekleniyor. Davutoğlu'nun bugün akşam saatlerinde Beyrut'taki görüşmelerini bitireceği öngörülüyor.
Lübnan'da durum tehlikeli
Suudi Arabistan, Lübnan krizinin çözümünde arabuluculuktan vazgeçti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal, El Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, Suriye ile yürütülen arabuluculuk çabalarından vazgeçtiğini belirterek, Lübnan'daki durumu "tehlikeli" olarak nitelendirdi.
Faysal, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın Lübnan krizine kapsamlı bir çözüm bulabilmek için Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile doğrudan temasa geçtiğini ancak sonuç alınamadığını belirtti. Faysal, neticede Kral Abdullah'ın arabuluculuk çabalarından vazgeçtiğini söyledi.
Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri suikastıyla ilgili soruşturmada hazırlanan ilk iddianamenin "Özel Mahkeme"'ye sunulmasından sonra bu ülkedeki durumun "tehlikeli" olduğunu belirten Faysal, Lübnan'da "bölünme" olabileceği uyarısında da bulundu.
Davutoğly görüşmeleri değerlendirdi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hükümet krizine çözüm bulmak üzere geldiği Lübnan'da dünden bu yana yaptığı görüşmeleri, Beyrut'ta Türk gazetecilere değerlendirdi.
Bakan Davutoğlu, Lübnan'daki siyasi krize çözüm bulmak için önce Suriye'de daha sonra Lübnan'da dün, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamid bin Casim bin Cabir El Tani ile görüşmelere başladıklarını belirtti. Davutoğlu, dün Lübnan Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve Hizbullah Genel Sekreteri ile bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Uzun süren görümeler oldu. Detaylı olarak konuyu ele alma fırsatı oldu. Bunlar Lübnan krizini çözmede önemli rol oynayacak. Görüştüğümüz kişiler Lübnan'da önemli aktörler, isimler. Bugün de görüşmelere devam edeceğiz. Bütün görüşmelerimizde bizim üzerinde durduğumuz model, Lübnanlıların bu sürecin bir parçası olduğu, Lübnan'da istikrarı pekiştirecek, taraflar arasındaki güven bunalımını aşacak, karşılıklı güven içinde Lübnan'ın geleceğe hazırlanmasını sağlayacak bir dizi çaba. Temel hedefimiz bu."
Davutoğlu, daha önce Suudi Arabistan ve Suriye'nin birlikte geliştirdikleri ve ileri bir aşamaya getirdikleri çok önemli bir girişim olduğunu, bu girişimi esas aldıklarını belirterek, "O girişimin etrafında, anlaşmazlık konusu olan hususlar konusunda aradaki görüş ayrılıklarını gidermeye çalışıyoruz" dedi.
Görüşmelerin uzun sürmesiyle ilgili olarak konunun detayına girdiklerini kaydeden Davutoğlu, karşılıklı mutabakat konuları tespit etme, daha samimi içten istişare zemini olmasının önemine dikkati çekti ve "Gerçekten Suriye'ye giderken içinde bulunduğumuz atmosferle şu anki durum arasında olumlu bir gelişme görüyorum" ifadesini kullandı.
En azından tarafların yürütülen sürece bir şans vermek, bu süreç içinde çözüm bulmak konusunda iyi niyetli bir çaba içinde olduklarını gördüğünü belirten Davutoğlu şunları kaydetti:
"Kimsenin kategorik olarak reddeden bir tutumu yok. Dolayısıyla konunun detayına girme imkanı buluyoruz. Bu önemli bir şey. Eğer taraflardan herhangi birisi pazar günkü pozisyonlarını muhafaza ederek, bir anlamda çok net tutumlarını sürdürüyor olsa ilerleme kaydetmek de zor olurdu. Lübnan içinde anlayış zeminini sağlamak önemli. Bölge ülkeleriyle sürekli temas halindeyiz. Bütün bölge ülkeleriyle ortak zemin, Lübnanlıların kendi aralarında buldukları ortak zemine bölgesel bir destek sağlanması lazım. Bu bölgesel destek sağlandıktan sonra, ancak o zaman uluslararası bir toplantının anlamı olur. Yoksa uluslararası bir toplantının yeterli hazırlık yapılmadan, alt yapısı oluşturulmadan yapılması istenen neticeyi sağlamaz."
Bakan Davutoğlu, Lübnan içinde ve bölgede en azından ortak bir zemin tesis edilmesi, daha sonra konunun BM Güvenlik Konseyi boyutu da olduğu için Konsey üyesi ülkeler Fransa, Almanya, ABD ile bu meseleyi paylaşmak gerektiğini belirtti. Davutoğlu, bugün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Türkiye'ye geleceğini ve onunla da bu konuyu ele alacağını sözlerine ekledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Biz kademeli bir çözüm için ilerleme sağlayabileceğimize inanıyoruz" dedi.
Bir gazetecini,n Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal'ın ülkesinin Lübnan krizinde arabuluculuktan çekildiği açıklamasını hatırlatan sorusu üzerine Bakan Davutoğlu, "Suudi Arabistan daha önce bunu açıklamıştı. Arabistan çok iyi niyetli ve bence son derece başarılı bir çerçeve oluşturarak, bu krizi aşmak için 3-4 gün önce çok önemli bir noktaya gelmişti. Biz Suudi Arabistan ve Suriye girişimini destekler şekilde devredeyiz. Alternatif ya da paralel bir girişim değil. Ümit ederiz ki, ilerleme sağlanırsa Suudi Arabistan her zaman oynadığı yapıcı rolü burada da oynar. Suudi Arabistan ile bu çerçevede bilgilendirme ve istişare anlamında görüşmelerimiz devam ediyor" diye konuştu. Bakan Davutoğlu ve Katarlı meslektaşının Beyrut temasları bugün de devam edecek.