'Darbeler en çok TSK'ye ve Türk ulusuna zarar verdi'

Balyoz Harekat Planı davasında sanık Eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Çetin Doğan, "Darbe aklımın ucundan bile geçmemiştir" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başkan Ömer Diken, üye hakimler Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü'den oluşan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin baktığı davanın 18. duruşması yapıldı. Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın dünkü oturumunda Çetin Doğan, avukatı Celal Ülgen sunumuna geçmeden önce söz aldı. Doğan, 18 Mart cuma günü avukatının savunma kapsamında hazırladığı CD'de adını kullanılmasına Başkan Ömer Diken'in tepki gösterdiğini anımsatarak “İsmininiz yer almasın dolayı rahatsızlık duydunuz. Ne idüğü bilinmeyen adamlar tarafından 'cami bombalayan insanlar olarak gösteriliyoruz. Lütfen bizim de nasıl bir psikolojide olduğumuzu anlayın” diye konuştu.

Daha sonra savunmasına başlayan Avukat Celal Ülgen, müvekkilli Çetin Doğan hakkındaki yakalama kararlarının hukuku uygun olmadığını söyledi. “Çetin Doğan hakkında kaçakmış gibi yakalama emri uygulandı” diyen Avukat Ülgen “Yakalama kararı çıkarmaya ne gerek var? Mahkemeye çağır, ifadesini al. Normalleşmeye ihtiyacımız var. Normalleşmeden demokrasiye ulaşılamaz. Dün mağdur olan 'A' bugün 'B'den, 'B' de 'A' dan intikam almaya kalkarsa durdurulumaz. Herkes bir şeyin intikamını almaya girerse bunun sonu gelmez. Hukukta intikam olmaz” diye konuştu.

Ülgen şöyle devam etti: “Hukuk Devleti’nin bir sistem olarak uygulanmasını sağlamak görevimizdir. Hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Görüşlerine katılmasam da PKK ve KCK sanıklarına da hukuk eşit uygulanmalıdır.”

Polisten mahkemeye

CMK hükümlerine göre bilgisayarların ve harddisklerin yerinde inceleneceğini ifade eden Ülgen “Kanıt usulüne uygun elde edilmeli. Bunun Yargıtay'ı var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) var” dedi. İkinci Ergenekon dava dosyasından bir iletişimin dinlenmesi kararını gösteren Avukat Ülgen, polisin talep yazısındaki “dinleme” ifadesinin “inleme” olarak yer aldığına dikkat çekerek “Aynı yanlış savcılığın yazısından mahkeme kararına kadar devam etmiş. Polisten çıkan talep yazısı karar olmuş” dedi.
 

Biz kutsalız

Türkiye'de duruşma salonlarında savcıların avukatlardan daha yüksek bir yerde oturtulduğunu belirten Ülgen “Savcının yukarıda oturması eğitim seviyesinin yüksek olduğunu göstermez. Mobilyacıyı dava edeceğimi daha önce söylemiştim. Ama 'kutsal savunma' denilir, 'kutsal iddia makamı' denilmez” diye eleştirilerini yöneltti.

Balyoz davasında sanıkların “Görevlendirmede yetkili personel” listesinden seçildiğini anlatan Ülgen “Sanıklara Plan Semineri'ne katıldıkları ya da sahte Balyoz Planını görüştükleri için de dava açılmamış. Sadece 11 No.lu CD'de imzasız üretilmiş belgelerde adı geçenler hakkında dava açılmış. Listede adı olup haklarında dava açılmayanlar var. Biz bunların neden sanık olmadıklarını sormuyoruz, iddinamede neden sanık olmadıklarının belirtilmediğini söylüyoruz” dedi.
 

Yargılama etkileniyor

Avukat Ülgen, önceki gün ve dün bazı basın organlarında davanın sanıklarından Harp Akademileri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Ahmet Yavuz'un, “tutuklanmadan 15 gün önce bütün harp oyunu ve plan seminerlerinin silinmesini emrettiği”ne ilişkin haberler yayımlandığına dikkat çekerek “Bu haberler dava üzerine gölge düşürmek, yargılamayı etkilemek açısından yapılıyor. Masumiyet ilkesini zedeleyici biçimde haberler yapılıyor. Haberler gerçeği yansıtmıyor” dedi.


Çetin Doğan: Darbelerin TSK’ye ve Türk ulusuna tahribatını gördüm

“Balyoz Harekat Planı” davasında sanık Eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Çetin Doğan, “Darbe aklımın ucundan bile geçmemiştir” dedi. Doğan “Darbelerin en çok kime zarar verdiğini gören bir asker olarak Silahlı Kuvvetleri halkın gözünde küçültülmesine yol açacak olaylardan kaçınmışımdır. Ben bir tek 1960 ihtilaline katıldım. Harbiyeli bir öğrenciydim, nasıl emir verildiğini gördüm” diye konuştu. Doğan, TSK’de Özel Kuvvetler’in “Balyoz Planı” olduğunu, bu tertiple Özel Kuvvetler’in kozmik odasına girildiğini söyledi. Avukatı Celal Ülgen'in savunmasını tamamlamasının ardından sanık avukatları Çetin Doğan'a birçok kez “özür dileyerek” sorular yöneltti.

Tutuklu sanık Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, Doğan’na iddianamede yer alan “İddia edilen darbe planı kapsamında Sözde Görevlendirme Yetkili Personel Listesi”ne değinerek böyle bir liste hazırlayıp hazırlamadığım, kimlerle nasıl irtibat kurduğunu sordu. Doğan “Mesnetsiz iddialar, savcıların uydurmaları hususlardır. Benim orduda bir kısım personel ile irtibata geçip darbe planlamam diye bir durum yoktur. Farzı mahal, darbe planlasam muhatabım kolordu komutanı olur. Zaten ihtilal düşüncesi hiçbi zaman bende ve arkadaşlarımda olmamıştır” diye yanıt verdi.

Balyoz iddianamesinde belgelerin sahte ve uyduruk olduğunu yineleyen Doğan “Bunlarla benim üzerime gidenlerin kimler olduğunu biliyorum. Başbakan'ı kastetmiyorum. Bu olayın peşinden gideceğim. Yıllarca vatana hizmet etmiş insanlara komplo kurmak, namussuzluk ve vatana ihanetten başka bir şey değildir” diye konuştu.

 

Rahatsız oldular

“Özünde benim konuşmalarım bazılarını rahatsız etmiş olabilir” diyen Doğan şöyle devam etti: “Biz 'siyasetin dışındayız' dediysek bundan 'laik, demokratik, hukuk devletinin aşındırmasına ses çıkarmayız diye anlaşılmasın. Tepkimizi yasal zeminde yaparız. Listeler yapmışım, tebliğlerde bulunmuşum. İhtilalde böyle bir usul yoktur. Farzmahal ihtilal tasarlamış olsaydım 97 kişiyi aynı anda görevlendirme olmazdı. Darbe aklımın ucundan bile geçmemiştir. Darbelerin en çok en çok kime zarar verdiğini gören bir asker olarak Silahlı Kuvvetleri halkın gözünde küçültülmesine yol açacak olaylardan kaçınmışımdır.”

 

Balyoz Planı var

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'nın avukatı Kazım Yiğit Akalın'ın sorusu üzerine “Oraj Hava Harekat Planı” diye bir şey olmadığını ifade eden Doğan şöyle devam etti: “Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 'Balyoz' planı var. Özel Kuvvetler'in 'Balyoz Planı' vardır. Genelkurmay ile 'Balyoz planı var mı' diye yazışmalar yapıldı. Bu tertip sonucunda bir hakim Özel Kuvvetler'in kozmik odasına girdi.”

 

Doğan, iddianamede “darbe planı”nın en önemli kanıtlarından biri olarak değerlendirilen “Görevlendirmede yetkili personel” listelerine ilişkin olarak şu açıklamalarda bulundu: “Böyle bir görevlendirme yoktur. Bin 400 kişiye görev veriliyor. Bunun su yüzüne çıkmaması müknün değil. Devletin istihbarat birimleri MİT; Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı'nın haberdar olmaması mümkün değil.”

 

'Darbe yapılacaksa Ankara'da yapılır'

“Darbe yapılacaksa Ankara'da yapılır” diyen Doğan şöyle devam etti: “Genelkurmay Başkanı'na, Kara Kuvvetleri Komutannı'na rahatsızlığımı açıkça anlattım. Ne benim ne de komuta kademesinde kimsenin aklının ucundan bile darbe geçmedi. 2003'ün ağustos ayında emekli oldu. Şahit olduğum toplantılarda çeşitli rahatsızlıklar gündeme gelmişti. Darbelerin Türk ordusuna ve Türk ulusuna yaptığı tahribatı izlemiş biri olarak böyle bir görüşüm olmamıştır.”

 

1960 ihtilali

Doğan şöyle konuştu: “Neye dayanarak darbe yapılıyor. Benim 1. Ordu Komutanı olarak böyle bir darbeyi palanlamam söz konusu değil. Savcı bana gösterdiğinde okumadan şekil olarak bu planın plan olmadığını söyledim. Ben bir tek 1960 ihtilaline katıldım. Harbiyeli öğrenciydim. İhtilalin nasıl yapıldığını, nasıl emir verildiğini gördüm.”

 

Batı Çalışma Grubu

Kendi çıkarlarını TSK'nin üzerine çıkarmak isteminde olanların ilişiğini kestiğini anlatan Doğan özetle şunları söyledi: “Birinci Ordu'da hoca durumunda olan bir astsubayın müridi binbaşıydı. Biz bunları tutmayız. 1995'te Batı Çalışma Grubu'nun başkanlığını yaptım. Refahyol hükümeti döneminde Refah Partisi Milletvekili Turan soyadını hatırlamıyorum ziyaretime geldi. Eskiden veterinerlik yaptığı dönemden tanıyordum. Şeriatı günlük hayatın bir parçası haline getirmek isteyenler olduğunu, Arap toplumu geliştirmek isteyenler olduğunu söyledim.”

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral tutuklu sanık Özden Örnek'in avukatı Dinçer Eskiyerli ise “İddianamede Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve Özden Örnek ile buluşup görüştüğünüz iddia ediliyor. Fırtına ve Örnek ile buluşup görüştünüz mü” diye sordu. Fırtına ve Örnek ile özel bir görüşme yapmasının söz konusu olamayacağını ifade Doğan, “Baş başa görüşmem olmamıştır. Örnek'i Donanma Komutanlığı, Fırtına'yı Harp Akademileri Komutanlığı sırasında birer kere ziyaret ettim. Diploma törenlerinde aynı anda katılmış olabiliriz” diye konuştu.

Emekli Korgeneral Engin Alan'ın avukatı Ayhan Nacak, defalarca özür dileyerek Doğan'ın “Liderleri hemen toplamamız lazım” sözlerinin anlamını sordu. Doğan, “Kalkışma yapıldığında halkı kıştırtan irticai ve bölücü örgütlerin liderlerinden” söz ettiğini anlattı. Avukat Ahmet Koç'un “bazı belediye başkanlarının adlarının bulunduğu listeye” ilişkin sorusunu “Beyin fırtınası yapıyoruz. 'Sıkıyönetim ilan edildiğinde ne olacak' dedim. Bir belediye başkanı Filistin'e Kudüs'e destek için gece düzenliyor, amacını aşıp irticai gösteri haline geliyor. O belediye başkanı görevden alındı” diye yanıtladı.

Mart 2003'teki 1. Ordu Plan Semineri'nin konusunun dış tehditler ile irticai ve bölücü faaliyetler olduğunu anlatan Doğan. “fişleme” yaptıkları suçlamasına ilişkin “Silahlı kuvvetlerde kendi personeli dışında fişleme yoktur. İçişleri Bakanlığı'nın istediği istihbarat faaliyetleridir” açıklamasını yaptı.